Uyku nimetinin farkında mısınız?

Varlık dünyamızın denge unsuru demek olan uyum, “uy” kökünden türetilmiştir. “Uyku” kavramı ile aynı köktendir. Uyku, somut olarak elle tutulmayan, gözle görülmeyen, ağırlığı ve hacmi olmayan, bedenin sükûnetini, uyumunu ve dengesini sağlayan yegâne unsurdur.

Acıktığımızda yemek yeriz. Bunun bir ağırlığı ve hacmi vardır. Susadığımızda su içeriz. Bunun da bir ağırlığı ve hacmi vardır. Su ve gıdaya ihtiyaç duyduğumuzda satın alırız. Ancak uyku denen şeye ihtiyaç duyulduğunda, dışarda satın alınması mümkün olmayan hayatın bir parçası ve denge unsuru. Müthiş bir şey bu.

Uyku nimeti

Uyku, sadece insanoğlunun mecbur olduğu bir durum değildir. Hemen-hemen bütün memeli hayvanlar, hayatlarını sürdürebilmeleri için uyumak zorundadırlar. Uyku ile ilgili ilmî çalışmalar, son 50-60 yılda büyük bir aşama kaydetmiştir. Bu araştırmalara göre uyku bedenden çok beyinin ihtiyacıdır. Beyin ise, çok kompleks ve hayret verici bir yapıya sahiptir. Bütün canlı organizmalar için beyin, kontrol ve komuta merkezi hükmündedir.

Olayların ve durumların arka planını dikkate alan ve çok boyutlu bir yaklaşımla meseleleri değerlendiren, analiz eden bir insan, uyku kavramı üzerine düşündüğünde Yaratıcının sonsuz gücünü, ilmini ve kudretini görür.

Uyku, elle tutulmayan gözle görülmeyen, belli bir hacmi ve ağırlığı olmayan bir nesne. Onsuz bir hayat düşünülemez. Uykumuz gelmediği zaman, gidip marketten satın alma şansımız yok. Ancak görüyor ve anlıyoruz ki, insanoğlunun ve bütün memeli hayvanların kontrol- komuta merkezi durumunda olan beynin gereksinim duyduğu en önemli unsurlardan biri uykudur. Uykusuzluk yaşayanların dengelerinin nasıl sarsıldığını görmek zor değildir.

Sahip olduğumuz ama bazen farkında olmadığımız değerlerden biridir uyku. Onun sayesinde her gün kendimize yeni bir format atarız. Yaratıcımız bizleri uyku gibi daha nice değerlerle donatmıştır. Bu değerlerin farkında olarak bir yaşam sürdürmek, hayattan zevk almak, haz duymak bir ayrıcalıktır. Bu yaşam sevinci içerisinde olup-biten olayların farkında olarak bir farkındalık oluşturmak, içiyle-dışıyla ve doğayla uyumlu ve mutlu bir yaşam sürdürmek ayrı bir güzelliktir. Bu güzelliği görenlere ve yaşayanlara selam olsun.

Uyku şifadır

Anadolu’nun arif öğretmenlerinden Ali Uslu Hoca uyku nimetine dair şu güzel tespitleri yapıyor: “Dün bilgisayara fazla baktığımdan olsa gerek gözlerim acımaya başladı. Gidip uyudum. Geceleyin uyandığımda gözlerimdeki acımanın geçtiğini fark ettim. Bunun üzerine biraz düşündüm, meğer uyku ne güzel bir ilaçmış; ne güzel bir nimetmiş.

Mesela ağır işler yaptığımızda yoruluyoruz, kımıldayacak halimiz kalmıyor. Uyuyoruz, sabaha dinç vaziyette kalkıyoruz. Moralimiz bozuluyor veya bir şeye canımız sıkılıyor. Uyuyoruz, sabah kalktığımızda moralimiz düzelmiş, psikolojimiz normal hale gelmiş oluyor. Kafamıza takılan bir meseleyi çözümleyemediğimiz durumlarda uyuduğumuzda sabahleyin yeni çözüm yolları bulabiliyoruz.

Uyku bizim hem bedenimizi hem zihnimizi dinlendiriyor. Hem de bilinç altımızı temizliyormuş. Ayet-i kerimede; ‘Şayet Rabbinizin nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız’ (Nahl, 18) İşte uyku nimeti de bu nimetlerin en büyüklerinden. Kim bilir uykunun bize daha ne gibi faydaları vardır.

Bu konuyla ilgilenenler ilim adamları elbette bu konuda çok şey biliyorlar ve söylüyorlardır. Her birimiz ortalama olarak günümüzün üçte biri veya dörtte birinde bu nimetten yararlanıyoruz. Rabbimizin verdiği tüm nimetlere şükürler olsun. Özellikle uyku nimetine ayrıca şükürler olsun. Ey Rabbimiz istirahatle geçirebildiğimiz saniyeler adedince sana hamd ediyor, şükürler ediyoruz. Bizi bu nimetinden de mahrum eyleme.”

Küçük ölümdür

Muhammed İkbal; “Uyku küçük ölümdür. Ölüm derin uykudur. Mademki her uykunun bir uyanışı vardır. O halde, derin uyku demek olan ölümün de bir uyanışı vardır. O da diriliştir” der. Nitekim Zümer Suresi 42. ayetinde bu hakikate işaret edilmiştir: “Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır.”

Gerçekten de uyku halinde, dünya gerçekliğiyle bütün ilişkilerimiz kesilir. Uyku halinde birisi gelip bize bir kötülük yapmak isterse, farkında bile olmayız. Adeta Yaratanımız, bizlere şu mesajı veriyor: Her 24 saatte bir sizi öldürüyorum ve diriltiyorum. Bu benim için çok kolaydır. Öte dünyada (Ebedi hayatta) hepinizi diriltmek, bir tek insanı öldürüp diriltmek gibidir.

Prof. Dr. Şemsettin Dursun/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Bize nasıl kıydınız?

Bir otobüs yolculuğundayım, yolcuların birçoğu uyuyor. Önlerindeki ekranlardan akan pislikleri izleyerek günah bataklığına batanlar da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.