Aylık Arşiv: Temmuz 2022

Peygamber Efendimizin çocuk sevgisi

Hicretin 8. senesinde Peygamber Efendimiz’in hanımı Hazreti Mariye‘den oğlu İbrahim dünyaya geldi. Ona atasının adını koydu. Oğlu İbrahim’in ölümüne ağlamış ve bunun sebebini şöyle açıklamıştır: “Bu bir merhamet göstergesidir. Gözümüz yaşarır, gönlümüz mahzun olur. Ama asla Rabbimizi razı etmeyecek söz söylemeyiz. Ey İbrahim, senin ayrılığın gerçekten bizleri mahzun etti.”(1) Torunları …

Devamı

Üstad Mehmed Şevket Eygi Bey ile tanışmam

İstanbul’da edebiyatçılarla, yazarlarla ve münevverlerle görüşmenin en güzel yolu bir konferans, söyleşi ya da edebi bir sohbete katılmaktır. Bir de ediplerin, âlimlerin ve hocaların cenazesinde onlarla görüşmek mümkün olabilmektedir. Birçok meşhur münevverimizi katıldığım cenazelerde görmüşümdür. Osmanlı edebinin son temsilcilerinden ve son İstanbul Beyefendilerinden merhum Üstad Mehmed Şevket Eygi Bey’i de …

Devamı

Habille Kabil’i ayıran ibadet kurban…

Geleneksel hale geldi, neredeyse herkes “Nerede ah o eski bayramlar?” diyor. Aslında bize göre eski olanlar bizden öncekilere göre yeni bayramlardı, bizden sonra gelen kuşaklar da bugünkü bayramlara eski bayramlar diyecekler. Biz büyüklere düşen görev arkamızdan gelenlerin hafızalarında kalacak güzel işler yapmamızdır. Çocukluğumuzda sabahın erken saatlerinde camimiz büyük küçük demeden …

Devamı

Bir güzel insan Dr. Emin Acar

Kelimenin tam anlamıyla güzel bir insandı… Sureti de güzeldi, sireti de güzeldi… O Hacı Bayram Şeyhi idi… O siyasetin Emin Beyi idi… O benim Emin Ağabeyimdi. Hacı Bayram elbet güzeldi herkes için… Fakat Emin Ağabeyimle benim için daha da güzeldi… İçinin güzelliği yüzüne aksettiği için, sürekli mütebessim bir çehreye sahipti… …

Devamı

Bayram bir gönül seferberliği…

Son Nefes, İmandan İhsana Tasavvuf ve Nebiler Silsilesi gibi onlarca kıymetli eseri ilim ve irfan dünyamıza kazandıran Osman Nuri Topbaş Hocaefendi 2011 yılının Ekim ayında İstanbul Gürpınar’da bir sünnet merasimine katılmıştı. Muhterem Hocamızın orada yapmış olduğu konuşmayı kaydettim ve yazıya aktardım. İstifadenize arz ediyorum efendim. Nesli eğitmenin en önemli vazifemiz …

Devamı

Sami Efendi nikahta altın yüzük görünce…

Mahmud Sâmi Ramazanoğlu hazretleri 1953 senesinde İstanbul’a geldiklerinde Tahtakale semtinde bir dostu, kendi müessesesinde muhasebe defteri tutmasını ricâ edince Sâmi Efendi önce bu iş yerinin defterlerini inceleyip alış verişin fâizsiz ve helal yoldan yapılıp yapılmadığını araştırmış, gereken ikazları yaptıktan sonra bu vazifeyi kabul etmiştir. Şöyle dediği nakledilir: “İstikâmet, farz-ı dâimdir. …

Devamı

Müslümanların ticaretle imtihanı…

Kur’an-ı Kerim, hayatlarına ticaretin egemen olduğu bir toplumda nazil olmaya başlamıştır. Kur’an onların ilahî mesajı daha iyi anlamaları için ahirete ait kavramlarda bile ticaretle ilgili kelimeleri kullanmıştır. Ziraata elverişli olmayan bir coğrafyada ticaret, hayatı yönlendiren temel öğelerden biriydi. Böyle bir toplumda yaşayan Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem de ticaret …

Devamı

Bereketli bir günün ardından

Rabbimize hamd olsun İstanbul’da yaşamanın bir takım zorlukları ile birlikte bazı nimetleri de var. Tarihi muhitlere ve irfan çevrelerine yakın olmak bu nimetlerin başında geliyor. Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir Hocamızın uzun zamandır Eyüp Sultan Cami-i Şerif’inde yaptığı Şifa-i Şerif dersleri de İstanbul’un bize sunduğu imkânlardan birisi. Bu derslerin bazılarına katılmak nasip oldu çok şükür. Yine …

Devamı

Hattat Fevzi Günüç iz bıraktı…

Hattat Fevzi Günüç Hocamı, oğlu Fatih’in Meram Ortaokulu’nda öğrencim olması hasebiyle öğretmenliğim dönemimde tanıdım. İlk görüşmemizde beyefendiliği, kibarlığı, nezaketi hemen dikkatimi çekmişti. O dönemde sadece birkaç kez görüşme imkânımız oldu. İl Kültür Müdürlüğüne atandığım zaman kendisi ilk ziyaretime gelenler içinde idi. Daha sonra çeşitli vesilelerle zaman zaman bir araya geldik. …

Devamı

Vakfıkebir’deki Kur’an kursuna başladım…

Köyümüzde ortaokul yoktu. 5 km uzaktaki annemin köyünde vardı. Ben oraya gidip gelmeyi göze alamadım. Bir ara köyümüzde yol yapılırken bir arkadaşla beraber çalışıyorduk. O Vakfıkebir’de Hacı Ziya Efendi diye birinin nezaretinde Kur’an Kursu’nda okuyordu. Yanlış bilmiyorsam köyümüzden o şekilde beş altı kişi orada okuyordu.  Vakfıkebir ismi Arapçadan gelen bir …

Devamı