Yaklaşık bir senedir hemen her hafta ilim ve fıkıh sevdalısı bir grup arkadaşla birlikte İmam Şafii’nin Er-Risâle adlı usûl eserini okuyup şerhleriyle beraber müzakere ediyoruz. Kitabın sonlarına yaklaştığımızda bir dersin konusu “istihsan” idi. Arkadaşlarımızdan biri, bir Hocamızın Şafii Mezhebini “ehli hadis” kategorisinde konumlandırdığını söyledi. Ayrıca İmam Şafii’nin sadece lafız eksenli …
DevamıKurban ibadetinde fısktan kaçınmak…
Kurban, İslâm dininde insanı Allah Teâlâ’ya yaklaştıran bir ibadettir. Bu nitelik kurbanın tanımında da vardır. Kelime olarak “kurb” kökünden türemiştir. İnsana saadet kazandıracak amelleri Yüce Allah’a itaat niyetiyle ifa etmek kurb’tur.1 Kurban kelimesi Kur’an’da bizzat kullanılmaktadır.2 Çoğulu ve tekili için aynı kelime kullanılır. Kelimenin ilk kullanılış şeklinde, melike yakınlaşmak için …
Devamıİsra ve Miraç ile ilgili bazı açıklamalar
İsrâ ve Miraç, Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in hayatında gerçekleşmiş olağanüstü bir hâdisedir. Olayın gerçekliği ve mucizevî mahiyeti konusunda tarihi süreçte ümmet içinde ciddi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Sahabeden bugüne hangi mezhep ve meşrepten olursa olsun Müslümanların büyük çoğunluğu, bu olayın gerçekliğini kabul ve tasdik etmişlerdir. Miraç olayı, ilk dönemlerden …
DevamıFıkıhta ve Hadiste “fasık” kavramı
Fıkıh literatüründe fısk imâmet, devlet başkanlığı ve hâkimlikten ehliyet, şahitlik, vesâyet, velâyet gibi konulara kadar insan unsurunun ağırlık taşıdığı birçok alanda önemli bir eksiklik olarak görülmüş, bu alanlarda kişilerin âdil olması veya fâsık olmaması şartı ileri sürülerek fısk, bazı hak ve yetkilerin kazanılmasına veya görev ve sorumlulukların yüklenilmesine engel görülmüştür. …
Devamıİslam’da noterlik…
Hayatın doğal akışı içerisinde şahidiz ki insan kendi kendine yeterli bir varlık değildir. Yüce Allah hayatın kolektif olarak devamını murat etmiş ve insanları birbirlerine muhtaç hâlde yaratmıştır. Bu muhtaçlıktan çeşitli ilim dalları ve sanatlar da doğmuştur. İnsanlar ihtiyaçlarını madden karşılama çabasına girdiklerinde yetersiz kalınca çevresinden para ve diğer ihtiyaçlarını bir …
Devamıİlk kıblemiz Kabe mi? Mescid-i Aksa mı?
Filistinli Müslümanlara işkencenin doruk noktasına çıkmasından ve Kudüs dâhil vatanlarının Yahudiler tarafından işgal edilmesinden beri Müslümanları bu topraklara karşı teyakkuz hâlinde tutabilmek ve Kudüs davasına sahip çıkarabilmek için “Mescid-i Aksa ilk kıblemiz” şeklinde bir ifade Müslümanlar arasında daha da yaygınlık kazanmaya başladı. Eskiden çok az kullanılan bu ifade popüler hâle …
DevamıHazreti İsa’yı doğru anlamak…
Hazreti İsa aleyhis selam, Kur’an-ı Kerim’de “Mesih”, “Kelimetullah” ve “Ruhullah” adlarıyla da tanıtılmıştır. Ona “Ruhullah” ve “Kelimetullah” denilmesi tekrime içindir. Allah Teâlâ “ol” emriyle/kelimesiyle onu varlık sahasına çıkarmış; Cebrail vasıtasıyla, yarattığı ruhu annesinde var ettiği için de “Ruhullah” denmiştir. Allah’ın yarattığı ruh manasındadır. Her iki isimle Allah, onu şereflendirmiştir. Annesi, …
DevamıPeygamberimizin anne babası iman üzere mi ölmüştür?
Bazı tefsir kaynakları ve rivayet kitapları Hazreti Âmine’nin müşrik olarak öldüğünü iddia etmişler ve kitaplarına yazmışlardır.[1] Bu rivayetlerin doğru olabilmesi için konuyla ilgili ilahi bir beyanatın olması gerekir. Çünkü ayette durum açıkça şöyle ifade edilmiştir: “(Küfür üzerine ölmeleri nedeniyle) cehennemlik oldukları apaçık belli olan kimselere” istiğfar edilmeyeceği belirtilmiştir. Küfür üzerine …
DevamıTasavvuf ve tarikatların doğuşu
Cibril hadisinde de ifade edildiği gibi, yüce dinimizin itikat ve amelin yanında bir de ahlaki ve tezkiye boyutu mevcuttur. Hicri II. asırdan sonra ilimlerin birbirinden ayrışması ve bağımsız hale gelmeleri sürecinde; İman meseleleriyle ilgili konular İtikat ve Kelam uleması tarafından “İtikat” adıyla, amelle ilgili meseleler fakihler tarafından “Fıkıh” adıyla tedvin …
DevamıBir şeyh efendiye rabıta yapmak şirk midir?
Rabıta, aslında çok basit ve yalın bir manevi eğitim yöntemi olmasına rağmen anlaşılması bilinçli şekilde zorlaştırılan ve tartışılan konulardan birisidir. Kimi araştırmacılar mevcut bazı yanlışlardan hareketle genellemeci bir yaklaşımla rabıtayı şirk olarak değerlendirdiği gibi, kimileri de aynı genellemeci anlayışla her türlü rabıtanın doğru ve meşru olduğunu savunmaktadırlar. Doğru olan ise, …
Devamı