İstikamet Yazıları

Günümüzde istikamet çok önemli bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. İstikamet veren yazarların müstakim duruşu ile kaleme aldığı yazılardan oluşmaktadır.

Misyoner etkili din tasnifine dikkat!

Tek başına ümmet olma vasfını genç yaşta kazanan İbrahim Peygamber, Allah’a karşı velayetin olduğu kadar zalimlerden ve kâfirlerden “beraet”in de sembol ismidir. Esasında beraet olmadan velayet olmaz. Beraet imanın olmaz ise olmaz şartıdır. Kelime-i tevhidin nefiy bölümüdür. Bu önemli nedenine binaen Hazreti İbrahim aleyhis selam, Kur’an’ın beyanına göre müşrik babasından, …

Devamı

Vuslatın iki anahtarı…

Allah Teâlâ’ya selim bir şekilde vuslatın iki anahtarı vardır. Birisi, içerisinde hiçbir şirk alâmetinin olmadığı kâmil iman; diğeri de ihsan makamında icra edilen salih amellerdir. Sahih iman her zaman asıldır. Ameller onun üzerine bina edilirlerse bir anlam kazanırlar. Rabbimiz bu konuyu şöyle ifade etmiştir: “Her kim ki Rabbine kavuşmayı/ vuslatı …

Devamı

Sünnet münkirleri ve asıl hedefleri

Hadis ve Sünnet’i reddedenler, hayatın ayrıntılarıyla ilgili dini hükümlerin kısm-ı azamının kaynaklarının Sünnet’te olması münasebetiyle, Sünnet’i devre dışı bırakarak hayatta boşluk oluşturmak istemektedirler. Bu istemin arka plânında moderniteye; hayatın Allahsız yorumu olan batı medeniyetine iktidar yolu açmak düşüncesi vardır. Bu sebeple de Sünnet’i itibarsız kılma ve hadis inkârcılığı daha çok …

Devamı

Rabbani alimler kimlerdir?

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem, ümmetinin âlimlerinden olan Abdullah bin Mesud radıyellahu anh’a; “İnsanların en âlimi kimdir” diye sormuş ve edebinden dolayı Efendimize gerekli cevabı vermeyince Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem, kendi sorusunu kendisi şöyle cevaplandırmıştır: “İnsanların en âlimi hakkı görendir.” (Heysemi, Zevaid, c.I, s.162) Bu tanımlama bizlere hakkı görüp …

Devamı

Medine dönemi dini hakim kılma sürecidir

Allah celle celaluh insanlığa gönderdiği dinin hayata hâkim olmasını istemiştir. Dininin ve peygamberlerinin mahkûm olmasını istemediğini şu ayetle açıklamıştır: “Allah, müşrikler beğenmeseler de (kendi) dinini bütün dinlere (hayat tarzlarına) üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile göndermiştir.”1 Hazreti Âdem aleyhis selam’dan Hazreti Muhammed sallelallahu aleyhi ve sellem’e kadar bütün …

Devamı

İslam alemini tehdit eden bazı akımlar

İnsanlık tarihi hak-batıl, küfür-İslam mücadelesiyle geçmiş ve günümüzde de bu mücadele tüm hızıyla devam etmektedir. Tarihte bu mücadelede çoğunlukla taraflar belli, niyetler açık olurdu. Yani mertçe bir mücadele yapılırdı. Zaman zaman küfür ve batıl tarafı, İslam ve hak tarafıyla baş edemeyeceğini anladığında kaleyi içerden yıkmak için nifak/münafıklık metoduyla İslam’ı içerden …

Devamı

Çağdaş kadının annelikle imtihanı

Anne, adına “Ana gibi yar olmaz” sözüyle tarihe not düşülen… “Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar” sözüyle samimiyetin ve bağlılığın sembolü kılınan… “Cennet anaların ayakları altındadır” kutlu sözüyle kıymetin ve itibarın mihengi haline getirilen… “Onlara öf bile demeyin…” hitabıyla ilahî himayeye mazhar olan… İşte böyle kutlu bir varlık anne… Bugünlerde …

Devamı

Seherlerde öyle bir vakit var ki…

Seher vakti dualara icabet edildiği ve günahların affedildiği vakitlerdir. Gecelerini kıyamda geçirenler için Allah Teâlâ’nın cennette güzel makamlar hazırladığını1 beyan eden Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem seher vaktini değerlendirmekle ilgili ümmetine şu önemli öğüdü vermiştir: “Gecenin yarısı geçtikten sonra Yüce Allah (ın rahmeti dünya semasına) iner ve Allah celle celalluh …

Devamı

İyiliği emredebilmek özgüven ister…

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem, emr-i bil marufu yerine getiren kimselere yaptıkları görevin ulviliğinden dolayı dokunulmazlık alanı biçmiş ve onların hayatına kast edenlerin yaptığı günahı nasıl bir suça denk gördüğünü sorulan soru üzerine şu hadisinde dile getirmiştir: “Kıyamet gününde insanların en şiddetli azaba çarptırılacak olanları, peygamberlerini ve emr-i bil maruf …

Devamı

Din hakkındaki usulsüz ve ilimsiz tartışmalar

Allah Teâlâ’nın ayetleri hakkında usulsüz bir şekilde cedelleşmenin nedeni Mü’min Suresi’nin 56. ayetinde kalplerdeki kibir olarak açıklanmıştır. Konuyla ilgili olarak Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in şu ifadesi de oldukça çarpıcıdır: “Bir kavm, içinde bulunduğu hidayetten sonra sapıttı ise bu, mutlaka cedel sebebiyle olmuştur”1 Hadis metinlerinde de geçen “cedel” ve …

Devamı