Karadeniz’in incisi Rize’de 3,5 yılım geçti. Karadeniz’in insanı çok sıcakkanlı, yardımseverdir. Yaptıkları yardımları da genelde gizli yaparlar. Rize’de yakından tanıdığım, çok değerli insanlar oldu. Ramazanlarda işyerlerinde sürekli fakir fukaraya yemekler veren Mustafa Bekiroğlu ağabeyimiz de Kuyumcular Çarşısı’ndaki yardımsever o güzel insanlar da infakta örnek simalardı. Her biri birbirinden üstün meziyetlerle …
DevamıGençken ne isek ihtiyarken de oyuz
Geçenlerde bir dost ile hasbihal ediyoruz. Samimi bir arkadaşının anne ve babasından bahsetti. Yaşları doksana yaklaşınca ikisi de kendi hizmetlerini kendileri görmekte zorlanmaya başlamışlar. Başka şehirde yaşayan üst düzey bürokrat olan altmış yaşındaki oğulları anne babasına hizmet amacıyla emekli olmuş ebeveynlerinin yanlarına yerleşmiş. Bu arkadaşın anlattığına göre, annesi olur olmaz …
DevamıKağıt kürek işleri ne demek?
İki genç geliyordu…. Erkeğin kulaklarında çok sayıda küpeler, kızın ise uygunsuz kıyafetleri vardı. Tavırları, konuşmaları ile dikkat çekmeye çalışıyorlardı. Nedir bu gençlerimizin hali diye düşündüm. Yanımdaki arkadaş; “Bunların cebinde Kağıt (Diploma) var” dedi. Değerlerini unutturan bir parça kağıt olmaz olaydı… Bir toplantıda bir şahsın etrafı çok sayıda insanlar ile dolu …
Devamıİnsan bazen kendinden utanır
Beş yıllık fakülte hayatımın ilk yarısı Erzurum‘da, ikinci yarısı Ankara‘da geçti. Ankara’daki son iki yılımızda okuldan eve giderken genelde o zamanki otogara kadar yürür oradan tek otobüsle mahallemize giderdik. Bazen otogarın hemen önünden geçer, bazen de vaktimiz müsait olunca otogarın içine de uğrardık. Hemen her gün gördüğümüz manzaralardan biri sürekli …
DevamıErdoğan’dan gelen mektup
Bizim çocukluğumuzdaki hayat şartları bugünkünden çok farklıydı. Nahiyemizin ortaokulunun ilk öğrencileri bizlerdik. Okulumuz eski bir binaydı. Öğretmenimiz genelde olmazdı. İlk aylarda bir iki öğretmen vardı, onların da yaşı çok gençti. Bir tanesi nişanlıydı. Memleketi de bizim oraya yakın olduğu için her hafta nişanlısını görmeye gider, bazen 3-4 gün gelmezdi. Yani …
DevamıKendi düşen de ağlarmış…
Simitçi Mücahit’i bir gün çok üzgün görmüştüm. Bir sorunu olduğunu anladım ve öğrenmek istedim: “Bir sıkıntınız, derdiniz mi var?” “Hayır, nefsimle ilgili bir şey yok. Yalnız komşumuz Cesur, namazı bıraktığı yetmemiş gibi şimdi de gitmiş bir meyhane açmış. Namazlarımda dua ediyorum, siz de dua edin,” dedi. İnsan imanın tadını alınca …
DevamıBakın o deli bana ne anlattı?
İnsan olmak ya da insan doğmak elimizde değildir. Yaratan isteseydi bizleri başka bir varlık olarak da yaratırdı. Diğer varlıklardan üstün olan aklımız, konuşma özelliğimiz ve sosyal yönümüz bizdeki değerleri öne çıkartır. Televizyon evlere girdi, sosyal medya hayatımıza girdi, sosyal yönümüz yok olmaya başladı. En önemli mekanlarımız camilerde bile kimse kimseye …
DevamıRisale-i Nur ile tanışmam
“Bir ülkeyi baştanbaşa fetheyledin ey Nur!Nurun olacaktır bütün insanlığa düstur…”Ali Ulvi Kurucu Lise yıllarındaydım. Omuzlarımda sizlere anlatamayacağım türden bir yığın dert vardı. Onu bana lütfeden sabrını da lütfetmişti. Kırılgan ve iyi niyetli bir gençlik dönemi yaşıyordum. Birisi yanımdan geçerken selamımı almasa ya da biraz isteksiz alsa bunu saatlerce kendime dert …
DevamıAteist genç öyle bir soru sordu ki…
Muğla’da bir programına katılmıştım. Birkaç defa gittiğimden dolayı orada birçok dostum vardı, bu sayede onlarla da hasret gidermiştik. Ertesi gün Yatağan İlçesi’nden otobüse bindim, gözlerimden uyku akıyordu. Uyumak için koltuğumu arkaya doğru yatırdım. 50 km kadar yol gitmiştik, fakat ben uyuyamamıştım. O esnada yanımdaki koltuğa genç bir arkadaş geldi. Bayağı …
DevamıHastanede ibret var dostlar!
Bir müddet önce sağlığımızla ilgili bir imtihan geçirdik. Sabah namazını ikame etmek için gittiğim Piremir Sultan Camii‘nde, namazı eda ettikten sonra en çok kullandığım dilim ve bana dünyayı diyar diyar gezdiren ayaklarım tutmaz oldu ve yürüyemeyecek hale geldi, özelliğini kaybetti. Sağlık nimetinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha idrak …
Devamı