Hatıra Arşivi

Alimler, arifler, hocalar ve kalem erbabının erdemlere ve faziletlere dair anılarını derliyoruz.

Hafız Aşıkkutlu rüyasında Kur’an okurdu

Merhum Mehmet Rüştü Aşıkkutlu Hocaefendi dersle ilgilenirken adeta dünyadan kopar, bütün dikkatini ilme verirdi. Gün boyu okutmakla meşgul olduğu Kur’an, gece rüyalarına da girerdi. Bazen onunla aynı odayı paylaşan Kamil Şenocak Hocaefendi, Üstad’ın Kur’an’la olan münasebetine dair şu hatırasını anlatır: Hocamız gündüz talim üzere okuttuğu ayetleri bazen rüyasında derste okuttuğu …

Devamı

Tahtakale’deki yangında bir tek o dükkan yanmadı

Hulusi ve Nuri Topbaş kardeşler… Allah için bu iki kardeşin de çok hizmetleri olmuştur. İlim Yayma’nın Vefa’daki yurdunu, bu iki kardeş alıp İlim Yayma’ya vakfetmişlerdir. Allah kendilerine gani gani rahmet eylesin. Onların bir de kardeşi vardı, Musa Bey… Musa Bey, oğlu Osman’ı İmam Hatip’e vermişti. Hatta basirete bakın ki fakir …

Devamı

Çocuklar! Kaldırın Türkçe kitaplarınızı!

Ortaokula başladığımda Türkçe öğretmenimiz bize “hoşgeldiniz” dedikten sonra  ”Hepiniz Türkçe kitabınızı aldınız mı?” diye sordu. Hep bir ağızdan; ”Aldık öğretmenim”diye bağırdık. Sonra bize dedi ki: “Bir daha Türkçe kitaplarınızı getirmeyin. Türkçe’yi Türkçe kitabından öğrenemeyiz.” Sınıftaki herkes buna çok şaşırdı. Öğretmenimiz aramızdan bir arkadaşı seçti ve bize dönerek şöyle dedi: ”Her …

Devamı

İmam Eş’ari camide elbisesini niye çıkarmış?

Prof. Dr. Muhammed Ebu Zehra’nın Mezhepler Tarihi kitabında anlatıldığına göre büyük ehl-i sünnet alimi İmam Eş’ari bir Cuma günü, Basra’daki büyük caminin minberine çıkar ve konuşması esnasında üzerindeki elbiseyi çıkartır. İşte detaylar. İmam Eş’ari, Mutezile sofrasından gıdalandığı ve onların düşünce ürünleriyle yetiştiği halde, kendinden fikri bakımdan Mu’tezililerde bir uzaklık hissetti. …

Devamı

İmam Hatipliler Celal Hocasını unutmaz!

Celâl Hoca merhum, hak yolunda mücadeleci, azimli, kararlı bir insandı. İmam Hatip Okulları’nın Türkiye’de ilk açılışı onun azmi ve ısrarı sayesinde, lütf-i İlâhî’nin tecellisi ile olmuştur, dersek mübalağa etmiş olmayız. Bu bahsi fakir, kendisinden, muhtelif zamanlarda dinlediğim şekilde, tarihe emanet etmek isterim. Esasen bu hadiseye ve safhalarına şahit olmuş bulunan …

Devamı

Bediüzzaman Said Nursi Rus çarına ne demiş?

Ben Birinci Cihan Harbi‘nde Bitlis mevkiinde yaralı olarak esir olurken, Bediüzzaman da o gün esir düşmüştü. O Sibirya’ya gönderilmiş, en büyük esirler kampında idi. Ben Bakü’nün Nangün adasında idim. Günün birinde esirleri teftişe gelen ve kampı gezerken Bediüzzaman’ın önünden geçen Nikola Nikolaviç’e o hiç ehemmiyet vermiyor ve yerinden kımıldanmıyor. Başkumandanın …

Devamı

Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’ndan bir hatıra

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu vefat ettiğinde herkes çok üzülmüştü. Onun bu kadar sevilmesinin arkasında ne vardı, bunu anlamak lazım. Bir gün rahmetlinin odasına gittim: – Ben bir sanat gecesi yapacağım, istiyorum ki bu gecedeki onur konuğum siz olun. Bana bir tarih verin ben de ona göre bu tarihte programı organize edeyim, …

Devamı

Talebe-i ulûmu sakın geri çevirme!

Üstad Mehmet Savaş liseyi, üniversiteyi Şam’da okudu, büyük alimlerin ders halkalarına katıldı. Temel metin kitaplarını orada ezberledi. Bilâd-ı Şam’da ikinci Ebû Hanîfe olarak bilinen Abdulvahhab el-Hâfız’ın (v.1969) en gözde talebesi oldu. Derslerini camide veren lakin bir arkadaşıyla birlikte Üstad’ı evine kabul eden bu allâmenin ev hali ve zühdüne dair Üstad …

Devamı

Yardım etme ibadetini aşkla yapan aile

Topbaşlardan benim en çok yakın olduğum Mısır‘da tanıştığım Musa Topbaş‘tı. Ben oradayken Mısır’a gelmişti. Bu aile 1950‘den sonra yurtdışına Kahire‘ye, Şam‘a, Mekke ve Medine‘ye okumaya giden öğrencileri bizzat ziyaret eder, onlara yardım ederlerdi. Topbaş ailesi faize karışmayan, zekâtını vermekle yetinmeyip fazlasını veren, işleri de bu sebepten bozulmayan enteresan bir ailedir. …

Devamı

Ali Haydar Efendi o gece uyuyamamıştı…

Son dönemin tanınmış değerli ilim ve gönül erbabından, elli yıldır Fatih Camii’nde İslamî İlimler dersleri veren merhum M. Emin Saraç Hocamız anlatmıştı: İstanbul’a ilk geldiğim yıllardı. Hocam Ahıskalı Ali Haydar Efendi’den ders alıyordum. Yaşı doksanı geçmişti. Bir gün bana: – Hafız Emin! Gördüğün gibi çok yaşlandım. Gücüm takatim kalmadı. Sesim …

Devamı