Mutasavvıflar, manevi yolun tuzakları ve çeldiricileri çok olduğundan, yolu bilen bir mürşidin rehberliğini zaruret olarak görmüşlerdir. Bütün sufiler illa ki bir mürşide bağlanmak gerektiğini ifade ederler. Velilerin hayatlarına baktığımızda, hepsinin de bir mürşidin eteğine sarılarak bulundukları makama eriştiklerini görüyoruz. Yunus Emre kendi kendine Yunus Emre olmuş değildir. Uzun seneler Taptuk …
DevamıBilgi nasıl bilince dönüşür?
Akıl fonksiyonu, Cenab-ı Hakkın bizlere lütfettiği en önemli değerdir. Bu değerle; araştırırız, inceleriz, tetkik ederiz, tahkik ederiz ve böylece hakkı-hakikati bulmaya çalışırız. Ancak bütün bu çalışmalar, verilen özgün, özgür, pür-saf akılla mümkün olur. Başkalarının ödünç aklıyla ve çevrede her türlü olumsuz düşüncelerle iğfal edilmiş, kirletilmiş akılla olmaz. Soran, sorgulayan, analiz …
DevamıSufilere göre riyazet kavramı…
“Nefsin isteklerini kesmek, asgariye indirmek ve nefse zor gelen şeyleri ona yaptırmak” şeklinde tarif edilen riyazet konusu üzerinde sûfîler detaylı bir şekilde durmuşlardır. Manevî hassasiyetlere sahip maddî bir bedene ulaşmak arzusu, sûfîlerin bu konuda hedefleri olmuştur. Çünkü Kur’ân-ı Kerim’de ifade edildiği gibi nefs daima kötülüğü emretmektedir1 ve sûfîler de nefsin …
DevamıDüşüncelerimiz ne kadar gerçekçi?
Zihin dünyamızdaki kavram ve algı haritaları, gerçek dünyanın haritalarıyla ne kadar uyumlu? İç dünyamızın beklentileri, hayalleri, planları, projeleri içinde yaşadığımız dünya ile ne kadar örtüşüyor? Bunu görmek ve gerekli tedbirleri almak durumundayız. Eğer, iç dünyamızdaki zihinsel fonksiyonların oluşturduğu beklentiler, hayaller, projeler dış dünyamızdaki gerçeklerle örtüşüyorsa bir uyum ve denge var …
DevamıKahvaltıda özgüven dersi…
Fatih’te bir eczanesi vardı Selim Bey’in. Eczacılık Fakültesinden mezun olalı iki yıl olmuş genç bir eczacıydı. İşini seviyordu. Kendi mesleği ile ilgili hiçbir toplantıyı kaçırmıyordu. Okuldaki hocasının şu sözü hep kulaklarındaydı: “Diplomanız size en fazla iki yıl yeter. Ondan sonra kendinizi yenilemeniz lazım. Eğer kendinizi yenilemezseniz o zaman hayat yokuşunda …
Devamıİnsanın değeri gayretinde gizlidir
Sürekli bir çaba ve gayret içerisinde aktif olmak, canlanmayı sağlar. Durağanlık, yaratılış hikmetine, insanın fıtratına aykırıdır. Zaman, nehir gibidir, akıp gider. Yapacaklarımızı, planlarımızı, projelerimizi, projeksiyonlarımızı yarınlara bırakmak, nehrin durmasını beklemek gibidir. Şems-i Tebrizi der ki: “Mutlu olmayı yarına bırakmak, karşıya geçmek için nehrin durmasını beklemeye benzer. Nehir asla durmaz.” Aynı …
DevamıBirlikte rahmet vardır…
İhtilaflar için çözüm, nefse uymak değil; hak yolda olduğu ve zulmetmediği müddetçe liderin başkanlığında birliği korumaktır. Liderin başkanlığında birliği korumak, gücü korumak, huzuru ve galibiyeti korumak demektir. Birliği parçalamak, düşmana bir bakıma yardımdır. Hadis-i şerifte; “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” buyrulmuştur. (Münâvî, III, 470) Nefse uymak bir bakıma dışarıdaki düşmanın içerideki …
DevamıEğitimde temel unsurlar nelerdir?
Sevgi merkezli ve insan odaklı bir anlayışla verilen eğitim, çocuğun severek bilgi edinmesini sağladığı gibi, akıl- kalp- ruh dengesini sağlayan ve çocuğun şahsiyetini inşa eden bir süreçtir. Bu eğitim süreci, düzgün yürürse, yaratılış fıtratına uygun doğal hayatın inşasına süreklilik ve hayatiyet kazandırır. Çocuk eğitiminde üç temel unsur vardır: Öğrenci, öğretmen …
DevamıSufilere göre uzlet kavramı…
Günlük telaş, dünya endişesi ve bedenin ihtiyaçları peşinde koşmak gibi hususlar insanın gönül ve ruhuna yönelmesinin önündeki engellerdendir. Kişi, yaratılış gayesini ve hayatının bu gayeye uygun olup olmadığını sorgulayarak bu konuda kendisine çeki düzen verebilmesi için zaman zaman bahsedilen koşuşturmaca ve endişelerden uzaklaşmak ihtiyacı hisseder. Gönül erleri, dünya- ahiret dengesini …
DevamıRuhsuz eğitimle nereye kadar?
Her insan biriciktir. Yeryüzünde yaşayan takriben 7,5 milyar insanın her biri, farklı yetenek ve özellikte yaratılmıştır. Bu insanların her birinin ses tonu, siması, mimik hareketleri, jestleri, parmak izi, el avucu izi, DNA’sı, göz retinası farklıdır. Bundan dolayı diyoruz ki, insan “Mikro Evrendir.” İnsan, evren çapında bir değere sahiptir. Yapılan son …
Devamı