Beğenilen Şiirler

Mehmed Zahid Kotku hazretlerine

Sekiz yüz doksan yedi, Bursa’nın Kaleiçi,
Türkmenzade çıkmazı, yaşadı o sevinci.

Baba; Seyyid İbrahim, Peygamber sülalesi,
On altı yaşındayken, göç etmiş ailesi.

Evliyalar şehrini gelmiş-tavattun etmiş,
Senelerce Bursa’da irşad, hocalık etmiş..

İzvat Köyünde hizmet ve gelince Emr-i Hak,
Ehl-i Tarik babayı, orada saklar toprak..

Mehmed Zahid Efendi, henüz üç yaşındayken,
Anne Sabire Hanım, göçtü berzaha erken..

İlk öğretim Bursa’da, Oruç Bey İptidai,
Sanayi-i Nefise ile, Mahsem İdadi..

Birinci Cihan harbi, yaşı henüz on sekiz,
Çağırıldı askere, kuşatılmış ülkemiz..

Yıllar süren askerlik ve ardından İstanbul,
Aradı kendisine Mürşid-i Kamil bir kul.

Onu Abdullah Feyzi sohbetine etti ram,
Seydişehirli şeyhe, sonsuz saygı-ihtiram..

Edince cumayı Ayasofya’da eda,
O an Gümüşhanevi Dergahından bir nida..

Doğunca ta gönlüne, derhal koştu Dergaha,
Kabul oldu duası, yönelince Allah’a..

Dağıstanlı Şeyh Ömer Ziyauddin Efendi,
Onu bağrına bastı,kabul etti, el verdi..

Tekirdağ’lı Mustafa Feyzi denen, Efendi,
Vefat edince şeyhi, vazifeyi üslendi.

Onun ders halkasında uzun seneler kaldı,
Derse me’zun kılındı, sonra hilafet aldı.

Ramuzu’l-Ehadis ve Delail-i Hayrat’tan,
Kaside-i Bürde’yle, sonra Hizb-i A’zam’dan

İcazet alıp tek-tek, ders ve sohbetler yaptı,
Mü’minlerin kalbine, nurdan tohumlar attı.

Ayasofya, Beyazit ve Fatih Medresesi,
Ders aldığı mekanlar, orada çınlar sesi.

Hıfzını tamamladı, fıkıh, ilm-i kıraat,
Haci Hasib Efendi vermedi ona rahat…

Okuttu, yetiştirdi, artırdı irfanını,
Döndü, hizmete saldı, O Gönül Sultanını.

Babasının mihrabı, ona kaldı emanet,
Tam on beş yıl İzvat’ta imamet ve hitabet..

Bursa merkez Üftade Camiinde de hizmet,
Cemaat-ı Kübra’ya, İstanbul imiş kısmet..

Kazanlı Abdülaziz Bekkini’nin vefatı,
Başlattı Efendiye, İstanbul safahatı..

Dokuz yüz elli iki, Fatih Zeyrek’te imam,
Bu güzel hizmette de, altı yıl oldu tamam..

Dokuz yüz elli sekiz, Fatih İskender Paşa,
Yirmi iki yıl hizmet, gelir seksenli yaşa..

Gençler Üniversteli, cami leb a leb dolu.
Gelene gösteriyor, gerçek kurtuluş yolu..

Nice akademisyen, bürokrat ve siyasi,
Orda erdi kemale, gaye;İslam davası…

Sevmez pısırıklığı, sünepe müslümanı,
Der; “Hayatına taşı, kalpte mahpus imanı!..

Müslüman iş adamı, Müslüman dürüst tacir,
Öz vatanında gurbet, olmamalı muhacir…

Kalkınma hamlesini başlatmalı Müslüman,
Uçağını-tankını sana verir mi düşman?!…

Neye muhtaç olursa çağdaş dünyada insan,
Ona sahip olmalı, akıllı bir Müslüman…”

Cami; Üniversite, Üstadımız hocası,
Vaaz ve sohbetleri, bir iman fırtınası..

Pazar ikindi sohbet, elde kalem ve defter,
Gençler hep not alıyor, sözleri birer-birer…

Der ki; “Selam değildir, sadece kuru bir söz,
Selam; Dertlere deva, yaş akıttırmalı göz…”

Eserleri okunur; “Ana-Baba Hakları,
Hadislerle Nasihat ve Yemek Adapları..

Akaid Ehl-i Sünnet, Tezkiretü’l-Evliya,
Risale Halidiye, bir çok Faydalı Dua,

Mü’minlere Vaazlar ve Cennetin Yolları,
Tasavvufi Ahlak’la, Zikrullah Faydaarı..

Peygamber Efendimiz, Mü’minlere Tenbihat,
Evrad-ı Şerif ile, zikir, dua, Tesbihat…”

Eserleri ülkenin, her biri köşe taşı,
Hastalıklar nüksetti, ilerleyince yaşı…

Dokuz yüz yetmiş dokuz hasta, hac ve sonrası,
Düzeldi oruç tuttu, kabul oldu duası..

Dokuz yüz seksen yılı son hac, Resule veda,
ON ÜÇ KASIMDA ise, tüm dostlara elveda..

SÜLEYMANİYE dolu, cemaat on binlerle,
Uğurlandı kabrine dua ve tekbirlerle…

Hacı Mahmud Efendi kıldırdı namazını,
Duygu yüklü, ihlasla, yaptılar duasını..

On binlerle müridi, seveni de yüz binler,
Cenazede göz yaşı, duada mahzun eller..

Süleymaniye onun defnedildiği mekan,
Ziyarete gitmeli, insan bulunca imkan..

Nakşi Tarikatının Halidiye Üstadı,
Göçünce bu alemden, gitti dünyanın tadı..

Sohbetini dinleyip, eserlerinden ilham
Alan tüm dostlarına, olsun binlerce selam!…

Nazarıyla kalpleri eder kendisine ram,
Ona rahmet ve dua, sonsuz sevgi-ihtiram!..

Seni dinleyen mü’min, gönülden teslim olur,
Dünyada tuttun elim, o gün de tut ne olur?!…

Musa Uzunkaya

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Gönüller sultanı Mehmed Zahid Efendi

Ey Gönüller Sultanı eksilmez kalpte yerin,
Anlamlı bakışın var görülür yıllar geçse.
Sevgin, saygın çok büyük, bıraktığın iz derin,
Gönlüme akışın var, karılır yıllar geçse.

Manevi tezgâhında dokudun ilmek ilmek,
Eserlerin hep yaşar, kimin haddine silmek,
Borcumuzdur sürekli kadri kıymetin bilmek,
Bünyemde nakışın var örülür yıllar geçse.

Doldurduğun mânâyla çarpmakta hep yüreğim,
Sen oldun yaslandığım ilim irfan direğim,
Benliğimde iz yapan rehberim ve örneğim,
Zihnime takışın var kurulur yıllar geçse.

Ülkeye hizmet eden liderler yetiştirdin,
Hem maddi, hem mânevi ilimler geliştirdin,
Gerginlik, kargaşayı, hiddeti yatıştırdın,
Kıyama kalkışın var, dirilir yıllar geçse.

Sözün ve yaşantınla yüksektesin marufta,
Kalplere nüfuzun var, güçlüsün tasarrufta,
En öndesin, baştasın dergâhta, tasavvufta,
Zirveye çıkışın var, durulur yıllar geçse.

Ey Gönüller Sultanı adın gibi zahitsin,
Cehle, bâtıla karşı büyük bir mücahitsin,
Kur’an, Sünnet yolunda mürşitsin, müçtehitsin,
Kendine çekişin var, sarılır yıllar geçse.

Peygamberin varisi, sadık, arif, âlimsin,
Güzel ahlak sahibi, zarif, latif, selimsin,
Nefsi terbiye eden, ruhlara muallimsin,
Bâtılı yıkışın var, serilir yıllar geçse.

Sen gitsen de meşalen kıyamete dek sönmez,
Yetişen gençliğimiz yolundan asla dönmez,
Rabbimizin lütfuyla imanımız hiç dinmez,
Ruhumu yakışın var, kor olur yıllar geçse.

Salih Sedat Ersöz

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Bağışla bizi/ Alvarlı Efe hazretleri

Ey Kerîm kerem kıl merhamet buyur
Ol ism-i Gaffâr’a bağışla bizi
Yâ Rab muhabbetin kalblere duyur
Ahmed-i Muhtâr’a bağışla bizi

Sevgili Habîb’in sevgili yârı
Yolunda sarf etdi o kadar vârı
Dünyâda seyr etdi o nûr dîdârı
Sıddîk-ı Ekber’e bağışla bizi

Hakk yolunda cânın fedâ eyleyen
Hakkı hak bilerek hakkı söyleyen
Bahr-i ‘adâlete dalup boylayan
Hazret-i Ömer’e bağışla bizi

Nûr-i Kur`ân ile münevver olan
Feyz-i ‘irfân ile müzeyyen olan
Nûr-i Osmân gibi mübeyyen olan
Hidâyet-pervere bağışla bizi

Bahr-i şecâ’atde dürr-i hidâyet
Kemâl-i velâyet buldu nihâyet
Meddâh olsa Hassân etmez kifâyet
Hayder-i Kerrâr’a bağışla bizi

Hasen-i Müctebâ nûr-i hüdâdır
Hüseyn-i Kerbelâ şâh-ı hecâdır
Zeyne’l-‘âbidîn’se dârü’ş-şifâdır
Sultân-ı ebrâra bağışla bizi

Şeyhu’l-meşâyihdir Pîr-i Geylânî
Câmiu’l-kemâlât Hakk’ın ihsânı
Şeb-i Mi’râc Muhammed’in kurbânı
Ol zât-ı kerîme bağışla bizi

Lutfî kurbân olsun bunlara her ân
Bu ümmete sâhib gönder bu zamân
Mazlûmlar ederler amân el-amân
Esrâr-ı tevhîde bağışla bizi

Alvarlı Efe

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Bozuldu dünya/ Bayburtlu Hicrani

Günbegün devrolup bozuldu dünya,
Dahi yaşanacak zaman mı kaldı?
Selboldu milletten edep ü haya,
Kadında, erkekte erkan mı kaldı?

Cahiller divane, kamiller sarhoş,
Bülbül kafesinde ötüyor baykuş,
Bağlar gazellendi, meyvalar mayhoş,
Alıp koklaşacak reyhan mı kaldı?

Şehristanda alış veriş tüccarı,
Haramı doldurdu serden içeri,
Köylüde kalmadı rehim eseri,
Açıp sırlaşacak ihvan mı kaldı?

Bu millet atıldı hep haramkara,
Nefsine aldandı zengin, fukara,
Lokman el vurmamış onulmaz yare,
Tabibler elinde derman mı kaldı?

Zaman ahirleşti, tarihler tamam,
Dahi mihrabını beklemez imam,
Müezzin, cemaat yediği haram,
Eklolacak temiz bir nan mı kaldı?

Hicrani ulaştık biz bu tarihte,
Seslenince halk uykudan ayıka,
Kahraman lazım ki bu setten çıka,
Kasretten vahdete mekan mı kaldı?

Bayburtlu Hicrani
(1908-1969)

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Hû kuşu/ Yaşar Fersahoğlu

Hû kuşu bu gece inledi durdu
Hû diye Hû diye Hû diye diye
Dertli gönülleri yaktı kavurdu
Hû diye Hû diye Hû diye diye.

Bilmem ki nedendi ne idi derdi
Hû idi dilinin değişmez virdi
Hû kuşu bu gece gönlüme girdi
Hû diye Hû diye Hû diye diye.

Bir tatlı tegannî çok yanık bir ses
Güftesi harika bestesi enfes
Katıldı bu virde çevreden herkes
Hû diye Hû diye Hû diye diye

Hep onu söylemek kolay mı dile
Yağ gerek sultanım köhne kandile
Hû kuşu yanarak uçtu menzile
Hû diye Hû diye Hû diye diye.

Yaşar Fersahoğlu

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Müslüman/ Yaşar Fersahoğlu

-Fersahzadeye-

Zaman zaman durur düşünür müsün?
Evinde esir mi yoksa hür müsün?
Yoksa toprak mısın, taş, kömür müsün?
Değilsen bir adım atacak mısın?

Neden bu meskenet, bu zillet neden?
Hâlâ bıkmadın mı tekmelenmeden?
Seni böyle zelil perişan eden.
Ölüm uykusunda yatacak mısın?

Sararmış gözlerin kalmamış feri
Ne olur görüver bastığın yeri
Ecdad yadigarı bunca değeri
Küfür mezatında satacak mısın?

Sen de biliyorsun kurtuluş Hakta
O halde silkelen haline bak da
Yoksa bu karanlık çıkmaz sokakta
Çamura battıkça batacak mısın?

Sana zillet vebal bu kainatta
Senin de nasibin vardır hayatta
İlimde, irfanda, güzel sanatta
Bir tozu dumana katacak mısın?

Yaşar Fersahoğlu

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Zindandan Mehmed’e mektup

Zindan iki hece, Mehmed’im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta…
Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!
Kavuşmak mı? .. Belki… Daha ölmedim!

Avlu… Bir uzun yol… Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli…
Git ve gel… Yüz adım… Bin yıllık konak.

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil…

Müdür bey dert dinler, bugün ‘maruzât’!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat…
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem…
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat…
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!

Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler…
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger… Beynimi içtin!

Sükût… Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

Ses demir, su demir ve ekmek demir…
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir…
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış…
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.

Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş…
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!

Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!

NECİP FAZIL KISAKÜREK

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Nefsini terk etmeden/ Niyazi-i Mısri

Nefsini terk etmeden, Rabbini arzularsın.
Sen hayvânı geçmeden, insânı arzularsın.

“Men arefe nefsehû, fekad arefe Rabbe”
Sen kendini bilmeden, Rabbini arzularsın.

Sen bu evin kapısın, henüz bulup açmadan.
Mâşuka kavuşacak zamânı arzularsın.

Dışarı üfürmekle yakılır mı bu ocak?
Gönlün Hakk’a vermeden, ihsânı arzularsın.

Dağlar gibi kuşatmış tembellik kardeş seni.
Günah nedir bilmeden, mârifet arzularsın.

Konuk için evin yok, hiç hazırlığın da yok.
Issız dağın başında misâfir arzularsın.

Gece sayıklar gibi anlaşılmaz söz ile,
Sen de mi ey nefsim, irfânı arzularsın?

Camı temizlemeden, aynayı arzularsın.
Zünnarını kesmeden, îmânı arzularsın.

Küçük çocuklar gibi binersin tahta ata.
Tecrüben yok, silahın yok, meydânı arzularsın.

Karıncalar gibisin, ufak tefek yürürsün.
Meleklerden ileri, seyrânı arzularsın.

Topuğuna çıkmadan, suyu deniz sanırsın.
Sen dereyi geçmeden, okyanus arzularsın.

Haydi Niyâzi yürü, atma okun ileri!
Derdiyle kul olmadan, Sultânı arzularsın.

Niyâzi-i Mısrî

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Hesap günü/ Seyit Mehmet Şen

Herkesin önündedir kendi yazdığı kitap
Haydi, oku kitabını der ilahi hitap

Benizler sararır dizler titrer can boğazda
O gün sadece veli kullar nazda niyazda

Arasat’ta şah ile geda yan yana sıra bekler
Beyinleri kavurur gibi yaklaşmıştır gökler

Kişi sevdiğinden kaçar bucak bucak
Korkular devşirilir o gün kucak kucak

Buna söven şunu döven sevabını bitirir
Yetmeyince sevabı elin günahını getirir

Zor gündür eğer yetişmezse lütfu ilahi
Kimse kurtulmaz O istemezse vallahi

Ne namaz ne oruç ne haç ne zekât yeter
Ateş ki Ya ilahi ibrahim’inkinden beter

Gidecek kapı yoktur kan çanağı gözler
Ne gözyaşı kâr eder ne de o güzel sözler

Beyhudedir bugün çırpınmak ve dövünmek
Kimsenin haddine değil huzurda övünmek

Eyvah ne yaptık biz nasıl oldu da aldandık
Edindiğimiz mal mülk o gün para eder sandık

Seyit Mehmet Şen

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Senden izinsiz/ Nusret Toruni

Aman Allah yerin göğün sahibi,
Durur akmaz sular Sen’den izinsiz.
Bu eşya-yı âlem hep sana tabi.
Zerre esmez rüzgâr Sen’den izinsiz.

Bir damlacık dahi rahmetin yağmaz.
Tan yerinden söküp şafak ağarmaz.
Emretmezsen dünya üstüne doğmaz.
gökten şems i kamer Senden izinsiz.

Haşa seni kimse edemez inkâr.
Sen rahmetin bol âleme yeter.
Ne sinek canlanır ne turna öter.
Gelmez ezel bahar Sen’den izinsiz.

Her hikmetin bize güzellik verir.
Yazı kış, kışı yaz eyyam gösterir.
Ne çiçekler açar ne canlı uçar.
Vermez ağaçlar bar Sen’den izinsiz.

Der Nusret Toruni senindir bu can.
Gün gelir ki toprak olur bu beden.
Senin lütf u ilahindir söyleten.
Ne söyler âşıklar Sen’den izinsiz.

Aşık Nusret Toruni

İrfanDunyamiz.com

Seçme Şiirler ↗

En güzel şiirleri okumak için tıklayın.

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.