Kiraz Hoca derlerdi ona…

Halk arasında Kiraz Hoca olarak bilinen Mehmet Akkiraz Hoca çiftçi bir ailenin çocuğu olarak 1900 yılında Korgan‘da doğdu. Küçük yaşta çeşitli hocalardan Kur’an eğitimi aldı. Daha sonra medreseye gitti ve medreseler kapatılıncaya kadar tahsil gördü.

1952’den 1973’e kadar Korgan Merkez Camii imam hatipliği görevini yürüttü. İmamlık vazifesi esnasında ve sonrasındaki hayatında her zaman halkın sevgisini ve teveccühünü kazandı. 16 Haziran 1997’de bir Pazartesi günü saat 11.45’te ruhunu Allah’a teslim ederek dünya hayatını tamamlamıştır.

Manevi eğitimi

Kiraz Hoca manevi eğitimini 1925 yılında vefat edinceye kadar Sivaslı Mustafa Haki Efendi’den almıştır. Mustafa Haki Efendi’nin vefatından sonra halifelerinden İhramcızade İsmail Hakkı Toprak’a teveccüh etmiş, 1969 yılında vefat edinceye kadar, İhramcızade’nin talebesi olmuştur.

İhramcızade’nin görevlendirmesiyle Korgan, Fatsa, Aybastı ve Karadeniz’de irşadla meşgul olmuştur. Ömrünü ilme, insanlığa hizmete, yörenin maddi ve manevi kalkınmasına, eğitime, cehaletle mücadeleye, tebliğe, iyiliğin ve güzelliğin yayılmasına adamıştır.

Kiraz Hoca sosyal huzurun ve toplum barışın sağlanması için elinden gelen çabayı göstermiştir. Devlet millet kaynaşması için daima iyi bir örnek olmuştur. Merhum Necmettin Erbakan Hoca ile yakın dostluk kurmuş ve “Hayat iman ve cihaddır” anlayışıyla çeşitli siyasi faaliyetlere destek olmuştur.

Kur’an aşığı

Kiraz Hoca bir Kur’an âşığı olarak yaşamıştır. Hayatının en hayırlı işi olarak daima Kur’an’ı okumayı ve okutmayı görmüştür. Kur’an ve Sünnet ışığında herkese örnek olmaya çalışmıştır. “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir” (Buhârî, Fezâilü’l-Kur’ân 21) şeklindeki Peygamber tavsiyesini kendisine emir telakki etmiş ve ömrü boyunca ümmetin en hayırlısı olma çabası içerisinde bulunmuştur.

Nerede bir çocuk görse onu yanına çağırır, besmeleyi öğretir, namaz sûrelerini ezberletirdi. Onun tek başına bu tavrı bile kabına sığmayan samimiyetinin ispatıdır. Ziyaretine gelen herkese mutlaka nasihat eder ve insanları Allah’ın dinini yaşamaya davet ederdi. Onun sözlerinden etkilenen, namaza başlayan, hayatına çekidüzen veren çok olurdu.

Babamın ve dedemin şeyhi olduğu için bizim ailemizde önemli bir saygınlığı vardı. Ben de zaman zaman onun bulunduğu kazaya gider ve onu ziyaret ederdim. Genellikle yumuşak huyluydu fakat celalli olduğu zaman da olurdu. Farzlara karşı lakayt davranıldığında ve İslam’ın hükümleri hafife alındığında kızardı. Bir seferinde faizci birisini uyardığına şahit olmuştum.

Bir ziyaretimizde Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin Marifetname kitabından bazı bölümler okutmuş onun üzerine konuşmuştu. Sohbetlerinde mürşidi İsmail Hakkı Toprak Efendi’den de bahsederdi. Sivas’a onu görmeye yürüyerek gittiğini söylemişti. İsmail Hakkı Efendi Korgan ‘a geldiğinde: “Burayı Medine’ye çevirmişsiniz maşallah” dediğini de nakletmişti.

Kıbrıs çıkarması

Dedemin ve babamın manevi üstadı olan Kiraz Hocamızın birkaç hatırasını burada kayda geçmek istiyorum. 19 Temmuz 1974’de akşam vakti bizim köyde bir sohbet düzenlenir. Sohbet gece on ikiye kadar sürer. Fakat Kiraz Hoca’nın sohbeti bitirmeye niyeti yoktur.

Dedem; “Vakit hayli geç oldu, siz de biz de istirahate çekilsek” deyince Kiraz Hocamız; “Bu gece Türk askeri Kıbrıs’a çıkacak. Bize sabaha kadar uyku yok, askerimize dua edeceğiz” cevabını veriyor.

Bizler harekatın haberlerini sabah radyodan öğreniyoruz. O günlerde bırakın cep telefonunu, köyde sabit telefon bile yoktu. Bu savaşla ilgili onlarca manevi yardım hikayesi dinledik bu da onlardan biri olsun.

Miras meselesi

Bildiğim bir diğer hatıra da şöyle: Dedem iki oğluna elindeki bazı yerleri pay etmeyi düşünür. Amcamın ilk hanımından iki yetim torunu var, o ikisini bir kardeş hesap edip yerleri üçe taksim etmek niyetinde. Yani onlara miras düşmüyor ama dedem iyi niyetle böyle düşünüyor. “Korgan’a gidip Kiraz Hocama bir danışayım, olur derse ona göre taksimi yaparım” diye içinden geçiriyor.

Kiraz Hoca, Ahmet dedemi dinliyor ve miras ayetlerini okuduktan sonra; “Rızık Allah’tandır. Sen taksimi Allah’ın emrettiği şekilde iki oğlun arasında yap, gerisine karışma” ikazında bulunuyor. Tam o sırada başka bir derviş; “Hocam ben yerleri oğullarım arasında paylaştırdım” deyince Kiraz Hoca; “Kızlara ne ayırdın?” diye soruyor.

Adam; “Hiçbir şey ayırmadım. Onları oğlanlar razı edecekler” deyince Kiraz Hoca Efendi sinirleniyor ve “Kardeş sen yatağı cehenneme serdim, yanar mıyım yanmaz mıyım diye soruyorsun” şeklinde sitemkar bir cevap veriyor.

İşte Rabbani bir alim olan Kiraz Hacamızdan miras yüzünden cehenneme yatak seren Müslüman kardeşlerimize unutulmaz bir ders… Özellikle bizim Karadeniz’de yaygın olan, kızları mirastan mahrum eden bu anlayışa Kiraz Hocamız karşı çıkıyor. İnsanlara nasihat ederek bu yanlıştan onları döndürmeye çalışıyor.

Rabbim Kiraz Hocamızın ve bütün geçmişlerimizin ruhunu şad, makamını cennet eylesin! Ruhları için bir Fatiha üç İhlas okuyalım.

Recep Uzun/ İrfanDunyamiz.com

KARADENİZ ÇEVRESİ İRFAN DÜNYAMIZ

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Bize nasıl kıydınız?

Bir otobüs yolculuğundayım, yolcuların birçoğu uyuyor. Önlerindeki ekranlardan akan pislikleri izleyerek günah bataklığına batanlar da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.