İrfan Mektebi

Bu bölümde sevdirici, mjdeleyici üslupla yazılan tatlı İslami içerikli yazılara yer verilmektedir.

O kadar da emin olma…

Gençliğimde merak ettiğim konularda araştırma yapmak, öğrendiklerimi müzakere etmek ve konu üzerinde tartışmak zevk aldığım şeyler arasındaydı.  Erzurum İslami İlimler Fakültesi‘nde öğrenci iken, bir gün seferilik mevzusunda bir mesele kafama takıldı. Kendi çapımda araştırıp öğrendim.    Aynı fakülteden dört arkadaşla aynı evi paylaşıyorduk. Diğer üç arkadaş benden bir sınıf üstte okuyorlardı.    …

Devamı

Kapıcının unutamadığı olay…

Yıllar önce bir gazetede, İstanbul’daki sitelerde çalışan bazı kapıcılarla yapılan röportajları okumuştum. ”Unutamadığınız, size çok ilginç gelen bir olayla karşılaştınız mı?” sorusuna, bir kapıcının verdiği cevabı bugün gibi hatırlıyorum. Apartmandaki dairelerden birinde eşi vefat etmiş, zengin ve kültürlü bir bey oturuyormuş. Bu beyin, iki oğlu bir kızı varmış. Hepsini de okutmuş, …

Devamı

Ahmet Vanlıoğlu Hoca meşe alevi gibiydi…

Allah’ıma ne kadar şükretsem azdır. Daha on altı yaşlarımdayken Türkiye’nin medar-i iftiharı olan güzide şahsiyetlerin meclislerinde bulunmak, benim gibi bir âciz kula nasip oldu. Boyabat İmam Hatip Lisesi’nde okurken yaz tatillerinde, bin bir güçlükle geldiğim İstanbul’da Fatih İsmailağa Camii’nde Mahmud Efendi Hazretleri gibi dünyanın takdir ettiği bir âlimin sohbetlerinde bulundum. …

Devamı

İmamlar ve vaizler için bayram vaazı…

أعوذ بالله من الشيطان الرجيم بسم الله الرحمن الرحيم قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ ﴿١٤﴾وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ  قَالَ قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِى تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ مَثَلُ الْجَسَدِ إِذَا اشْتَكَى مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَى لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّى Can bula cananınıBayram o Bayram ola,Kul bula …

Devamı

Dr. Haluk Nurbaki’nin unutulmaz hatırası

Ben, 40 yıllık bir kanser uzmanı olarak maddeyi aşan sayısız olayla karşılaştım ve bunları, o olaya şahit olanlarla birlikte belgeleyerek özel bir arşiv yaptım. Bunlardan 1976 yılında yaşanmış bir olayı size nakletmek istiyorum. Kanser hastanesinde başhekimken Serap adında genç bir hanım hastam vardı. Bu hastam göğüs kanserine yakalanmış ve tedavi …

Devamı

O bir cami kuşuydu…

Memur olmanın birçok faydası vardır. Çeşitli illeri gezer, gittiğiniz her yerde kendinize uygun insanlar arar, aradığınız kişiyi de muhakkak bulursunuz. Ankara’da görev yaptığım zaman tanıştığım çok değerli bir dostumuz vardı. O bir cami kuşuydu. Hiçbir zaman üşenmez, evinden erkenden çıkıp yürüyerek camiye giderdi. İbadet maksadı ile evinden çıkanın her adımına …

Devamı

Küçümsediğimiz şeyler cennetimiz olabilir

Bazen bir hareket, bir davranış, bir söz öyle büyük bir sonuca yol açar ki tahmin bile edemezsiniz! Çoğu zaman imtihanımızın büyük olaylarla gerçekleşeceğini düşünürüz. Savaşlar, ölümler, kazalar, büyük zenginlikler, büyük fakirlikler, felâketler ya da büyük sevinçlerle… Oysa bu büyük bir yanılgıdır. Umursamadığımız bir hareket, önemsemediğimiz bir tavır, çok da düşünüp …

Devamı

İrfan ehlinin şifreli sözleri…

Bazen iki kişinin frekansları birbirini tutar, ortak bir dalgadan konuşurlar, fakat onları dinleyen üçüncü kişi onların ne konuştuklarını bir türlü anlayamaz. Tasavvuf ehlinin ve ariflerin bazı remizleri, işaretleri vardır. Bu dünyaya yabancı olanlar onları anlayamaz. Hatta derler ki ariflerin ayrı bir dili vardır. Sadece ehlinin anladığı bu dile “kuş dili” …

Devamı

Siz hiç serap gördünüz mü?

Siz hiç serap gördünüz mü? Serap görmediyseniz bile, muhtemelen ne olduğu hakkında yine de az çok bilginiz vardır. Ben serapla ilgili bir şeyler duymuştum, fakat nasıl olduğunu bilmiyordum. Ta ki 1988 yılında bir otobüs öğrencimin başında görevli olarak Umre’ye gidene kadar. Çöl ortamında yaptığımız işte o yolculuk esnasında serabın ne …

Devamı

Onun haline gerçekten imrendim…

“Bursa” denildiğinde akla ilk gelen şeylerden birisi de Uludağ’dır. Uludağ’a iki şekilde, araç veya teleferikle çıkılır. Bir arkadaşla buluşmak için teleferiğin kalktığı mekânda bulunuyordum. Sabahın erken saatleriydi. Sırtında boya sandığı ile ıslık çalarak yürüyen güler yüzlü, 35-40 yaşlarında birisini gördüm. “Neydi ondaki o neşe, sevinçli bir çocuğun hayata koşuşu gibi! …

Devamı