İrfan Mektebi

Bu bölümde sevdirici, mjdeleyici üslupla yazılan tatlı İslami içerikli yazılara yer verilmektedir.

Veysel Karanî bize ne söyler?

Yıllar önce İstanbul’da bir ortaokulda müdür yardımcılığı yaparken, idare odasına, on iki- on üç yaşlarında iki çocuk, onların annesi ve bir de dedeleri geldi. Sade kıyafetlerinden ve çekingen tavırlarından, köyden yeni geldiklerini tahmin etmiştim. Ancak Anadolu’nun küçük yerlerinde rastlayabileceğimiz mahcup simalardı. Halim selim görünüşlü dedeleri daha selam verir vermez, elindeki …

Devamı

Bir hayalim vardı…

Vakfıkebir Cami Kur’an Kursu’ndan tası tarağı toplayıp köyüme döndüğümde, büyük bir sevinçle bu kadar sıkıntılı bir dönemi atlattığıma şükür ederek yeni bir hayata başladım. İlk işim anneme aldığım belgeyi göstermek oldu. Babam zannediyorum o gün evde yoktu. Köye varıp biraz dinlendikten sonra yaylaya gittim, gezdim, dolaştım, stresimi attım. Annem dedi …

Devamı

Sokakların haline isyan ediyorum

Dünyanın her yerinde, İslam’ın düşmanları iki şeyi hedeflediler. Bir, tesettürü bitirmek, iki, camileri boşaltmak. Kızlarımızın açılacak başka yerleri kalmadı. Allah aşkına biri bana söylesin, sıkılmadan, utanmadan her yerde vücudunu teşhir eden bu insanlara tesettürü kim anlatacak? Sokaklardaki teşhirciliğe kim dur diyecek? Şu bizim dediklerimizin; anneleri kapalı, kızlarının göbeklerine varana kadar …

Devamı

Genç kardeşim bakın neler anlattı…

Bir cuma günü yatsı namazından çıktıktan sonra, senelerce mahallemizde esnaflık yapan ve camimizde de zaman zaman imamlık ve müezzinlik yapan bir abimiz Konya’dan ziyarete gelmişti. Namaz sonrası caminin önünde epey bir hal hatır konuşması yaptık. Biz Konuşurken genç bir kardeşimiz uzaktan bizi izliyordu. Halinden bir derdi olduğunu anlamıştım fakat konuşmamız …

Devamı

Bir kamyon macerası…

Vakfıkebir’deki Kur’an kursunda okurken bir gün kursun kapısına yukarı köyden bir adam geldi. “Ben su arkı kazdırmak istiyorum, kazabilecek birisi var mı içinizde?” diye sorunca ben hemen atladım; “Bu işi ben yaparım amca” dedim. “Tamam, sen gel “ dedi, beni aldı yürüyerek beraberce köyüne gittik. Aldım elime kazmayı, kazmaya başladım… …

Devamı

Haçkalı baba dergahında…

Hayırseverler kursumuza canlı olarak adak kurbanları veriyorlardı. Benim Kemal Özdemir diye bir arkadaşım vardı, -Allah selamet versin- şu an telefonla görüşmeye devam ediyoruz kendisiyle. Onun babası da kasapmış benim babam da kasaptı. Rahmetli Hocaefendi bir gün bizi topladı; “Kasaplık yapacak kimse var mı?” diye sordu. Ben ve Kemal parmak kaldırıp …

Devamı

Deniz derin, yol uzun dostlar!

Derin derin düşüncelere daldım. Bir anda çocukluğum, gençliğim derken ömrümün sonbaharı mı desem kışı mı desem; bugünleri düşünür oldum. Vay be, ne de zor ve dar geçitlerden geçmişiz. Çocukluğum yoksulluklar, imkânsızlıklar içerisinde geçip gitmiş. İlim yapılacak çağlar havaya uçmuş. Ha şunu da söylemek gerek; imkânlar yoktu ama insanlık çoktu. Akraba …

Devamı

Habille Kabil’i ayıran ibadet kurban…

Geleneksel hale geldi, neredeyse herkes “Nerede ah o eski bayramlar?” diyor. Aslında bize göre eski olanlar bizden öncekilere göre yeni bayramlardı, bizden sonra gelen kuşaklar da bugünkü bayramlara eski bayramlar diyecekler. Biz büyüklere düşen görev arkamızdan gelenlerin hafızalarında kalacak güzel işler yapmamızdır. Çocukluğumuzda sabahın erken saatlerinde camimiz büyük küçük demeden …

Devamı

Bereketli bir günün ardından

Rabbimize hamd olsun İstanbul’da yaşamanın bir takım zorlukları ile birlikte bazı nimetleri de var. Tarihi muhitlere ve irfan çevrelerine yakın olmak bu nimetlerin başında geliyor. Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir Hocamızın uzun zamandır Eyüp Sultan Cami-i Şerif’inde yaptığı Şifa-i Şerif dersleri de İstanbul’un bize sunduğu imkânlardan birisi. Bu derslerin bazılarına katılmak nasip oldu çok şükür. Yine …

Devamı

Vakfıkebir’deki Kur’an kursuna başladım…

Köyümüzde ortaokul yoktu. 5 km uzaktaki annemin köyünde vardı. Ben oraya gidip gelmeyi göze alamadım. Bir ara köyümüzde yol yapılırken bir arkadaşla beraber çalışıyorduk. O Vakfıkebir’de Hacı Ziya Efendi diye birinin nezaretinde Kur’an Kursu’nda okuyordu. Yanlış bilmiyorsam köyümüzden o şekilde beş altı kişi orada okuyordu.  Vakfıkebir ismi Arapçadan gelen bir …

Devamı