Hatıra Arşivi

Alimler, arifler, hocalar ve kalem erbabının erdemlere ve faziletlere dair anılarını derliyoruz.

Molla Cuma’nın şarkısı böyle olur

Babam Molla Cuma diyordu ki; “Askerlik yaklaşınca seviniyordum ki uzak memleketlere gidip vatanımızın pek değişik yerlerini göreceğim; fakat acemi birliği Osmaniye’ye (şimdiki adı Ergani) çıktı. Acemi birliğinde eğitimle beraber bazı dersler, sorulu cevaplı kaynaşmalar da olurdu. Kumandan bir gün bölüğe hitaben herkes hazırlansın, sırayla memleketinizde bildiğiniz, öğrendiğiniz şarkı veya türküyü …

Devamı

Sivaslı Aşık İsmeti’nin duygu dolu hatırası

“Ömür Dediğin” programında izlemiştim, 4 Mart 2018 tarihinde vefat eden Sivaslı Aşık İsmeti hayatındaki yarım kalan bir sahneyi anlatmıştı. Şöyle anlatıyordu: Eskiden çok yokluk çektik. Hanımımla elli senedir evliyiz, şimdiye kadar hiç sorunumuz olmadı. Çok vefalı bir insandır. Eskiden bir gün hanıma annesi iki tane portakal vermiş. O zamanlar köye portakal …

Devamı

Timurtaş Hoca ve otostopçu genç…

1960’lı yılların sonları ve 1970’li yıllar, ülkemizin çok karışık olduğu zamanlardı. Terör had safhaya çıkmış, insanlarda huzur adına bir şey kalmamıştı. Nice gencimiz hayatının baharında bir hiç uğruna kaybolup gitti. Bu karışık zamanda yükselen bir ses vardı. Hangi kasetçiye gitseniz o sedayı duyardınız. Hiç kimsenin söyleyemediği, düşünemediği konuları o yiğit …

Devamı

Ali Yakup Hoca 17 yıl ders ücreti almamış

Emin Saraç Hoca anlatıyor: Tûba Kız Kur’ân Kursu açıldığı zaman oranın kurucusu olan şahıs bana geldi. “Arapça okutacak bir hoca istiyoruz” dedi. Ben de ona, “Onlara ders okutacak kimse babaları çağında birisi olsun. Benim gibi genç olmasın” dedim. Aldım Ali Yakup Abi’yi götürdüm, durumu anlattım. “Ali Yakup Abi bu işi …

Devamı

Sözünde durmayı Eğinli Hafız’dan öğrenin!

Şeyhu’l-kurrâ Eğinli Hacı Hâfız Hasan Hoca verdiği sözde ne pahasına olursa olsun duran bir insandı. Bir keresinde bir Kur’an merasimine davet olunmuş. Bir genç hafızın “Aşere takrib” icazeti merasimiymiş. Hocaefendi, Şeyhu’l-kurrâ olarak merasimi idare edecek, duasını yapacak… Geleceğine dair söz vermiş. O gece sabaha karşı, Hocaefendinin altı yaşındaki küçük oğlu …

Devamı

Ali Ulvi Kurucu’dan tatlı bir Ramazan hatırası

1947 yılı bir Ramazan günü idi. Hiç unutmam Ağustos ayındaydık. Öğle namazında Harem-i Şerif’ten geldim. Soyundum; su dökünüp istirahat edeceğim. Annem seslendi: “- Oğlum, komşu bakkaldan pirinç alıver. Akşama pilav yapacağım. Namazdan önce sana söylemeyi unutmuşum. Hadi git de pirinç getir… ”Sesimi çıkarmadım, ama çok sıkıldım. İçimden söylendim: ”- Be …

Devamı

Seyda Muhammed Konyevî ve Erbakan hoca

Şeyh Muhammed Konyevi Hazretlerine Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun. Kendisini Konya’da sık ziyaret eder, duasını alır, nasihatlerini dinlerdik. Her ziyaretimizde tekke çorbası ikram ederdi. Bir hatıramı da bu vesile ile anlatmak isterim. Rahmeti Erbakan Hocamızla Refahyol hükümetinden sonraki Ramazan ayında bir çok şehirde iftar programları yaptık. Rahmetli Erbakan Hocamız …

Devamı

Şefik Can bey ve Ladikli Ahmet ağa

Merhum Şefik Can bey hâtıralarında şöyle anlatıyor: Lâdikli Ahmet Ağa’yı da bir vesile ile ziyaret etme imkânı buldum. Kendisini bana yine devrin manevî büyüklerinden Mahmud Sâmi Ramazanoğlu tanıştırmıştı. Bu büyük veli, Konya’nın Ladik ilçesinde ikâmet ediyordu. İlçede herkes onu tanıyor, garip kabul edilen halleri dilden dile dolaşıyordu. Ricâlü’l-gayb’dan olduğu, Hızır …

Devamı

Hacıveyiszade bir çuval patlıcanı ne yapmış?

Merhum Üstad Ali Ulvi Kurucu anlatıyor: Bir gün amcam Hacıveyiszade ile yakındaki bir sebze pazarına gittik. Meydanın orta yerinde elinde şemsiyesiyle bir ihtiyar, bahçesinden topladığı patlıcanları küçük bir çuvala koymuş, çuvalın ağzını açmış müşteri bekliyor… Amcam vardı. Adamcağıza selam verdi. “Kaça babam?” dedi. “Şu kadara.” Peki! Pazarlık etmedi. Adam patlıcanları …

Devamı

Seyyid Kutub’tan annesi ne istemiş?

Merhum Seyyid Kutub’un başta “Fî Zılâli’l-Kur’an’ olmak üzere yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim’i anlamaya yönelik değerli çalışmaları, kıymetli eserleri vardır. Bunlardan biri de “et-Tasvîru’l-fenniyyi fi’l-Kur’an” isimli eseridir. Seyyid Kutub annesine ithaf etmiş olduğu eserine “Anneciğim bu kitabı sana ithaf ediyorum” diye başlar. Devamla Ramazan aylarında evlerine Kur’an okuyan güzel sesli hafızların …

Devamı