Hatıra Arşivi

Alimler, arifler, hocalar ve kalem erbabının erdemlere ve faziletlere dair anılarını derliyoruz.

Abdurrahim Efendi’nin Erdoğan’a duası…

İrfanDunyamiz olarak 2016 yılından beri alimlerin, ariflerin, yazarların ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını derlemeye devam ediyoruz. Gülden Bülbüle adlı kitapta Murat Akkoyunlu merhum Abdurrahim Reyhan Efendi’nin şu hatırasını paylaşıyor: 1993 yılıydı. Efendim Hazretleri İstanbul’dayken Recep Tayyip Erdoğan Bey de Refah Partisi’nin İl Başkanı’ydı. Efendim’i ziyarete Tepecik’e geldi. Yanında da bizim ihvanlardan …

Devamı

Kemal Efendi Samsun’a neden gitmiş?

1981 senesinde Rizeli merhum İsmail Efendi’nin Hanımı Bafra’da yatılı bir kız medresesi açtı. Öğrenciler medreseye çarşafla geliyor, gidiyor, okuyorlardı. Manzaradan rahatsız olan birkaç kişi medreseyi ihbar etti. Kurs basıldı, Hoca Hanım karakola götürüldü. İfadesi alındı fakat serbest bırakılmadı. Efendi Hazretleri bu olayı duyunca Kasımpaşalı Kemal Efendi’yi çağırıp ona şöyle söyledi: – Derhal Samsun’a …

Devamı

Hacı Veyis efendi gönül almayı bilirdi

Büyük edip merhum Üstad Ali Ulvi Kurucu hatıratında dedesinin kemalatına dair bir hatırayı şöyle anlatıyor: 1932 senesindeydi. On yaşımda idim. Konya alimlerinin bulunduğu bir davete gidilmişti. Yemekte eski alimlerden Konya‘nın vaktiyle en meşhur vaizi olan Aksekili Mehmed Efendi de vardı. Sert bir zat idi. Dedem, her zamanki adeti üzere, sofrada …

Devamı

Bekir Sadak hocadan bir hatıra…

Bekir Sadak Hoca Üsküplü olup 1957 yılında İstanbul’a hicret etmişti. Türkiye’ye gelmeden hem klasik medrese tahsili görmüş, hem modern hukuk tahsili yapmış olup böylece kendisini hem dini yönden, hem de hukuki ve sosyal yönden yetiştirmiş biri idi. İstanbul’a gelince Süleymaniye kütüphanesinde “Eski Eserler Tasnif Komisyonu”nda görev almış, burada zamanın değerli …

Devamı

Nasrullah Hacımüftüoğlu hocanın Bosna hatırası

2008 yılıydı. Bir gurup arkadaşla Saraybosna/ Mostar‘a gitmiştik. Mostar‘ın Akdeniz‘e yakın son köyünde, öğlen namazını camide kıldık. Köy, orijinal bir Müslüman/ Osmanlı köyü idi. Namazın peşinden arkadaşımız Hafız Ali Yılmaz (Prof. Dr Abdulkadir Yılmaz’ın kardeşi) o yanık sesi ve muhteşem kıraatiyle bir aşr- i şerif okudu. Caminin yerli imamı, sesi …

Devamı

İstanbul’da bir mevlid hatırası…

Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol hocamızın hatıralarını rahmete ve Fatihalara vesile olması niyeti ile yayınlamaya devam ediyoruz. İstanbul‘un farklı yerlerinde çok farklı sohbetler olurdu. Bazen bir alimin sohbeti, bazen bir tarikat grubunun zikir meclisi gibi toplantılar olurdu. Bizim gibi hafızları çağırırlar, biz de giderdik. …

Devamı

Abdullah Tivnikli abiden bir hatıra…

Genç’te olan bitenleri günlüklerime yazar, mail yoluyla paylaşırdım sevdiklerimle. Abdullah Tivnikli Abimiz bu manada sessizce takipte kalan, yeri gelince geri dönüş yapmayı seven, ilgili bir insandı aynı zamanda. “Sizi gönülden seviyoruz, derdinizi seviyoruz, gayretinizi seviyoruz” şeklindeki cevaplarını tüm GENÇ ailesi adına birer dua olarak saklıyorum hâlâ. Hiç unutmam, günlüklerimden birinde …

Devamı

Kur’ansız okul karanlıktır…

Büyük ediplerimizden merhum Üstad Ali Ulvi Kurucu Bey hatıratında dedesinin eğitime bakışına dair şöyle bir hatırasını anlatıyor: Dedem bir gün mektebin önünden geçerken durup bahçedeki çocuklara bakmış. Kız oğlan karışık, beşinci sınıfın büyük talebeleri, kadın erkek muallimlerle voleybol oynuyorlar… Eve gelince nineme “Yahu, demiş, Ali’ye ilim öğretecek kimseler kadın erkek, …

Devamı

Hasan Kamil Yılmaz hocamızdan bir hatıra…

2000’li yıllarda, Bursa’da sanırım tasavvufla ilgili bir sempozyum (muhtemelen Üftâde sempozyumu) sonrasında akademisyen hocalar ve arkadaşlarla beraber çarşı gibi bir yerde dolaşıyorduk. Yaşlıca bir kadın Hasan Kamil Yılmaz Bey Hocama yaklaşıp: “Oğlum! Sen ne iş yaparsın?” diye sordu. Kamil Bey: “Öğretmenim” dedi. Kadın: “İyi, maşallah” deyip gitti. Aslında Kamil Bey …

Devamı

Nedim Urhan hocadan bir hatıra…

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun bir arkadaştan dinlediğim hatıra şöyle: Arkadaşım fakültede öğrenciyken ara sıra maddi sıkıntılar çekiyormuş. Bir gün eski fakülte camisinde kıldığı cuma namazının ardından, ellerini semaya, gönlünü Cenabı Hakk’a açarak; “Ya Rabbi, halimi biliyorsun. Zordayım, zor durumdayım. Cebimde tek bir öğle yemeği fişi almaya, fakülteden çıkıp yurda …

Devamı