irfandunyamiz

İbrahim bin Edhem’e bu yapılır mı?

İbrâhim bin Edhem bir grup arkadaşıyla birlikte idi, gündüzleri çalışıp onlara harcardı. Akşamleyin oruçlu olarak bir yerde toplanırlardı ve İbrâhîm bin Edhem her seferinde işten geç dönerdi. Arkadaşları bir akşam birbirlerine: “Gelin bu akşam da iftarı onsuz yapalım, geldiğinde kendisine yiyecek bir şey kalmadığını görür ve bundan sonra zamanında gelmeye …

Devamı

Bir zihniyet olarak demokrasi

Demokrasi günümüzde hep bir yönetim biçimi olarak tartışıldığı için, “bir zihniyet olarak demokrasi” meselesi şimdiye kadar neredeyse hiç gündeme gelmedi. Hep demokrasinin iyi bir yönetim biçimi olduğu ön kabulü ile meseleye yaklaşıldı. Oysa demokrasinin tehlikesi sadece bir yönetim biçimi olmasından kaynaklanmıyordu. Demokrasinin asıl tehlikesi “demokratik kafa” da diyebileceğimiz bir zihniyeti …

Devamı

İlmi gizleyenler ve ayetleri satanlar

“Göndermiş olduğumuz apaçık belgeleri ve (dosdoğru yola ulaştıran) hidâyeti, (Biz onları ilahi) Kitaplarda tüm insanlara açıkça bildirmemize rağmen (basit dünyevî çıkarları uğruna) gizleyenler var ya; işte onlara hem Allah lânet eder, hem de bütün lânet edici (insanlar, cinler ve melek)ler lânet ederler!”1 Bu ayetin bir benzeri ise aynı suredeki şu ayettir: “Allah’ın indirdiği Kitabın herhangi bir hükmünü gizleyen …

Devamı

İbrahim Hakkı Hazretleri ve zalim atlı

Cenab-ı Allah yeryüzünde zalimlerin bir müddet kötülük yapmalarına izin vererek böylece insanları imtihan etmeyi murat etmiştir. Mazlum olan kimse Allah'a olan güveni ve musibete karşı sabrıyla imtihan olunmuştur. Bakalım kendisine uğrayan musibetleri nasıl bir ruh haliyle karşılıyor? Dengesi bozulmuş bir halde isyanvari bir tavırla mı karşılıyor yoksa "Hoştur bana senden gelen, ya hıl'atü yahut diken" diyerek mi karşılıyor? İkinci olarak Cenab-ı Hak zalimlerin de ateşini arttırmak için bu imtihanı yapıyor ki nice zalimlerin zulümde ne kadar ileri gidebileceğini biz kullar da görmüş oluyoruz.

Devamı

Peygamberimiz Asiye ismini neden değiştirdi?

İsminin, bir insan üzerinde bırakacağı tesir elbette ki inkar edilemez. Bu tesiri küçümsemek de aklı başında olan birinin yapabileceği davranış olamaz. Bu alanda gösterilecek ihmal de basite alınamaz. İsim, sahibi olan insanla bir ömür boyu bütünleşir. Kendisini tanıyanlarca, o kişi görülünce ismi, ismi duyulunca da o kişi zihinlerde canlanacaktır. Bu …

Devamı

Üç fitne…

Âyet-i kerîmede buyurulur: “Allah nezdinde hak din İslâm’dır…” (Âl-i İmrân, 19) Günümüzde bâtıl ve muharref dinlerin, insanlığa verebileceği bir şey kalmamıştır. Dünya; nefsâniyetin, bencilliğin, zulümlerin, küfür ve nifâkın karanlıklarında can çekişirken, insanlığın tek ümidi İslâm’dır, İslâm’dadır. Bu sebeple; İslâm’a dört bir yandan hücum ve taarruzların artmış olmasını, garip karşılamamak îcâb …

Devamı

Çağımızın Adeviyyesi Melahat Armağan Ablamız

Kasvetli yılların aydınlık yüzü, başörtüsünü kendine kefen yapan, Kur’an aşığı, münevver, nadide öğretmen Melahat Armağan da Hakka yürüdü. İsmi gibi ahlakı da güzel idi. Allah rahmet eylesin. Mekanı cennet olsun.  “İslamî simge” başörtüsü nedeniyle 1966’da Urfa’da, Cumhuriyet İlkokulu’nda öğretmen iken görevden alınan ilk öğretmen hanımefendi ablamızın vefatını duyunca çok üzüldüm. …

Devamı

Abdulkadir Geylani’yi ağlatan cevap…

Abdülkadir Geylani Hazretlerine birisi bir köle hediye ediyor, diyor ki: “Bu köleyi alın, zatınıza hizmetçi olsun.” Abdülkadir Geylani Hazretleri köleyi alıyor, evine getiriyor: ”Evladım, bak,” diyor ” Şu odalar yatma yeridir, şu elbiseler de giyilebilir. Yemek istiyorsan işte şu yemekler var.” Ondan sonra soruyor: “Şimdi gördün bunları, nerede yatmak istersin?” …

Devamı

Demokrasinin kutsanma süreci

Dünya üzerinde birçok farklı demokrasi anlayışları mevcuttur. Türkiye üzerinden düşünecek olursak ülkemizde de her kesimin demokrasiyi kendisine göre yorumladığını görüyoruz. Buna bir de zamanında “takiyye” yapmak zorunda bırakılan mütedeyyin insanların demokrasi tanımlarını da ekleyince bu tanımlar epey bir kalabalık hale geliyor… İsmet Özel bu çeşitliliği şöyle ifade ediyor: “Demokratik bir …

Devamı

Behlül Dânâ’ya öyle bir cevap verdi ki…

Behlül Dânâ bir gün Bağdât sokaklarından birinde giderken, oynayan çocuklar gördü. Çocuklardan biri ise bir köşeye çekilmiş onlara bakıyor ve ağlıyordu. Behlül Dânâ o çocuğun yanına gitti ve; “- Ey çocuk niçin ağlıyorsun? Gel sana bir şeyler alayım da sen de arkadaşlarınla oyna” dedi ve çocuğun başını okşadı. Çocuk bakışlarını …

Devamı