Eskiler ne güzel demişler: “Gönül muhabbet ister kahve bahane…” Hele insan yurtdışına gidince dilini anladığı, kültürünü bildiği bir kardeşi ile sohbet etmek istiyor. Hele hele yurtdışına yeni çıkmış birisinin bir hemşerisini bulup konuşması ya da Türkçe bir söz duyması o kadar sevindirici ki bunu gidenler ve yokluğunu hissedenler çok iyi …
DevamıErbakan Hoca namazına önem verirdi…
Ben Ordu’nun Ünye İlçesi’ndenim. Abim partimizin ilçe başkanıydı. Babam da daha önceden ilçe başkanlığı yapmıştı. Ben de bir teşkilat mensubuydum. Biz bütün kardeşlerimiz olarak siyasi faaliyetlerde hep birlikteydik. Merhum Erbakan Hocamızın aile olarak bize bir sevgisi vardı. 1990 yılında Hocamız bir siyasi faaliyet yapmak için Ünye’ye gelmişti. O gün yapılan …
DevamıNizip’in gülü Cemil Gül hocamız
O; 73 yıllık hayatına onlarca asırlık bir ömür sığdıran, bulunduğu meclislere nurâni güzellikler yağdıran, günah kiriyle kararan kalpleri irşad zemzemiyle yıkayıp Hak yoluna revân eyleyen, çöle dönmüş gönülleri ilahi sevdanın rahmetiyle gülistan eyleyen müstesna bir gönül adamıdır. Peki ne yaptı da Allah, göktekiler ve yerde olanlar yani insanlar onu çok sevdi?
DevamıJapon’daki millî şuur ibretlik!
On çocuk babası bir eğitimci olarak çocuklarıma ilkeli ve edepli olmayı öğretmeye gayret ettim. 1994 doğumlu küçük oğlum Üsame Japonya’ya gitmişti, döndüğünde; “Japonya’da kaldığın iki hafta içinde ne öğrendin?” dedim. Anlattıklarından zikre değer bulduğum bir hususu sizlerle de paylaşmayı faydalı gördüm. Bundan sonrasını kendi ifadesi ile aktarıyorum: Üsame İbrahimoğlu anlatıyor: …
DevamıMehmet Emin Er Hoca talebeyi geri çevirmezdi
1989 yılıydı. Mehmet Emin Er Hocaefendi Ankara’da Özelif Sitesi’nde ikamet etmekte ve site içerisinde bulunan Fıkıh Enstitüsü’nde ders vermekteydi. O yılın yazında bizler de bazı arkadaşlarımızla birlikte Ankara’da kalmaya karar verdik. Kış döneminde istifade ettiğimiz hoca efendiden yaz günlerinde de istifade etmek istedik. Bu amaçla bizim de ikamet ettiğimiz sitenin …
DevamıTayyip hocadan çocuklara hikayeler
Sevgili çocuklar! Abdullah ve Kaya isminde henüz 15’inde iki kardeş varmış. İkisi de çok önemli bir sınava hazırlanıyorlarmış. Ama bu sınava hayatlarında tek bir sefer girme hakları varmış, ikinci bir hakları mümkün değilmiş. Sınav onlar için o kadar önemliymiş ki kazandıkları takdirde hayatları boyunca mutlu olacak, her türlü imkânı elde …
DevamıDediler tayinin çıkmış hocam…
Sene 1982… Boyabat İmam-Hatip Lisesi’nden mezun oldum. 1982 Eylül ayında Diyanet’te görev almak için imtihana girdim ve hamdolsun kazandım. Ekim ayında Sinop Müftülüğü emrine tayinimiz geldi. Sinop’a çağrıldık. O zaman Sinop müftümüz rahmetli Zübeyir Koç Hoca’mdı. Herkes tarafından sevilen sayılan müftümüzü bize biraz sert diye tanıtmışlardı. Görev alacak benim gibi …
Devamıİstanbul’da yeni arayışlar…
Evlenip, İstanbul’a vardıktan sonra, evimizde bir süre daha oturup sonra da kiralık bir eve geçtik. Artık benim yüküm bayağı ağırlaşmıştı. Hem derslerime çalışıp okulumu bitirmem, hem de geçim temin etmek için, bir yol aramam gerekiyordu. Üst katta oturan uzak doğu sporları hocası Yılmaz Aydın’ın Celalettin Süer Camii karşısında çok büyük …
DevamıYüreğimizin yarısı gurbetçi kardeşlerimizle…
Avrupa’da bizim kardeşlerimiz var. Zamanında oralara gitmişler ve kendilerine yeni bir hayat kurmuşlar. Onların muhabbetli hallerine her gittiğimde şahit oluyor ve imreniyorum. Onlar bizim her zaman bir parçamız ve yüreğimizin yarısı gurbet ellerdeki gurbetçi kardeşlerimizle. Bu yazımda sizlere Avrupa’daki kardeşlerimden bahsetmek istiyorum. Biraz hatıraların peşine düşeceğiz. 2007 Ramazanında Danimarka’ya davet …
DevamıMuhasibi’nin çok güzel bir menkıbesi
Rivayet edilir ki Muhasibi bir gün aç bir şekilde riyazet halindedir. Bir tanıdığı onun açlıktan sarardığını görünce; “Evimize gidelim sana yemek ikram edeyim” der. Muhasibi; “Peki evlat” der, beraber eve giderler. Ona bir düğün yemeği ikram edilir. Yemekten bir lokma ağzına aldıktan sonra ağzında defalarca dolaştırır ama onu yutmaz. Dışarı …
Devamı