Etiket Arşivi: Dr. Mehmet Sürmeli

İman kalesinin muhkem temelleri

Yüce Allah’a gerçek anlamda iman edenler, O’nun varlığı ve birliği, hüküm koyması, emir ve yasaklarına itaat konularında bir ayrım gözetmezler. İman ettik dedikten sonra amel etmemenin bir çelişki olduğunu bilirler. Allah Resulü sallellahu aleyhi ve sellem bu konuya şu buyruğuyla açıklık getirmiştir: “İmansız amel, amelsiz iman makbul değildir.”1 İman etmeden …

Devamı

Son nefese kadar cihad

İman sadece bir temenniden ibaret değildir. Ödenmesi gereken bir bedeli vardır. İman etmenin bedeli de vahyin hayatın tüm boyutlarına hâkim olması; tüm davranışların Allah Teâlâ’nın iradesine arz edilmesidir. O’nun iradesine uygun amellerin meşruiyeti vardır. Kur’an’da, insanın dini uğrundaki ödemesi gereken bedele atfen dört ayet vardır. Bunlar; Bakara Suresi 214. ayet, …

Devamı

Anne babanın çocuğa namazı emretme sorumluluğu

Yüce Allah anne babalara çocuklarının namazları konusunda bir sorumluluk yüklemiş ve şöyle buyurmuştur:  “Aile fertlerine namazı emret, kendin de bunda kararlı ol. Senden rızık istemiyoruz; asıl biz seni rızıklandırıyoruz. Mutlu gelecek, günahlardan sakınanların olacaktır.” (Taha,132) Ahirette kişinin hesaba çekileceği ilk amelin namaz olacağını1 açıklayan Peygamber Efendimiz sallellahü aleyhi ve sellem, …

Devamı

Namazın önemine dair hatırlatmalar

Yüce Allah ile kurulan çeşitli iletişim yolları vardır. Bu iletişim yolları ne kadar açık ve sağlıklı olursa insanın Rabbine olan yakınlığı artar ve kâmil bir Müslüman olur. Kur’an okumak, namaz kılmak, Allah’ın isim ve sıfatlarından gerekli payı alarak ahlaken yücelmek, dua etmek, zikir hâlinde olmak, salihlerin meclislerine devam etmek ve …

Devamı

Kur’an bilgisi öne geçirir…

Yaratmada Allah’ı kabul etmek kişinin Müslüman olması için yeterli değildir. “Yaratma ve emretmenin”[1] arası açılır, birincisi Allah’a verilirken emretme bir başkasına veya kurumlara verilirse bu davranış gerçek şirktir. Kur’an-ı Kerim, bize koyu müşriklerin bile Allah’ı yaratıcı ilah olarak kabul ettiklerini şu ayette haber vermektedir: “De ki: ‘Göklerden ve yerden sizlere rızık …

Devamı

Yöneticilere nebevî tavsiyeler…

Allah celle celaluh, insanlığa gönderdiği dinin hayata hâkim olmasını istemiştir. Dininin ve peygamberlerinin mahkûm olmasını istemediğini mealen şu ayetle açıklamıştır: “Allah, müşrikler beğenmeseler de (kendi) dinini bütün dinlere (hayat tarzlarına) üstün kılmak için peygamberini hidayet ve hak din ile göndermiştir.”1 Hazreti Âdem aleyhis selam’dan Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’e …

Devamı

Vahyi hayata egemen kılmak…

Yüce Allah, Kur’an ve elçisi vasıtasıyla İslâmî yönetimin ilkelerini belirlemiştir.  Bu kurallara göre bilinmesi gerekir ki hiçbir kâfirin, müşrikin, Yahudi’nin, Hristiyan’ın,  münafığın, zalimin, fasıkın, ateistin, deistin, materyalistin Müslümanlar üzerinde velayet hakkı yoktur. Bu gruba elbette liberalistler, kapitalistler ve sosyalistler de dâhildir. Bu bağlamda belirtmeliyiz ki siyaset nitelikli Müslümanlarla yapılan kutsal …

Devamı

Peygamberimizden kız çocuğu olanlara müjde!

Cinsiyeti belirlemek annenin ve babanın elinde değildir. İnsan iradesine dayanmayan bir hususta tercihte ve üstünlük taslamasında bulunmak cahiliye âdetidir. Yüce Allah bir ayet-i kerimesinde mealen şöyle buyurmuştur: “Göklerin ve yerin hâkimiyeti yalnız Allah’a aittir. O, dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları bağışlar, dilediğine erkek.” (Şura 42/49) Çocuğun anne rahminde yaratılması bir …

Devamı

Nebevî çizgide bir alim Halil İbrahim Kutlay

Yaklaşık 20 yıl kadar önce, Sivas’tayken ismini ilk defa Yeni Dünya Dergisi‘nde görmüştüm. Sonra bu isme, MGV bünyesinde ezber için dağıtılan -hala sakladığım- 40 hadis-i şerif kitapçığında da rastlamıştım. Doç. Dr. Halil İbrahim Kutlay hocamızın hazırladığı bu kitapçıkta, günümüz Müslümanları için öğrenilmesi elzem olan hadis-i şeriflere yer verilmişti. Bu kitapçığı ve …

Devamı

Neden namazda huşuyu yakalayamıyoruz?

Namaz, Yüce Allah ile kurulan en önemli irtibat yollarından biri olduğu için, sadece Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in ümmetine değil, daha önceki ümmetlere de farz kılınmıştır. Kuran-ı Kerim bizlere, Hazreti İbrahim ve Hazreti İsmail’e,[1] Hazreti Şuayb’e,[2] Hazreti Musa’ya,[3] Hazreti Lokman’a,[4] Hazreti Zekeriya’ya,[5] Hazreti İsa’ya[6] ve tüm İsrailoğullarına farz kılınan …

Devamı