Aylık Arşiv: Ağustos 2021

Evrenle iletişimde iyimserlik

Hayata, olaylara, nesnelere ve olgulara; çok boyutlu, derinliğine ve genişliğine bir yaklaşımla yaklaşmak, yerel ve evrensel değerleri harmanlayarak bakış açımızı 360 dereceye çıkararak hayatı anlamlı kılmak durumundayız. Zira evren küresel, küre ise daireseldir ve daire 360 derecedir. Bizler bu evreni mekân tutmuş ve evreni köyümüz kabul etmiş sakinleriz. Bir değişkenli …

Devamı

İki kelimelik bir duası vardı…

Küçük yaşta iken hastalanmış, birçok doktora götürülmüş ve en sonunda Ankara’da kesin teşhis konulmuş; artık ömür boyu özürlü olarak yaşamını sürdürecekti. Fakat toplumdan uzak yaşarsa ilerde hastalığı daha da artabileceğinden mümkün olduğunca toplum içinde yaşaması gerekiyordu. Bu bilgilerin hepsini bu kardeşimizin babasından öğrendim. Adamcağız anlatırken arada bir içleniyor, gözyaşlarını tutamıyordu. …

Devamı

Ousmane Sembene ve erdemli itirazı…

Erdemli kişilikler, kendilerini gerçekleştirenler, varlığını hissettirenler, tarihin kurucu ve aktif öznesi olanlardır. Erdemli kişilerin kendilerine has yürekleri ve kafaları vardır. Analiz ederler, sorarlar- sorgularlar, onaylar ya da itiraz ederler, dinlerler ve anlamaya çalışırlar. Erdemliler bilgilerini ve bilinçlerini; aklın, irfanın, tasavvurun ve inancın koordinatlarında bulurlar ve şahsiyetlerini bu koordinatlar üzerine inşa …

Devamı

Hak aşığı bir bilge; Prof. Dr. Turgut Karabey

Aşk imiş her ne var ‘âlemde‘İlm bir kîl u kâl imiş ancak Bayburt asıllı bir ailenin çocuğu olan Turgut Karabey; 07.08. 1944 tarihinde Erzurum’da doğdu. 1969 yılında Atatürk Üniversitesi, Fen- Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Erzincan Lisesi, Malatya Hekimhan Lisesi ve Erzurum Atatürk Lisesi’nde öğretmenlik yaptı. …

Devamı

Bilimin kültürel kökleri…

Uzun yıllardır “entelektüel” kelimesini iyi anlamda kullanırdım. Entelektüel; aydınlanmış ve üst düzey çıkarımlara başlamış kişi anlamında… “Üst düzey çıkarım yapma” kulağa hoş geliyordu. Sonradan anladım ki bu kavram Müslümanca üst düzey düşünmeyi ifade eden bir kavram olamaz. Bu kelime ancak sekülerizmin bir eşantiyonu olabilir. Çünkü bizim üst düzey düşünme tarzımızın …

Devamı

Odun pazarında bir gün…

1984 yılıydı Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde talebeyiz. Köyümüz orman köyü sayıldığından ormanı seyreltme (kesim) işinin bir kısmını da köydeki arkadaşlarım almışlar. O zamanki meşe kesiminde çalışanlara devletimiz bir hak tanımış; kesim yapanlara istekleri halinde, kestikleri odunları düşük fiyattan veriyor onlar da isterlerse başkalarına satabiliyorlardı. Biz Ankara’da okuduğumuz için arkadaşlar oradaki odun …

Devamı

Okumak bir iletişimdir…

Okumak bir iletişimdir. Okumak sayesinde okuduğumuz eserin müellifi ile tanışır, onun duygu ve düşüncelerini öğreniriz. Bizler ilk emri “oku” olan bir medeniyetin çocuklarıyız. Okumak sadece kitapla sınırlı değildir. Bir mü’min olarak ilk önce Rabbimizi tanımak için Kur’an-ı Kerim’i okuruz. Daha sonra olayları, olguları, eşyayı, nesneyi, evreni ve kendimizi okumak durumundayız. …

Devamı

Batılı hayat tarzından hicrete ne dersiniz?

Vahyin belirlediği rotada Peygamber Efendimiz, Mekke döneminde kesintisiz ve fıkıhlı bir çalışma yapmıştır. Peygamber kıssalarının rehberliğinde zamanı iyi kullanıp anını bile heba etmemiştir. Kur’an-ı Kerim’in ifadesiyle “Kendisini helak edercesine”[1] tempolu ve nitelikli bir çalışma ortaya koymuştur. Çokça değindiğimiz gibi, Mekke’de uğramadığı ev, konuşmadığı kimse, ziyaret etmediği panayır, tebliğe gitmediği köy …

Devamı

Gözün, aklın ve kalbin idraki

İçinde yaşadığımız bu bunalımlı ve buhranlı çağda, görsel idrak öne çıkarılmakta aklın ve kalbin idraki ıskalanmaktadır. Aklın ve kalbin ıskalandığı, ötelendiği ya da yok sayıldığı bir devirde; insanların sağlıklı, mutlu ve müreffeh bir hayatı yaşamaları mümkün değildir. Akıl ve kalbin idraki yok sayılırsa, türlü ruhsal hastalıkların, bunalımların başlaması mukadderdir. Görsel …

Devamı

Abdulmetin Balkanlıoglu Hocanın sohbeti tesirliydi

Acemoğlu Camii‘nde kendisini ilk dinlediğimde herhalde sene 1989’du. 1989’da biz henüz. Zeytinburnu İmam Hatip Lisesi orta 3.sınıftaydık. Sınıflarında odun ve kömür sobası olan eski binasında 2.katta 3-C sınıfında yani. İmam Hatipliler, genelde kafalarına göre Hoca ararlar. Abdulmetin Hoca da tam bizim kafamıza göre Hocamızdı. Yani hem medreseli hem mektepliydi. İslamî …

Devamı