Peygamberimizin saçı ve sakalı nasıldı?

Kâinattaki güzellik insanda toplanmıştır. İnsanlar içinde de Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’de güzelliklerin en mükemmel olanı tecelli etmiştir.

Berâ bin Âzib, Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’i şöyle vasfetmiştir:

“Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem orta boylu idi. İki omuzu arası genişti. Kulak yumuşağına kadar inen gür saçı vardı. Ben bir defasında Peygamberi kırmızı bir libâs içinde görmüştüm. Kesin olarak derim ki, ben güzellikte Ona denk olabilecek hiç bir şey görmedim.” (Buhârî, Menâkıb, 23; Müslim, Fedâil, 91, 92; Nesâî, Zînet, 59; Ahmed, IV, 281)

Simak, Câbir bir Semure’yi şöyle derken işitmiştir:

“Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in sakalı ile başının ön tarafı ağarmaya başlamıştı. Yağ süründüğü zaman (beyazlık) belli olmazdı. Saçı dağıldığında bu belli olurdu. Sakalı sıktı.”

Bir adam Câbir’e: “Yüzü kılıç gibi miydi” diye sordu. Câbir de: “Hayır, bilakis ay ve güneş gibi yuvarlaktı. Omuzundaki mührü de gördüm, güvercin yumurtası kadardı. Tenine benziyordu” cevabını verdi. (Müslim, Fedâil, 109; Buhârî, Menâkıb, 23; Ahmed, V, 104)

Sahâbe, Peygamber sallellahu aleyhi ve sellem’in şemâilini; şeklini, her halini, tesbit ve takip ediyordu, sırtındaki mührünü tesbite kadar.

Sakalın Önemi

Peygamber Efendimiz sakal hakkında şöyle buyurmuştur:

“Müşriklere muhalefet edin; bıyıkları kısaltın, sakalları uzatın.” (Müslim, Tahâret, 54; Buhârî, Libâs, 64; Ebû Dâvûd, Tereccül, 16; Tirmizî, Edeb, 18; Nesâî, Tahâret, 14, Zînet, 2, 56; Muvatta, Ş’ar, 1;Ahmed, II, 16)

“Bıyıkları kesin, sakalları salın, Mecusîlere muhalefet edin.” (Müslim, Tahâret, 55; Ahmed, II, 365-366.)

İbn-i Ömer radıyellahu anh, Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in; bıyıkların kırpılmasını sakalın da uzatılmasını emrettiğini, Hazreti Âişe radıyellahu anhâ ise, bıyıkları kesip sakalı uzatmanın fıtrattan saydığını rivayet etmişlerdir. (Müslim,Tahâret, 53, 56; Ebû Dâvûd, Tereccül, 16,Tahâret, 29; Tirmizî,Edeb, 14, 18; Nesâî, Zînet, 1; İbn Mâce, Tahâret, 8; Muvatta, Şa’r, 1; Ahmed, VI, 138.)

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in saç durumu hakkında şöyle bir rivayet vardır: Müslim’in rivâyetinde, Katâde, Enes bin Mâlik’e: “Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem’in saçı nasıldı? diye sordum” demiştir. O da: “Orta bir saçtı. Kıvırcık değil, düz de değildi. iki kulağı ile omuzu arasında idi” dedi. (Müslim, Fedâil, 94; Buhârî, Libâs, 67; Nesâî, Zînet, 6; Tirmizî, Libâs, 21)

Peygamberimizin Hicret’ten sonra saçlarını üç kere kestirdiği rivâyet edilmektedir: Bir, Hudeybiye’de ihramdan çıktığında. İki; Umre haccını kaza ettiğinde. Üç, Veda haccı esnasında. (Aliyyul el-Kârî, Cem’u’l-Vesâil, I, 99)

Hazreti Enes radıyellahu anh, kesilen saçlarla ilgili şunu anlatıyor: “Vallâhi, Resûlullahı gördüm, berber kendisini tıraş ediyordu. Ashabı etrafına sarmıştı. Bir kılın bir adamın elinden başka bir yere düşmesini istemiyorlardı.” (Müslim, Fedâil, 75)Hadîs, sülehanın eserleriyle teberrükte bulunmaya delildir. Ashabı kiram bu hususta birbirleriyle yarışıyorlardı.

Saçı uzun muydu?

Saçlarının Uzunluğu Hakkında Çeşitli Rivâyetler Vardır:

1. Enes radıyellahu anh’ın rivâyeti: “Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem’in saçları omuzlarına çalıyordu, omuzlarının yarısına iniyordu.” (Müslim, Fedâil, 95-96; Ahmed, IV, 180, V, 125)

2. Ümmü Hânî radıyellahu anha şöyle demiştir: “Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Mekke’ye gelmişti. dört tane beligi vardı.” (Ebû Dâvûd, Tereccül, 12; Tirmizî, Libâs, 39; İbn Mâce, Libâs, 36)

3. Hazreti Âişe radıyellahu anhâ: “Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem’in saçı kulak yumuşağına geçiyor, omuzlarına değmiyordu” demiştir. (Ebû Dâvûd, Tereccül, 9; Tirmizî, Libâs, 20; İbn Mâce, Libâs, 36.)

4. Berâ radıyellahu anh: “Kulaklarının yumuşağına kadar uzanan saçları vardı” şeklinde rivâyet etmiştir. (Ebû Dâvûd, Tereccül, 9; Ahmed, III, 249)

Saçının kısa olmasını severdi. Bunu Vâil bin Hucr şöyle anlatıyor: “Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem’in yanına gittim. -Saçlarım da uzundu-: ‘Seni uğursuz’ dedi. Beni kastediyor sanarak gittim, saçımdan biraz kestim. Yanına gelince: ‘Seni kastetmemiştim. Fakat böyle daha güzel (olmuş)’ buyurdu. (Nesâî, Ziynet, 11)

İbrahim Cücük/ İrfanDunyamiz.com

Sünnet Yolumuz ↗

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’e dair yazılar okumak için tıklayın.

Hayat Kitabımız ↗

Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’e dair ilmi ve seviyeli yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.