Aylık Arşiv: Nisan 2021

Üç hikaye üç ders

Her öykü, hayatımızın inşasında önemli bir basamaktır. Tecrübelerimizi ve bilgi birikimimizi paylaşmamız, geleceğimizin imarı, neslimizin ıslahı ve varlık dünyasının ihyası için çok önemli bir adımdır. Fıtrata uygun bir yaşam, hayata farklı bir değer katar. Çünkü, “Fıtrat ilahi bir formattır.” Bu format çerçevesinde, herkes kendi yeteneği, kabiliyeti doğrultusunda hayatını inşa ederse, yaşam bir başka olur. Yoksa; "Hiçbir balık uçmaya ve hiçbir kuş yüzmeye zorlanamaz.” Zorlanırsa, bu fıtrata aykırı olur ki, sonu intihardır.

Devamı

Günahına ağlayan genç

Resullullah Efendimiz’in hizmetkarı Sa’labe bin Abdurrahman El Ensari, ensardan birisinin kapısının önünden geçerken, hanımının yıkandığını gördü. Bakışlarını ondan alamadı. Günah işlediğini fark edince yüzünü kapatarak Mekke ve Medine arasındaki bir dağa çekildi. Onu çağırmak için iki cihan güneşi Efendimiz, Ömer bin Hattab ve Salman-ı Farisî’yi görevlendirdi. Medine’li bir çobanla karşılaştıklarında …

Devamı

Sizin hiç göyneğiniz oldu mu?

Toplum içerisinde bir davranışınızdan veya hatanızdan dolayı sizinle hiç alay edildiği oldu mu? O zaman neler hissettiniz? Ben ortaokula yeni başladığımız dönemlerde bu durumu yaşadım. Beden dersinden önce sınıfta erkekler kalır, elbiselerimizi masaların üstüne çıkarır, eşofmanlarımızı giyerdik. Ben o zamana kadar hayatımda hiç atlet giymemiştim. Annem bize kaput bezinden iç …

Devamı

Molla Muhammed Alabalık Hocamız

Diyarbakır’ın Kurdika köyünde dünyaya gelen rahmetli babam Molla Muhammed Alabalık, ömrünü ilim, irşad ve mücadeleye vakfeden gayretli bir alimdi. Yüzlerce talebe okutmuştu. Ziyaretine gelenlere Allah’ın emir ve yasaklarını anlatır, onlara Allah’ın davasına gayret göstermeleri konusunda telkinlerde bulunurdu. Tahkiki iman konusuna ehemmiyet verirdi. Hak davada şuurulu olmanın önemine vurgu yapardı. “Sakın …

Devamı

Şuurlu bir alim Ömer Lütfi Zararsız hoca

Omer Lütfi Zararsız 1933 yılında Yozgat‘ta doğdu. Babasından fıkıh tahsil etti. Babası fıkıh ilmine vukufu ile tanınmış Yozgat çevresin de büyük hizmetleri olmuş bir hocaefendidir. Daha sonra Yozgatlı Haşmet Doğar Hocaefendi’den ders aldı. Kimi dergi ve gazetelerde uzun süre fıkıh konularına ilişkin yazıları yayınlandı. “İslam’da Irkçılık ve Milliyetçilik” Ahmet Naim …

Devamı

Ehl-i Sünnet ve Cemaat Akidesinin Beyanı

İnsan, öncelikle itikadını düzeltmesi gerek. Bu düzeltme de, fırka-i naciye olan Ehl-i Sünnet ve cemaatın görüşlerine uygun olarak yapılmalıdır. Allah onların hepsinden razı olsun. Zira onlar, süvad-ı âzamdır; cemm-i gafirdir. Evet, itikad anlatılan manada tashih edilmeli ki, uhrevi felâh, ebedi necât tasavvur edile...

Devamı

İbrahim bin Edhem’e bu yapılır mı?

İbrâhim bin Edhem bir grup arkadaşıyla birlikte idi, gündüzleri çalışıp onlara harcardı. Akşamleyin oruçlu olarak bir yerde toplanırlardı ve İbrâhîm bin Edhem her seferinde işten geç dönerdi. Arkadaşları bir akşam birbirlerine: “Gelin bu akşam da iftarı onsuz yapalım, geldiğinde kendisine yiyecek bir şey kalmadığını görür ve bundan sonra zamanında gelmeye …

Devamı

Bir zihniyet olarak demokrasi

Demokrasi günümüzde hep bir yönetim biçimi olarak tartışıldığı için, “bir zihniyet olarak demokrasi” meselesi şimdiye kadar neredeyse hiç gündeme gelmedi. Hep demokrasinin iyi bir yönetim biçimi olduğu ön kabulü ile meseleye yaklaşıldı. Oysa demokrasinin tehlikesi sadece bir yönetim biçimi olmasından kaynaklanmıyordu. Demokrasinin asıl tehlikesi “demokratik kafa” da diyebileceğimiz bir zihniyeti …

Devamı

İlmi gizleyenler ve ayetleri satanlar

“Göndermiş olduğumuz apaçık belgeleri ve (dosdoğru yola ulaştıran) hidâyeti, (Biz onları ilahi) Kitaplarda tüm insanlara açıkça bildirmemize rağmen (basit dünyevî çıkarları uğruna) gizleyenler var ya; işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet edici (insanlar, cinler ve melek)ler lânet ederler!”1 Bu ayetin bir benzeri ise aynı suredeki şu ayettir: “Allah’ın indirdiği Kitabın herhangi bir hükmünü gizleyen …

Devamı

İbrahim Hakkı Hazretleri ve zalim atlı

Cenab-ı Allah yeryüzünde zalimlerin bir müddet kötülük yapmalarına izin vererek böylece insanları imtihan etmeyi murat etmiştir. Mazlum olan kimse Allah'a olan güveni ve musibete karşı sabrıyla imtihan olunmuştur. Bakalım kendisine uğrayan musibetleri nasıl bir ruh haliyle karşılıyor? Dengesi bozulmuş bir halde isyanvari bir tavırla mı karşılıyor yoksa "Hoştur bana senden gelen, ya hıl'atü yahut diken" diyerek mi karşılıyor? İkinci olarak Cenab-ı Hak zalimlerin de ateşini arttırmak için bu imtihanı yapıyor ki nice zalimlerin zulümde ne kadar ileri gidebileceğini biz kullar da görmüş oluyoruz.

Devamı