Aylık Arşiv: Temmuz 2023

Dava adamlarının namazı…

Hasan el-Benna: 3 binin üzerinde köyü tek tek gezdi. Çoğu köylere binek hayvanlarının üzerinde veya yürüyerek gitti. Kavurucu sıcağa ve zorlu şartlara rağmen tüm çalışmalarını namaz vakitlerine göre ayarladı. Ezan okunduğunda onun için dünya durdu ve hemen cemaate koştu. Namazlarını asla geçiştirmedi. En yoğun zamanlarında bile sünneti ve tesbihatı ihmal …

Devamı

Sungur Abinin hayatını değiştiren rüya…

Sizlerle paylaşacağımız hatıramız, Kur’an davasına hayatını vakfetmiş, bu uğurda büyük çile ve meşakkatler çekmiş, iman hizmeti için pek çok maddi manevi fedakârlıklarda bulunmuş, İslam davası için defalarca hapis yatıp işkence görmüş Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yakın hizmetinde bulunan talebelerinden Hazreti Üstad’ın “fena fin nur” ve “kahraman” iltifatına mazhar olmuş merhum Mustafa …

Devamı

Bir umuttur Anadolu Gençlik…

Analarla dolu olan bir memleket, elbette bu anaların doğurduğu gençlerle de dolu olacaktır. Önemli olan anaların doğurduğu gençleri yetiştirmek ve onlara sahip çıkmaktır. Gençlik, insan hayatının baharıdır. Baharda suyunu iyi alan ekinler, bitkiler ve ağaçlar bol ürün verirler ve verdikleri ürünler de bereketli olur. Bahar yağmuru ve özellikle Nisan yağmuru …

Devamı

Ebu’l Hasen En Nedvi bir güneşti

Ebu’l Hasen En Nedvi denildiğinde Hindistan, Hindistan denildiğinde de Ebu’l Hasen En Nedvi akla gelir. Soyu Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem’in torunu Hasan radıyellahu anh’a dayanan ailesinin, Hindistan’a ilk gelen ferdi Kutbuddin Muhammed el-Medeni‘dir. (H. 581-677) Hicri yedinci asırda Tatar istilasından kaçarak büyük bir kafile ile Bağdat‘tan Hindistan‘a hicret etmiştir. …

Devamı

Mısırlı alim Şa’râvî’nin yedi unutulmaz sözü

Merhum Muhammed Mutevelli eş-Şa’râvî‘nin yedi unutulmaz sözü: 1- Hak sözü söylemeye gücün yetmiyorsa, bari batıla alkış tutma! 2- Sana kin tutan kimse bulamıyorsan, bil ki sen başarısız, beceriksiz bir insansın! 3- İnsanların önlem alması seni endişelendirmesin… Onların bütün yapabilecekleri, sonunda Yüce Allâh’ın irâdesini yerine getirmek olacaktır… Daha ötesi olamaz! 4- …

Devamı

Nebevî zühd anlayışı…

Madde ve mana yönleri ile insan bu dünya hayatında kulluğunu ifade edebilme adına maddî ve manevî yönü arasında bir denge kurmak zorundadır. İnanan-inanmayan, büyük-küçük, kadın-erkek farklılıkları ne olursa olsun insan dünya hayatı ile doğru veya yanlış şekliyle bir ilişki içerisindedir. Her konuda olduğu gibi dünyaya bakışımızın ne olması gerektiği konusunda …

Devamı

Kendini ne üstün gör, ne de beğen…

Kur’an-ı Kerim’de “kibir” yani büyüklük taslama davranışı şeytanın, firavunun ve müşriklerin bir tavrı olarak karşımıza çıkmaktadır. (Bkz. Yunus, 75; Araf, 146) Şeytan Hazreti Âdem aleyhisselam’a kibri sebebi ile secde etmemiştir. (Bkz. Bakara, 34) Ona secde etmemesinin sebebi sorulduğunda bilgiçlik yapmış ve “Ben ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan …

Devamı

Zulme karşı duruşumuz…

Klasik dil bilginlerimiz zulmü şöyle tanımlamışlardır: Bir şeyin zatında eksiltme veya ziyadeleştirme yaparak, vaktini ve zamanını değiştirerek kendisi için tahsis edilen yerin dışına koymaktır. Zulüm, kişinin kendine, diğer insanlara ve Allah Teâlâ’ya yaptığı zulüm olmak üzere üç çeşittir. En büyük zulüm insanın Allah’a şirk koşmasıdır.1 Lokman Suresi’ndeki; “Şirk en büyük …

Devamı

Bediüzzaman ve bardağın dibinde kalan çay

Bediüzzaman hazretleri çayı çok severdi. Günde birkaç defa talebelerine çay demletir ve hep beraber içerlerdi. Bardağına da birkaç damla limon damlatırdı. Barla’da kaldığı günlerde, Eğirdir Dağ Komando Talimgahında binbaşı olan talebesi Hulûsi Bey onu ziyarete gelmişti. Hulûsi Bey çok değer verdiği bir talebesiydi. Onunla yaptığı mektuplaşmaların neticesinde pek çok risale …

Devamı

Ali Ulvi Kurucu’nun kabul olan duaları

Büyük insanların her biri özel bir görevle gelir, yahut gönderilir bu dünyaya. Görevlerini tamamlar ve dönerler. Döndükleri zaman, arkalarında, geldikleri dünyadan daha farklı bir dünya bırakmışlardır. Onlardan herhangi birinin büyüklüğünü anlamak için, yokluklarını tasavvur etmek, yahut hayalen onlardan önceki zamana dönmek yeter: Sinan’sız bir dünyada Süleymaniye, Mevlânâ’sız bir dünyada Mesnevî, …

Devamı