Manşet

Aşıkkutlu Hoca son ekmeğini talebeye verirdi

Evindeki son ekmeği bile talebeleriyle paylaşan böyle güzel alimlerimiz sayesinde, bütün baskılara ve zulümlere rağmen İslami tedrisat engellenememiştir. Gizli veya açıktan bir şekilde devam etmiştir. Takva ve ihlas ölçülerinde yaşayan alimlerimizin tamamının, talebe yetiştirme konusuna büyük önem verdiklerini görüyoruz. Evlerindeki yemekleri, ceplerindeki üç kuruşu bile talebeleriyle paylaştıklarına şahit oluyoruz. Onların İslami ilimlere yaptıkları bu hizmetler asla unutulmayacaktır. Ve onların bu örnek vasıfları, ilim yolcularına her zaman örnek olacaktır. Allah'ın izniyle bu güzel alimler hiçbir zaman unutulmayacaktır.

Devamı

Yürüme adabı…

Sokakta yürürken tevazu ile yürümek kibirli ve gösterişli yürümekten sakınmak gerekir. Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.” (İsra 37) Gerçekten değerli, akıllı, bilgili ve erdemli insanlar daima alçak gönüllü, ağır başlı olurlar. Bunun en güzel örneği de Peygamber Efendimiz’dir. …

Devamı

Abdullah Azzâm ve cihad dersleri…

Yazımızın başlığını teşkil eden “Cihâd Dersleri” ibâresi, rahmetli şehid Prof. Dr. Abdullah Azzâm’ın Türkçeye tercüme edilmiş bir kitabının adıdır. Asıl adı “Fî Zilâli Sûreti’t-Tevbe” olan bu kitap Türkçeye “Tevbe Sûresi’nin Gölgesinde Cihâd Dersleri” olarak tercüme edildi. 1996 yılında Burûc Yayınları tarafından neşredilen kitabın, benim elimde ikinci baskısı var. Elimdeki ikinci …

Devamı

İzmir günlerim başladı…

30 yıl felçli yaşamış, 35 ameliyat geçirmiş merhum yazarımız Rüstem Kılıç Hoca’nın vefat etmeden kısa bir müddet önce bize teslim ettiği yazılarını yayınlamaya devam ediyoruz. İşte merhum Hocamızın ibretlerle dolu hayatı… 90’lı yıllarda Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen açığını, kısmen de olsa kapatılabilmesi için Milli Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığıyla …

Devamı

Telefon görüşmesi adabı…

Birisini aradığımızda üçten fazla çaldırmamaya ve üst üste aramamaya çalışmalıyız. Kişi lavaboda, camide, namazda olduğu için veya müsait bir yerde olmadığı için cevap veremeyebilir. Telefon açıldığında söze selam ile başlayalım. Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi: “Önce selam, sonra kelam” (Tirmizi, İsti’zan:11) Yine telefonu kapatırken de selam ile kapatalım. Telefonu açan kimse …

Devamı

Kendinizle aranız nasıl?

Kendimizle aramız nasıl? Yani kendimizle iletişimimiz nasıl? Kendimizi doğru algılayabiliyor muyuz? Kendimize hak ettiği gibi davranabilir yor muyuz, yoksa onu fazla mı hırpalıyoruz? Ruhumuzdan, kalbimizden bir ses geliyor; onları duyabiliyor uyuz? Nefsimizin ya da şeytanın fısıltılarını ayırt edebiliyor muyuz? Kendimizle iletişimizin iyi olması hayatta daha güçlü olmamız demektir. Her şeyden …

Devamı

Eskiden renkli pazar çantaları vardı…

Ne oldum delisi derlerdi, eskiler… Refah seviyesi arttıkça bir sürü değer kaybediliyor, ne oldum delileri çoğalıyor. Çocuklar da bu değerlerden yoksun yetişiyor. Eskiden ”ayıp” kabul edilen davranışlar, bugün normal davranış haline geliyor. Eskitilmiş değerlerimiz bizi biz yapan adab-ı muaşeret kurallarıdır. Bunlar pörsüdükçe biz, biz olmaktan çıkıyoruz. Biraz hassasiyet. Eskiden pazardan …

Devamı

Kaynakçı Süleyman efendinin dostları…

Süleyman dedem… 1335 Rumî, 1919 milâdî doğumlu… Namı diğer Kaynakçı Hacı Süleyman Efendi… Işgalamanlı… Babası kundura tamircisi… Dört evladın büyüğü. Cumhuriyetin ilk yılları bahçeye gelen hocadan öğrenilmeye çalışılan Kuran-ı Kerim… Sonra ahır sekisine saklanan cüzler… Öyle anlatırdı. Sonra amcasının yanında kaynak yapmayı öğrenir. Çalışmayı sever, hem de maddi ihtiyaç var. …

Devamı

Abdullah Hatipoğlu hocamızın ardından

Kurra Hafız merhum Abdullah Hatipoğlu Hocamız tam bir edep ve ahlak abidesi, tam bir güzellikler manzumesiydi. Onun yanında olmaktan huzur duyar, gül yüzüne bakmaktan mesrur olurduk. Bir Müslümanın saflığını temizliğini onda seyretmek mümkündü. Naif, nazik, narin, incitmeyen ve incinmeyen kişiliği ile birçok kimsede derin izler bırakmıştı. Hocamız bir Kur’an muallimi, …

Devamı

Ezan okuma ve dinleme adabı…

Risaletin başlamasıyla farz kılınan namaz ibadeti Mekke’de miraç gecesinde yeniden düzenlenmiş ve Allah celle celaluh’un bildirmesi ile beş vakit olarak emredilmiştir. Cemaatle yerine getirilmesi daha sevap olan namaza çağrı, Mekke’de alenî olarak yapılamamıştır. Mü’minler bu dönemde Kâbe’de daimi bir cemaat de oluşturamamışlardır. Çünkü müşriklerin komplo ve saldırılarından emin olamamışlardır. Müşrikler …

Devamı