Etiket Arşivi: En Güzel Kıssalar

Mekkeli berber menkıbesi

Hak dostlarından birine, kendisini çokça tesir altında bırakan bir hâdiseyle karşılaşıp karşılaşmadığı sorulunca, Hazret şunları anlatmış: Mekke-i Mükerreme’de para kesemi kaybedip muhtaç durumda kalmıştım. Basra’dan para bekliyordum, fakat bir türlü gelmiyordu. Saçım sakalım da epeyce uzamıştı. Bir berbere giderek: “- Param yok, Allah rızâsı için saçlarımı düzeltir misin?” diye sordum. …

Devamı

Çocuğunuzun dünyasını keşfedin!

Çocuğunuzun gönlüne hitap edin. Her söylenen sözcük, çocuğun kişiliğine konan bir tuğladır. Tamamen boş ve her türlü nakışa müsait kalbi ise, adeta bir cevher gibidir. O, meylettirildiği her şeyi almaya da kabiliyetlidir. Kur’ân-ı Kerim’de babanın oğluna hitap tarzının sevgi ve şefkat ifadesi olan ‘yavrucuğum’, ‘oğulcuğum’ şeklinde olduğu görülür. Çocuğunuzu tanımaya …

Devamı

Çocuk yetiştirmek özen ister…

Kırlarda gezerken dikkatinizi çeken çok güzel çiçekler görmüştürsünüz mutlaka. Yanına varıp uzun uzun seyretmişsinizdir belki de. Ne güzel rengi var, ne harika şekli var, ne hoş kokuyor, demiştirsiniz… Veya bir bahçede dolaşırken harika meyveler görürsünüz; rengiyle, tadıyla kokusuyla ve şekliyle sizi cezbeder. Bahçemizde ve evimizde yetiştirdiğimiz çiçekler de böyledir. Bazen …

Devamı

Usta ile çırak kıssası

İnsanlar manen olgunlaştıkça hayata bakışları zamanla değişir. Her olaya tefekkür gözüyle bakmaya başlarlar. Başlarına gelen her olayın Rabbimizden geldiğini tefekkür ederler. İnsan manevi bir olgunluğa kavuşmak için bunun vesilelerini aramalı ve bu konuda bir çaba içerisinde olmalıdır. Bir bakır kabı parlatmak için bile bir kalay ustasına ihtiyaç varken, gönlümüzün cilası için bir gönül ustasına ihtiyaç olmaz mı?

Devamı

Namazda kavun karpuz toplanır mı?

Harun Reşid’in kardeşi Behlül Danâ bir gün pazarda bir tezgâh kurmuş kavun karpuz satıyormuş. Akşam olmuş, tezgâhını toplayıp sırtındaki küfeye koymuş kavun karpuzları. Sonra sırtındaki küfe ile bir camiye girmiş ve sırtındaki küfeyi indirmeden namaza durmuş. Her secdeye eğildiğinde kavun karpuzlar bir tarafa yuvarlanıyormuş. Behlül Dânâ namazın ortasında caminin sağından …

Devamı

Siyah köpekle beyaz köpeğin mücadelesi

Cenab-ı Allah'ın görevlendirdiği sağ ve sol omzumuzdaki Kiramen Katibin melekleri, sürekli yaptığımız iyilikleri ve kötülükleri kayıt altına almaktadır. İnsana bazen iyi niyet ve iyi duygular galip gelirken bazen de insan nefsinin aşağı duygularının esiri olur. İç alemimizde sürekli iyiliklerin ve kötülüklerin mücadelesine şahit oluruz. Bu mücadelede başarılı olmak istiyorsak, içimizde kin, nefret, kötülük gibi kötü duyguları değil, sevgi, merhamet ve şefkat gibi yüce duyguları besleyip büyütmeliyiz.

Devamı

Üç hikaye üç ders

Her öykü, hayatımızın inşasında önemli bir basamaktır. Tecrübelerimizi ve bilgi birikimimizi paylaşmamız, geleceğimizin imarı, neslimizin ıslahı ve varlık dünyasının ihyası için çok önemli bir adımdır. Fıtrata uygun bir yaşam, hayata farklı bir değer katar. Çünkü, “Fıtrat ilahi bir formattır.” Bu format çerçevesinde, herkes kendi yeteneği, kabiliyeti doğrultusunda hayatını inşa ederse, yaşam bir başka olur. Yoksa; "Hiçbir balık uçmaya ve hiçbir kuş yüzmeye zorlanamaz.” Zorlanırsa, bu fıtrata aykırı olur ki, sonu intihardır.

Devamı

Günahına ağlayan genç

Resullullah Efendimiz’in hizmetkarı Sa’labe bin Abdurrahman El Ensari, ensardan birisinin kapısının önünden geçerken, hanımının yıkandığını gördü. Bakışlarını ondan alamadı. Günah işlediğini fark edince yüzünü kapatarak Mekke ve Medine arasındaki bir dağa çekildi. Onu çağırmak için iki cihan güneşi Efendimiz, Ömer bin Hattab ve Salman-ı Farisî’yi görevlendirdi. Medine’li bir çobanla karşılaştıklarında …

Devamı

İbrahim bin Edhem’e bu yapılır mı?

İbrâhim bin Edhem bir grup arkadaşıyla birlikte idi, gündüzleri çalışıp onlara harcardı. Akşamleyin oruçlu olarak bir yerde toplanırlardı ve İbrâhîm bin Edhem her seferinde işten geç dönerdi. Arkadaşları bir akşam birbirlerine: “Gelin bu akşam da iftarı onsuz yapalım, geldiğinde kendisine yiyecek bir şey kalmadığını görür ve bundan sonra zamanında gelmeye …

Devamı

Behlül Dânâ bir gün fırınları denetler

Behlül Dânâ bir gün Harun Reşid’den bir vazife ister. Harun Reşid de ona çarşı pazar ağalığını (denetimini) verir. Behlül hemen işe koyulur. İlk olarak bir fırına gider. Birkaç ekmek tarttırır, hepsi normal gramajından noksan gelir. Dönüp fırıncı ya sorar: “Hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk çocuğunla ağzının tadı var mı?” …

Devamı