İstikamet Yazıları

Günümüzde istikamet çok önemli bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. İstikamet veren yazarların müstakim duruşu ile kaleme aldığı yazılardan oluşmaktadır.

Cihadsız hayat esarettir…

Savaş istenen bir şey olmadığı gibi kolay da değildir. Zorunluluk hâsıl olunca da sabretmek şarttır. İnsan ve toplumun emniyetlerini sağlamada başvurulan en son çare olunca elbette insanın kavrayamayacağı yararlar da vardır. Bu durum ayette de ifade ediliştir: “Hoşunuza gitmese de savaşmak size farz kılındı; mümkündür ki nefret ettiğiniz bir şey …

Devamı

Cihad temel bir ibadettir

Hazreti Âdem’den Peygamber Efendimiz’e kadar ki ilâhi dinin gönderiliş amacı din, akıl, mal, can ve nesil-namus emniyetini garanti altına almaktır. Şayet bu emniyetler bir yerde garanti altına alınabiliyorsa orası Müslümanların “medinesi” olmaya hak kazanmıştır. Peygamberler ve Peygamberimiz böyle bir esenlik/ selam yurdu kurabilmek için gece gündüz cihad etmişlerdir. Kimi peygamber …

Devamı

Şehadet düşüncesini canlı tutmak

İnsanın üretmiş olduğu değerlerin/ salih amellerin Allah celle celaluh katında geçerli olmasının şartı; tüm eylemlerinin bütüncül, yüzdesiz ve gerçek anlamda bir imandan referans almasına bağlıdır. İman alt yapısının önemine binaen Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerinin yaklaşık dörtte üçü bu konuyla alakalıdır. Kur’an-ı Kerim, Allah katından gönderilen tüm konularda kesintisizliği,1 bütünlüğü,2 alan ayrımı …

Devamı

Direniş ahlakı…

Pasif yaşamayı ve toplumdan kopmayı yeren Peygamber Efendimiz, Müslüman’ın hayatını topluma adaması gerektiğini yaşantısı ile bizlere öğretmiştir. Sahabeden birinin Peygamberimize yapmış olduğu bir müracaata onun verdiği cevap oldukça düşündürücüdür. Olay şöyle nakledilmiştir: “Sahabeden birisi bir vadiye uğramış, orda güzel manzaralarla; sularla, ağaçlarla karşılaşmıştır. Kendi kendine, orada kalıp ibadet etmeye; ölene …

Devamı

Peygamberlerin bazı özellikleri…

Kur’an-ı Kerim’in beyanına göre peygamberlik vehbidir. Allah celle celaluh’un vergisidir. Ayette de bu duruma vurgu yapılmıştır: “Allah, peygamberliği kime vereceğini en iyi bilendir…”1 Allah celle celaluh’un terbiyesinden ve eğitiminden geçmiş olan peygamberlerin2 hiç birisi din kurucusu değildir. Şu ayet bu durumu açıklamaktadır: “Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğu zaman, bizimle buluşmayı ummayanlar: …

Devamı

Resul ve Nebi arasında fark var mı?

Allah Teâlâ, yaratıp üstün vasıflarla donattığı ve icra etmesi için sorumluluklar yüklediği insanla sürekli irtibat hâlinde olmuştur. Bu irtibat yollarından biri de “haberleşmedir” ki bunu onlara peygamberler göndermek suretiyle gerçekleştirmiştir. Yine haberleşme ile bağlantılı olarak bazı peygamberlere kitap da vermiştir. Kur’an-ı Kerim, Allah celle celaluh ile kulları arasında haberleşmeyi temin …

Devamı

Hak din bir tanedir…

Yahudilik ve Hıristiyanlık diye hak bir din yoktur. Yüce Allah’ın peygamberleri vasıtasıyla göndermiş olduğu dinlerin hepsinin adı İslâm’dır.1 Ehli kitap, Allah’a vermiş oldukları ahdi bozmak, ona çocuk isnat etmek ve ulûhiyeti parçalamak gibi nedenlerden dolayı küfre girmiş ve Allah’a şirk koşmak suretiyle müşrik olmuşlardır.2 Allah celle celaluh inançları Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve …

Devamı

İslam akıl dini midir?

Bizim aklımız bir pencereye benzer, hakikatler ise güneşe. Bizim penceremiz ne kadar büyükse, evimize o kadar çok güneş ışığı dolar. Biz güneşten gelen o ziya ile aydınlanırız. Bazı insanlar hadlerini bilmemişler ve güneşi küçücük pencerelerinin içine sığdıracaklarını iddia etmişlerdir. Sözde hakikat arayışı adı altında birçok hayat telef olmuştur. Birçok insan …

Devamı

İslam yurdunda gerçek cumalara…

Cuma namazının farziyeti Kitap, Sünnet ve İcma ile sabittir. Cumanın farz oluşunu bildiren ayet gayet açıktır: “Ey iman edenler! Cuma günü, namaz için ezan okunduğu zaman hemen Allah’ın zikrine, (hutbe dinlemeye ve Cuma namazını kılmaya) gidin; her türlü alışverişi bırakın. Bu (hutbe dinlemek ve namaz kılmak), sizin için daha hayırlıdır; …

Devamı

Nefisle mücadele büyük cihaddır…

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in en son katıldığı gazve Tebûk Seferi’dir. Tebûk Seferi, Peygamberimizin, 9/630 yılında Bizans İmparatorluğu’na karşı düzenlediği bir gazâdır. Tebûk, Medine-Suriye ticaret yolu üzerinde Medine’ye yedi yüz yetmiş sekiz kilometre uzaklıkta bulunan eski bir şehirdir. Peygamber Efendimiz ve İslâm ordusu, Tebûk Seferi esnasında büyük güçlükler ve …

Devamı