Organlarınızın boyasını ihmal etmeyin…

Varlıkların görünen ilk yüzü boyasıdır. Bir apartmanın, bir otomobilin, bir elbisenin hülâsa her şeyin insanları cezbeden ilk yönü boyasıdır. Boya o kadar önemlidir ki; gökyüzünü ve denizleri maviye, bağları-bahçeleri yeşile boyayan Allah Teala, insana da kendi boyası ile boyanmasını emretmiş.

Kâinattaki her şeyin boyası dıştan başlar; fakat insan öyle değildir, insanın boyası içten başlar. İnsan önce kalbini iman ile boyar, böylece kalbin boyası insanın yaptığı işlerde görünmeye başlar. İman; sahibine sahtekârlık, ikiyüzlülük, hile, yalan gibi kötü işleri yaptırmaz.

İmanlı insan

İmanlı insan, karşısındaki muhatabına ırkından, dilinden, mesleğinden dolayı farklı davranmaz; çünkü onun hayatını kontrol eden imanı, onun olumsuz hallerine müdahale eder. İmanlı insan, kalp merkezli yaşar; bundan dolayı bizim medeniyetimiz insan merkezlidir. Batı medeniyeti ise madde merkezlidir. Batı savaş çıkarır, silah satmak için… Batı ilaç sanayisi kurmuş, ilaç satmak için de gıdaları bozmuş. İnsanlar hasta olmazsa ilaç fabrikaları iflas eder. Ne tuhaftır ki, ilaç içerek iyi olan insanı görmek de nerdeyse mümkün değil. Etrafınızdaki hasta insanlara bakın, çoğunun ilaçlara bağlı olarak yaşadıklarına şahit olacaksınız.

İmanlı insanın her organı Yaratan’ın kitabı ile boyanmalıdır. Allah celle celaluh’un boyası ile boyanan insanın ağzından inci mercan dökülür. Böyle insanlarla bir saat konuşsanız sanki beş dakika konuşmuşsunuz gibi zaman size kısa gelir.

Kulağı Hak boyası ile boyananın yanında gıybet edemezsiniz; çünkü bu insanlar ayıp arayan değil kusur örtendirler. Dilini Hak boyası ile boyamış olanlar yalan söyleyecek kadar basitleşmezler, onların ağızlarından çıkan söz kanun gibidir. Onlar aldatan olmazlar, verdikleri sözler onlar için namus gibidir. Bu şahsiyetler günün ilk saatlerinde de dillerini Kur’an ile süslerler; çünkü dilini Allah’ın zikrinden uzak tutanlara bu dünyada darlık ahirette de körlük vardır. Cenab-ı Hak şöyle buyuruyor: “Kim benim zikrimden(Kur’an’ımdan) yüz çevirirse onun için zor, sıkıcı bir hayat şekli(dar bir geçim) vardır; kıyamet günü de onu kör olarak haşredeceğiz.” (Tâhâ, 124)

O insanların Allah’a isyan edilen mekânlarda da oturup kalkmayacağını bildiriyor Rabbimiz şu ayet-i kerimede: “O (Allah), size kitapta ‘Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini ve alaya alındığını işittiğinizde, başka bir söze geçmedikçe onlarla bir arada oturmayın, yoksa siz de onlar gibi olursunuz’ diye indirdi. Doğrusu Allah münafıkları ve kâfirlerin hepsini cehennemde toplayacaktır.” (Nisa, 140)

Organların boyası

Ellerini Hak boyası ile boyamış olanlar, yapan el olur yıkan el olmazlar. Onların elleri döven değil, öpülen el olmuştur.  Onlar fakire, yoksula eski bir şey vermekten hayâ eder ve vermedikleri günü de kayıp gün olarak telakki ederler.

Onlar asıl ihtiyaç sahibi kendileri olsalar bile yine de verirler. Buna şu ayette işaret ediliyor: “Daha önceden Medine’yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Haşr; 9)

Ve nihayet o kimseler için Rabbimizin müjdesi geliyor: “Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer arası kadar olan, korunanlar için hazırlanmış cennete koşun! Onlar bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutkunurlar, insanları affederler. Allah da güzel davrananları sever.” (Âl-i İmrân, 133-134)

Ayaklar eğer cihad yolunda koşmuyorsa o ayaklar boyasız kalmış demektir. Beyin ilim peşinde koşmuyorsa mutlaka boyası noksandır. Şair ne güzel söylemiş: “Hayat hayat derler fani dünyada, İlimsiz cihatsız hayat olur mu?”

Bu imtihan dünyasını güzel yaşamak ve ebedi hayatta mutlu olmak için fırsatı kaçırmadan Bakara Sûresi 138. âyeti iyi okumalı ve ona göre her organın boyasını zamanında yapmalıyız. Şayet bugüne kadar yapmamış isek pişmanlık da bir Hak boyasıdır, hemen tövbeye sarılmalı… Ne güzel buyuruyor Rabbimiz: “Boyası Allah’ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz (deyin).” (Bakara, 138)

Ölçülü olur

İnsan bir kere Rabbinin boyasıyla boyandı mı artık her işi ölçülü olur. Dengesiz hareketlerden, aşırı ölçüsüz tavırlardan uzaklaşır. Rabbinin boyasıyla boyanan insan kendisini, ahlakıyla belli eder. Yaratan kâinatta her şeye bir ölçü koymuş. Canlıya-cansıza, yerde ve gökte her ne varsa ibret nazarı ile bakınca ölçüyü, nizamı, düzeni görmemek mümkün mü?

Yeryüzünün döşek gibi serilmiş olması, gökyüzünün bina gibi yapılması, bulutların denizleri omuzlarında taşıması, insandaki damarlar misali nehirlerin çağlaması, saçlar misali ormanların, tuzlu denizlerde tuzsuz balıkların olması, bir çekirdekte ağacın gizlenmesi, iki damla sudan insan gibi bir cevherin meydana gelmesi ve her insanda ayrı sima, farklı parmak izleri olması heyecanlandırmış onları. Hülasa âlemde Halık’ın imzasını taşımayan hiçbir şeyin olmadığını ve her şeyde bir düzen, bir ölçü olduğunu görmemek mümkün değil.

Her şeye ölçüyü koyan Mevlâ’mız biz kulların da ölçülü olması için Kelâm’ını ve Nebi’sini göndermiş, fakat insanın içine nefis, dışına da şeytan denen iki imtihan aracı koymuş. İşte ölçülü olmak veya ölçüden sapmak bu çerçeve içerisinde oluyor. Ya nefsine ve şeytanına mağlup yaşıyorsun, ya da inancına ve istikâmetine göre koşuyorsun.

Bütün organlar ölçü ister; mide ölçüsüz olursa beden hasta olur, göz ve kulak ölçüsüz olursa beyin yorgun düşer, aman ha illa da dil ölçüsüz olursa kırılan kalpleri tamir etmek, kaybedilen dostlukları bulmak bir daha mümkün olmaz. Elleriniz, ayaklarınız, geceniz, gündüzünüz, ayınız, yılınız, baharınız, yazınız, eviniz, işyeriniz; hülâsa aklınıza ne geliyorsa hepsinde ölçü olmalıdır. Siz siz olun da günün, haftanın, ayın ve yılın olumsuz rüzgârlarına dostlukları feda etmeyin.

Kısa ve öz olarak şunu söyleyelim: “Allah ve Resul’e itaat”, “elde olana kanaat”, “hayatın tamamını imtihan” olarak görmek, her şeye ölçüyü vermemize yeter de artar bile. Aman ha, ne olur ölçüyü elinizden bırakmayın.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.