Sahabe nesli, kültürel anlayışını sadece Kur’an vahyinden ve Resulullahın hadislerinden alıyordu. Buna bağlı olarak, cahiliye döneminin kötü inançlarını ve değerlerini siliyor, Allah’tan gelen yeni manalarla kalplerini dolduruyorlardı. Bu insanların ortamını değiştiren şey, vahiyle günlük buluşmalarıdır. Bir başka ifadeyle; “Nefisler, Allah’tan inen vahiyle reaksiyona girmiş ve kişi önceki haline hiç benzemeyen …
DevamıBen dili ayırır, biz dili toparlar…
“Ben” orucuna durmak, “ben” demeyi bırakmak, “biz” olmanın erdemine, güzelliğine, yüceliğine erişmek, bireysel gururun, yalnızlığın zindanından; bizi çoğaltan, gönül kapılarını bütün bir varlık dünyasına açarak “biz” cennetine hicret etmek ne büyük bir mutluluk! Tevazuun, doğruluğun, dostluğun, yarenliğin ve hasbiliğin kanatları altında “biz” anlayışını inşa edersek yepyeni ufuklara kanat çırparız. Sadi …
DevamıKurucu dinamiklerimizden ahilik anlayışı…
Fütüvvet anlayışının devamı niteliğinde ve özellikle esnafların ilgi gösterdiği ahîlik teşkilatı ilkeleri, ulaşmayı arzuladığı hedefleri ve yetiştirmeyi amaçladığı insan portresiyle sûfî düşüncenin rengine boyanmış kurumlardan biridir.1 Ahî; köken itibariyle Arapça bir sözcüktür ve “Erkek kardeşim” anlamına gelmektedir.2 “Kardeşim” sloganını kullanan bu anlayışın vizyonunun “Hep birlikte büyük hedeflere yürümek” anlayışına dayandığı …
DevamıHadis ilminin önemine dair…
Rasûl-i Ekrem sallellahu aleyhi ve sellem’in İslâm ümmetine öğrettiği bir düstur var: “Ameller ancak niyetlere göre sıhhat ve kemal kazanır.” Hazreti Ali radıyellahu anh’ın da öğrettiği bir hikmet var: “Bilesiniz ki, insanlar ortaya koydukları maharetlerle temayüz ederler; iyi, güzel ve sağlam eserlerle tanınırlar. Her insanın değeri, sergilediği kaliteli iş ve …
DevamıVelilerin ahkâma dair hassasiyetleri…
Cenab-ı Allah Casiye Suresi 18. ayetinde şöyle buyurmuştur: “Sonra seni emrimizden bir şeriat üzere kıldık. Öyleyse sen ona uy, bilmeyenlerin hevalarına uyma.” Bu ayet-i kerimeyi merhum Elmalılı Hamdi Yazır şöyle tefsir etmiştir: “Emir, din işi veya Allah’ın emri demektir. Yani bu Kur’an’da açıklandığı üzere Allah’ın sana vahyettiği emir ve yasaktan …
DevamıHoş söz meyvesini verir…
Öyle konuş ki sözlerin Kur’an’ın ifadesiyle kelime-yi tayyibe kıvamında olsun. Zira hoş ve güzel sözler her zaman bereketlidir ve meyvesini verir. Kısır tartışmaların insana bir menfaati yoktur. Kapıları açan, insana yaşama sanatında mesafe kat ettiren hoş ve güzel sözlerdir. Cenab-ı Hak şu ayet-i kerimelerde güzel sözün bereketini çok güzel bir …
DevamıKurucu dinamiklerimizden fütüvvet düşüncesi…
Tasavvuf, genel olarak İslam’ın bâtınî yorumu veya kişinin manevî yönünü ıslah eden bir sistem olarak tarif edilmiştir.1 Bu ve benzeri tanımlar tasavvuf düşüncesinin İslam’ın ve bireyin maddî boyutuna dair tespit ve gayretlerinin olmadığı anlamına gelmemektedir. Sûfîler, mânevî gelişim için maddî inşanın son derece önemli olduğunu sıklıkla vurgulamışlardır. Kişinin dışa vurumu …
DevamıKur’an’la diriliş mevsimi Ramazan…
Ramazan ideolojilere veda ederek Kur’an’la dirilme ayıdır. Ramazan ayını doğru anlayabilmek için bu ayda inmeye başlayan Kur’an’ı, Hicret’ten sonra farz kılınan orucu ve yine Hicret’in ikinci yılında cihadın bir türü olarak mukateleye izin verilmesini beraber düşünmeliyiz. Bunların birbirleriyle çok yakın alakası vardır. İç içedir. Kur’an’la insan önce zihnini, anlayışını, kalbini …
DevamıRamazan adabı…
Ramazan bizler için büyük bir manevi sofradır. Bu sofradan hep beraber en güzel bir şekilde istifade edebilmek için en başta orucun hikmetini anlamaya çalışmalıyız. Rabbimiz Bakara 183. ayetinde “korunmamız” için orucu farz kıldığını beyan ediyor. Demek ki oruç ibadeti takva sahibi olup günahlardan yüz çevirmemize vesile olmaktadır. İlmihal bilgilerini öğrenmek …
DevamıMa’ruf üzere söz söylemek…
Öyle konuş ki sözün Kur’an tabiriyle kavl-i ma‘rûf olsun. Bilgiye dayalı, anlamlı, gönül alıcı, olumlu, güzel, yapıcı ve meşru sözdür kavl-i ma’rûf… Nitekim Kur’an-ı Kerim’de her bir toplumsal katmana yönelik olarak nasıl bir tavır takınmamız ve nasıl bir söz söylememiz gerektiği açıkça ortaya konulmaktadır. Cenab-ı Hak yoksullara karşı ma’rûf üzerine …
Devamı