Varlık dünyamızın denge unsuru demek olan uyum, “uy” kökünden türetilmiştir. “Uyku” kavramı ile aynı köktendir. Uyku, somut olarak elle tutulmayan, gözle görülmeyen, ağırlığı ve hacmi olmayan, bedenin sükûnetini, uyumunu ve dengesini sağlayan yegâne unsurdur. Acıktığımızda yemek yeriz. Bunun bir ağırlığı ve hacmi vardır. Susadığımızda su içeriz. Bunun da bir ağırlığı …
DevamıAylık Arşiv: Kasım 2022
Bozuldu dünya/ Bayburtlu Hicrani
Günbegün devrolup bozuldu dünya,Dahi yaşanacak zaman mı kaldı?Selboldu milletten edep ü haya,Kadında, erkekte erkan mı kaldı? Cahiller divane, kamiller sarhoş,Bülbül kafesinde ötüyor baykuş,Bağlar gazellendi, meyvalar mayhoş,Alıp koklaşacak reyhan mı kaldı? Şehristanda alış veriş tüccarı,Haramı doldurdu serden içeri,Köylüde kalmadı rehim eseri,Açıp sırlaşacak ihvan mı kaldı? Bu millet atıldı hep haramkara,Nefsine aldandı …
DevamıKararlılık ve azim ile ilgili çocuk hikayesi
Ömer yine erkenden uyanmıştı. Çok güzel bir sabahtı. Abdestini aldı ve namazını kıldı. Annesi Zeynep Hanım içeriye girdi ve “Aferin oğlum yine erkenden kalkmışsın. Namazınıda kılmışsın.” Dedi. Hep birlikte kahvaltıya oturdular. Ömer çok heyecanlıydı. Ömer bu gün maket roket yarışmasına katılacaktı. Babasına yapacaklarını anlatıyordu. Çabucak telaşla okula hazırlandı. Babası Ömer’i …
DevamıGürültü yapan talebelerin ellerini öptü
Bazen Şeyh Seyda yatsıdan sonra veya ikindiden sonra hatme yapardı. Yahut bir Perşembe akşamına denk gelirdi… Hatme yapılırken cemaat çok kalabalık olurdu. O sırada talebeler oyun oynar, gürültü yaparlardı. Sesleri tâ köyün dışına çıkardı. Seyda onlara hiç kızmazdı. “Şurada beş dakika bir durun, biz hatmemizi bitirelim, ondan sonra ne yaparsanız …
DevamıNecip Fazıl’ın cenazesinde neler yaşandı?
Yüksek İslam Enstitüsü’nde okurken, çok sevdiğim şair Necip Fazıl Kısakürek’in öldüğü haberini duydum. Merhumun Çile isminde bir şiir kitabı vardır, o kitabı satın alıp bir solukta okuyup su gibi içtiğimi hatırlarım. Öyle hoşuma gitmişti ki o güne kadar öyle güzel şiirler hiç okumamıştım. Cenazesinin Avrupa yakasındaki Fatih Camii’nden kaldırılacağını …
DevamıMehmed Zahid Efendi’den tatlı hatıralar
Kendisini ilk dinleyişim sanırım 1952’de, herhalde ilk hutbesindeydi. Çivicizâde Ümmügülsüm Camii‘nde… Celâl dolu bir hutbeydi. Halbuki hutbenin dışında hakim vasfı yağ gibi yumuşak olmasıydı. Hilim ve bast her anıydı. Ve ibadet temizliği… Giyinişinde, tavrında, halinde o kadar barizdi ki… Birçoklarına dönüp baktırırdı. Gazeteci olarak gidersiniz! Sanırım 1954’te idi. “Hacca gideceğiz, …
DevamıHû kuşu/ Yaşar Fersahoğlu
Hû kuşu bu gece inledi durduHû diye Hû diye Hû diye diyeDertli gönülleri yaktı kavurduHû diye Hû diye Hû diye diye. Bilmem ki nedendi ne idi derdiHû idi dilinin değişmez virdiHû kuşu bu gece gönlüme girdiHû diye Hû diye Hû diye diye. Bir tatlı tegannî çok yanık bir sesGüftesi harika …
DevamıAh şu toptancı tavırlarımız!
Bursa’da esnaf olan Ali bir gün köyüne gider, kahvehanenin önünde oturan insanlara selam verir, hal hatırdan sonra: “Kusura bakmayın, sohbetinizi bozdum galiba. İsterseniz kaldığınız yerden devam edin” der. İçlerinde temiz kıyafetli birisi konuşmaya başlar: ”Bizim öğretmen arkadaşımız Salim, bu köye atandığında kendisine yardımcı olmak için beraber ev aramaya çıktık. Köylüler …
DevamıKibirli alimi susturan soru…
Rivayet olunur ki, bir zamanlar kendisine “ayaklı kütüphane” denilen, gerçekten de ilmi seviyesi yüksek, hemen her konuda malumat sahibi bir zat varmış. Ne var ki bu büyük âlim, ilminden dolayı biraz mağrur imiş ve başkalarının ilmini küçümsermiş. Oralarda yaşayan ilmi seviyesi normal fakat arif bir zat varmış. Bir gün o …
Devamıİslam’da noterlik…
Hayatın doğal akışı içerisinde şahidiz ki insan kendi kendine yeterli bir varlık değildir. Yüce Allah hayatın kolektif olarak devamını murat etmiş ve insanları birbirlerine muhtaç hâlde yaratmıştır. Bu muhtaçlıktan çeşitli ilim dalları ve sanatlar da doğmuştur. İnsanlar ihtiyaçlarını madden karşılama çabasına girdiklerinde yetersiz kalınca çevresinden para ve diğer ihtiyaçlarını bir …
Devamı