Merhum Abdurrahman Gürses hocamızla 1978 yılında Haseki Eğitim Merkezi’nde tanışma şerefine nail olmuştum. Ben İkinci Dönem Müftü ve Vaizler İhtisas Kursuna kursiyer olarak gelmiştim, Gürses hocamız da aynı Eğitim Merkezinde Kıraat Bölümünde Hoca idi. Ben kursu bitirince orada öğretmen olarak bırakıldım, sonra 1992-1999 senelerinde müdür olarak görev yaptım. Kısaca kursiyer, …
DevamıMahmud Efendi’yi işte böyle savunmuş
Son asrın yüce alimlerinden ve Muhammed Zahid el-Kevseri‘nin talebelerinden olan Abdulfettah Ebu Gudde bir gün Mahmud Efendi Hazretleri’ni ziyarete gelmiş ve şöyle anlatmıştır; Benim sizinle ilgili sekiz sene önce Eyüp Sultan‘da yaşadığım bir hatıram var… O vakitler sizi ziyaret etmiştim. Bir vakit sonra da Eyüp Sultan‘da bir toplantıya gitmiştik. Orada …
DevamıAşıkkutlu Hoca son ekmeğini talebeye verirdi
Evindeki son ekmeği bile talebeleriyle paylaşan böyle güzel alimlerimiz sayesinde, bütün baskılara ve zulümlere rağmen İslami tedrisat engellenememiştir. Gizli veya açıktan bir şekilde devam etmiştir. Takva ve ihlas ölçülerinde yaşayan alimlerimizin tamamının, talebe yetiştirme konusuna büyük önem verdiklerini görüyoruz. Evlerindeki yemekleri, ceplerindeki üç kuruşu bile talebeleriyle paylaştıklarına şahit oluyoruz. Onların İslami ilimlere yaptıkları bu hizmetler asla unutulmayacaktır. Ve onların bu örnek vasıfları, ilim yolcularına her zaman örnek olacaktır. Allah'ın izniyle bu güzel alimler hiçbir zaman unutulmayacaktır.
DevamıHacı Hasan Efendi’den çocuk eğitimi tavsiyesi
Merhum hocam Çaykaralı Hacı Hasan Rami Efendi –mekanı cennet makâmı âlî olsun– anlatmıştı. Bir hocaefendi küçük torunu ile birlikte, Sultan Murat Yaylası’nda kendilerine misafir olmuşlar. Misafir Hocaefendi akşamdan torununa: “Yarın sen bu Hoca Amca’nın yanında kalacaksın. Ben Bayburt’a gidip geleceğim” demiş ve bunu belli aralıklarla tekrar etmiş. Hocam sormuş: “Efendi …
DevamıBediüzzaman ve bardağın dibinde kalan çay
Bediüzzaman hazretleri çayı çok severdi. Günde birkaç defa talebelerine çay demletir ve hep beraber içerlerdi. Bardağına da birkaç damla limon damlatırdı. Barla’da kaldığı günlerde, Eğirdir Dağ Komando Talimgahında binbaşı olan talebesi Hulûsi Bey onu ziyarete gelmişti. Hulûsi Bey çok değer verdiği bir talebesiydi. Onunla yaptığı mektuplaşmaların neticesinde pek çok risale …
DevamıMusa Efendi takke takmayı teşvik ederdi
Bazı yaz Ramazanlarında ve Kadir Gecelerinde teravih namazı için Sultanahmet Camii’ne giderdik ve genellikle caminin bahçesinde otururduk. Musa Efendi oraya dahi bir hazırlıkla giderdi. Gençlerin pek takke giyme alışkanlıkları yok diye, bakarsınız Medine-i Münevvere’den gelmiş bembeyaz takkeler ve güzel kokularla dolu bir poşeti bize verir, tam namaza kalkılacağı zaman biz …
DevamıDarıcalı Kadir Efendi iki şey bilirdi…
Kadir Efendi (resmî adı Abdülkadir Gülbahar) Balkan muhâciri imiş. Balıkesir- Manyas’ın Darıca Köyü’nde ikamet etmiş ve 1970 senesinde bu köyde vefat etmiştir. İstanbul’daki Ahıskalı Ali Haydar Efendi‘nin (ö. 1960) Manyas ve civarındaki vekili idi. Ali Haydar Efendi’nin vefatından sonra 10 yıl irşada devam etmiş, vefatında geride halife bırakmamıştır. Bandırmalı Nâzım …
DevamıMehmet Görmez hoca ve deve çobanı
Türkmenistan’da yaşadığım ve beni çok etkileyen, hemen hemen konuşmalarımda beni dinleyenlerle paylaştığım bir anımı paylaşmak istiyorum. Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in mezarını ziyaret ettikten sonra, Merv kentindeki sahabe mezarlarını ziyaret etmeye giderken yolda bir deve çobanıyla karşılaştım. 1,90 boyunda, 80-90 yaşlarına geldiği halde hala beli bükülmemiş, dinç, göbeğine kadar sakalı uzamış, başında …
Devamıİbrahim Tanrıkulu hoca alnımdan öpmüştü
2012 yılında Şeyhu’l Kurra Ali Şahin Hocamdan üç yıllık eğitim sonunda “Aşere- Takrip- Tayyibe” icazeti almaya hak kazanmıştım. O gün merhum Şeyhu’l Kurra İbrâhim Tanrıkulu Hocaefendi misafir hocalarımızın arasındaydı. İcazetlerde usuldendir, misafir hocaefendilerin önde gelenleri, merasimin sonunda icazet alacak kişilere icazetnamelerini takdim ederler. Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii‘nde icra edilen ve …
DevamıSüleyman Efendinin vaazlarını hiç kaçırmazdım
Silistreli Süleyman Hilmi Tunahan Efendi’nin çok elini öptüm. Uzun boylu heybetli bir zattı. Osmanlı hanedanına benziyordu. O “aziz olun” diye çok dua ederdi. Beyazıt’ta Süleymaniye’de, diğer merkez camilerde vaaz ederdi. Ben onun vaazlarını hiç kaçırmazdım. İlk defa onu Beyazıt’ta dinledim, o gün çok ağladım… Çıktı kürsüye, tabi her halinden belliydi …
Devamı