Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı’nın Afrika sorumlularından değerli bir ağabeyimiz birkaç yıl önce slayt eşliğinde güzel bir sunum yapmıştı. Afrika köylerindeki gündelik hayatı, oralardaki yaşantıları o kadar tatlı bir üslupla anlatıyordu ki adeta bizi alıp Afrika’ya götürüyor, bir müddet oralarda gezdirip sonra geri getiriyordu. Açlık ve sefalet manzaralarını anlatırken ise dayanamayıp …
Devamıİmam-ı Azam’ın meşhur nüktesi
Mizah, bir cemiyetin gerçeklikle yüzleşme tarzının aynası, kültürle edebiyatın kesiştiği kavşaktır. Edebiyattan kültüre değişen, mizahın tonları, türleridir. Daha ziyade edebiyata özgü latife, nükte veya espri, her zaman ve zeminde yapılan zekâ ürünü estetik şaka demektir. Latife latif gerek Eskiler, “Latife latif gerek” sözüyle, şakanın galiz değil, edeb ve zekânın terkibi …
DevamıPilavcı Orhan’ın hikayesi…
Sene 2002, tarihi Mihrimah Sultan Camii‘nin yanındaki sokakta tezgâhını besmele ile açtı Orhan. Yeni yuva kurmuştu ve hayli yüklü bir borcun altına girmişti ama olsun, Allah bir kolaylık verirdi elbet. Akşamüstü tezgâhına pilav ve ciğerleri koyarken -seyyar çaycılıkla başlayıp işi büyüterek seyyar pilav ve ciğer satmaya başlamıştı- ileride caminin karaltısında …
DevamıKardeşinin başarısı senin başarındır
İyi niyetle ve gayretle koşturan tüm derneklerin, vakıfların, STK’ların başarısını başarımız olarak görmeliyiz, yapılan her güzel işi yürekten desteklemeliyiz. Birbirimizle uğraşmak, birbirimizi kıskanmak vakit kaybıdır, enerji israfıdır. İnananlar kardeştir. Kıskançlık iyi değil Birçok ortamda, içinde bulunduğumuz zamanın büyük dernekleri, meşhur vakıfları ve gözde STK’ları için olumsuz görüşler, suizanna kaçan yorumlar …
DevamıAvinyon’da bir Osmanlı mezarı…
Fransa’nın Avinyon şehri Marsilya’ya yakın, havası çok sıcak olan tarihi bir şehir… Orada yaşayan Türklerin birçoğu oturum alamamış. Orada çok sıkıntılı insanlar gördüm. Öyleleri var ki biri; “Ben buraya geldiğimde oğlum 9 aylıktı, şimdi ilköğretimi bitirmiş hala görüşemedik” derken, bir başkası; “Burası olmaz olaydı beni huzurumdan etti” diyordu. Oturum almak …
DevamıEskiden hatır gönül vardı…
Eskilerin deyimlerini severim. Onlardan birisi de “hatır gönül” meselesidir. “Hatır saymak, hatırı olmak, hatır yıkmamak veya hatır gönül yıkmamak…” gibi deyimlerdir bunlar. Eskilerin dilinde ‘hatır’ kelimesinin ‘gönül ve kalp’ anlamında kullanıldığını görmekteyiz. “Hatırını saydım da geldim, hatırını kıramadım, hatırın olmasaydı…, benim hatırıma” gibi sözler eskilerin hatır kelimesini kullandıkları yerleri göstermektedir. …
DevamıOrganlarınızın boyasını ihmal etmeyin…
Varlıkların görünen ilk yüzü boyasıdır. Bir apartmanın, bir otomobilin, bir elbisenin hülâsa her şeyin insanları cezbeden ilk yönü boyasıdır. Boya o kadar önemlidir ki; gökyüzünü ve denizleri maviye, bağları-bahçeleri yeşile boyayan Allah Teala, insana da kendi boyası ile boyanmasını emretmiş. Kâinattaki her şeyin boyası dıştan başlar; fakat insan öyle değildir, …
Devamıİslam zaman şuuru kazandırır
Allah yarattıklarını durağan yaratmamış. Kâinatta her şey değişken olurken insanın durağan olması mümkün olur mu? Güneş yerinde dursaydı denge bozulurdu. Dünya sürekli deveran halinde; yaz, kış, soğuk, sıcak, gece, gündüz her şey değişmeye müsait yaratılmış. İnsan hiç yoktan yaratılıyor, belli bir zaman anne karnında kalıyor. Hiç bir şey bilmeden aciz …
DevamıHazreti Ebu Bekir’in keskin zekası
Olayları anlama, yorumlama ve kendilerine yöneltilen sorulara yerinde cevap verme hususunda eshab-ı kiramın hepsi tabii olarak aynı değildi. İçlerinde üstün zeka ve yüksek ferasete sahip olanlar var idi. Hazreti Ebu Bekir radıyellahu anh bunlardan biri idi. Bu hususu teyid eden iki misal arzetmek istiyorum: Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’e …
DevamıHayat bir nefestir aldığın kadar
Ne güzel demişler; “Hayat bir gündür o da bugündür.” Yine güzel bir söz vardır; “Hayat dediğin ne ki, dalda bir kuru yaprak, İstersen yüz yıl yaşa akıbet kara toprak” diye… Mevlana da demiş ki: “Hayat bir nefestir aldığın kadar.” Bir nefes deyip de geçmeyin. Yıllar önce Almanya’da bir hastanın ziyaretine …
Devamı