2000’li yıllarda, Bursa’da sanırım tasavvufla ilgili bir sempozyum (muhtemelen Üftâde sempozyumu) sonrasında akademisyen hocalar ve arkadaşlarla beraber çarşı gibi bir yerde dolaşıyorduk. Yaşlıca bir kadın Hasan Kamil Yılmaz Bey Hocama yaklaşıp: “Oğlum! Sen ne iş yaparsın?” diye sordu. Kamil Bey: “Öğretmenim” dedi. Kadın: “İyi, maşallah” deyip gitti. Aslında Kamil Bey …
DevamıVapurlarda “El Fatiha” anonsu yapılırmış…
Her şeyin bir adabı vardır. Bir şehre gitmiş isek, o şehrin manevi mimarlarının kabirlerine Fatiha okumayı ihmal etmemeliyiz. Bu bizim derin geleneğimizdir. Büyüklerimizden öğrendiğimiz bu güzel geleneği unutmayalım ve yaygınlaştırmaya çalışalım. Yerin altındakilere hürmet etmeyenler, üstündekilere de hürmet etmezler. Zira bizler Yahya Kemal'in de dediği gibi; "Yerin altındakilerle beraber yaşarız.
DevamıAh be evladım, o senin pırlanta kalbindir
Neyzen Tevfik Allah'ın bir garip kuludur. Bizim Mehmet Akif'imizin onu çok sevdiğini biliyoruz. Mert, dobra bir insandır, kimseye minnet etmez. Onun bu güzel hatırası bizlere çok şey katıyor. "Yardım ediyorsan da güzel etmelisin" düşüncesini öğretiyor. Bir de zarafeti ve inceliği tabi ki... Bir insanın hakikaten de pırlanta gibi bir kalbi olmalı ki, bu hatıradaki genç gibi ince düşünmeyi başarabilsin. İnce düşünmek demişken, sahi ince düşünenlerimiz ne kadar da azaldı, öyle değil mi? Biz bu güzel faziletleri yaymak için yayındayız. İrfanDunyamiz'daki diğer yazıları da okumanızı tavsiye ederim, çünkü bu site de kötü yazı yok.
Devamı