Seneler önce Gaziantep’te Şıhcan denilen semtin dört yol ağzındayız. Bir kamyon geri geri gelip sağ taraftaki yola devam edecek. Şoför geri geri geliyor muavin de; “Gel, gel!..” diye yardımcı olmaya çalışıyor. Fakat muavinin hiç dikkat ettiği yok. Sanki boşa bağırıyor. Öyle ki kamyon geri geri gelirken neredeyse yoldan geçen bir …
DevamıKöy yerindeki ibretlik olay
Muhtemelen 1986 yılında Sur Dergisi’nde, bir vatandaşın başından geçen ilginç bir olay okumuştum. Olayın detaylarını unuttum. Fakat aklımda kalan ana hatlarını anlatayım. Olay Güneydoğu’da geçiyor, Normal işinin yanında bağcılıkla uğraşan dindar bir şahıs, yirmi yıldır tanıdığı her gün camiye gelen piyasa iççisi komşusuyla pazar günü bağda çalışmak üzere anlaşırlar. Pazar günü gidip …
DevamıBu öyle bir zikir ki…
1997 yılında Cenabı Hak nasip etti, hacca gittim. Bir gün Kâbe’nin karşısında oturan beyaz sakallı bir amca gördüm, selam verip yanına oturdum. “Evlat nerelisin?” dedi bana. “Ben Bursa’da oturuyorum, ama aslen Gümüşhaneliyim.” “Ben 6 gündür burada oturuyorum, 6 gün daha oturacağım,” dedi. “Burada neden oturuyorsun?” diye sorunca anlatmaya başladı: “Ben …
DevamıYarın kim bilir neler getirecek?
Yıllar önce hanım kardeşlerimizin çıkarttığı Mektup adında bir dergi vardı. Tabi hanımlara yönelik bir dergi olduğu için, zaman zaman gelin kaynana münasebetleri gibi konulara İslam’ın bakışını anlatan bazı kısa yazılara yer verilirdi. Dergideki yazılardan birinde, bir hanım kardeşimiz başından geçen ibretlik bir olayı paylaşmış, benim de çok dikkatimi çekmişti. Yaşanmış …
DevamıHer işi bir ayarlayan var…
Karadeniz’in incisi Rize’de 3,5 yılım geçti. Karadeniz’in insanı çok sıcakkanlı, yardımseverdir. Yaptıkları yardımları da genelde gizli yaparlar. Rize’de yakından tanıdığım, çok değerli insanlar oldu. Ramazanlarda işyerlerinde sürekli fakir fukaraya yemekler veren Mustafa Bekiroğlu ağabeyimiz de Kuyumcular Çarşısı’ndaki yardımsever o güzel insanlar da infakta örnek simalardı. Her biri birbirinden üstün meziyetlerle …
DevamıGençken ne isek ihtiyarken de oyuz
Geçenlerde bir dost ile hasbihal ediyoruz. Samimi bir arkadaşının anne ve babasından bahsetti. Yaşları doksana yaklaşınca ikisi de kendi hizmetlerini kendileri görmekte zorlanmaya başlamışlar. Başka şehirde yaşayan üst düzey bürokrat olan altmış yaşındaki oğulları anne babasına hizmet amacıyla emekli olmuş ebeveynlerinin yanlarına yerleşmiş. Bu arkadaşın anlattığına göre, annesi olur olmaz …
DevamıKağıt kürek işleri ne demek?
İki genç geliyordu…. Erkeğin kulaklarında çok sayıda küpeler, kızın ise uygunsuz kıyafetleri vardı. Tavırları, konuşmaları ile dikkat çekmeye çalışıyorlardı. Nedir bu gençlerimizin hali diye düşündüm. Yanımdaki arkadaş; “Bunların cebinde Kağıt (Diploma) var” dedi. Değerlerini unutturan bir parça kağıt olmaz olaydı… Bir toplantıda bir şahsın etrafı çok sayıda insanlar ile dolu …
Devamıİnsan bazen kendinden utanır
Beş yıllık fakülte hayatımın ilk yarısı Erzurum‘da, ikinci yarısı Ankara‘da geçti. Ankara’daki son iki yılımızda okuldan eve giderken genelde o zamanki otogara kadar yürür oradan tek otobüsle mahallemize giderdik. Bazen otogarın hemen önünden geçer, bazen de vaktimiz müsait olunca otogarın içine de uğrardık. Hemen her gün gördüğümüz manzaralardan biri sürekli …
DevamıErdoğan’dan gelen mektup
Bizim çocukluğumuzdaki hayat şartları bugünkünden çok farklıydı. Nahiyemizin ortaokulunun ilk öğrencileri bizlerdik. Okulumuz eski bir binaydı. Öğretmenimiz genelde olmazdı. İlk aylarda bir iki öğretmen vardı, onların da yaşı çok gençti. Bir tanesi nişanlıydı. Memleketi de bizim oraya yakın olduğu için her hafta nişanlısını görmeye gider, bazen 3-4 gün gelmezdi. Yani …
DevamıBeni görünce çil cücüğü gibi dağıldılar…
Eskiden köylerimizde bazı kötü adetler olurdu. Mesela yaygın bir şekilde kumar oynanırdı. Belki sizler de duymuştursunuz, eskiden köylerde nasıl kumar oynandığına dair anlatılanları. Bir yılın hasadını kumar masasında bırakıp da evine çulsuz dönenlerin acınacak hallerini çok dinlemişimdir. Şimdilerde köylerimizde belki hala da kumar oynanan yerler vardır ama yine de eskiye …
Devamı