Hatıra Arşivi

Alimler, arifler, hocalar ve kalem erbabının erdemlere ve faziletlere dair anılarını derliyoruz.

Hafız Aşıkkutlu’nun sakalları kısa diye…

Merhum Mehmet Rüştü Aşıkkutlu Hoceafendi, Haseki’de Kırâat dersi okuttuğu yıllarda bir gün Fatih’te İsmailağa Camii’ne, talebesi Muhterem Mahmud Efendi‘yi ziyarete gider. Şadırvanda rastladığı bir derviş, Hocaefendi’ye, sakalın fazileti ve nasıl olması gerektiğinden bahseder, sakalının kısa olması hasebiyle de onu azarlar. Hocaefendi bu cahil dervişe kızmak şöyle dursun onu tasdik eder …

Devamı

Musa Efendi’nin evine hırsız girerse

Muzaffer Işıkveren Bey Musa Efendi merhumun bir hatırasını şöyle anlatıyor: Muhterem Üstâdımız Bursa’yı çok severler ve zaman zaman, bir hafta, on günlük sürelerle Uludağ yolu üzerinde bulunan devlethânelerinde ikâmet ederlerdi. Tenha bir bölge olması ve o dönemde bâzı anarşik hâdiseler yaşanması sebebiyle tedbir olsun diye, bâzı kardeşlerle birlikte evin avlusunda …

Devamı

Halil Günenç hocanın şaşırtan hafızası

1970’li yıllardı, Diyanet İşleri Başkanı Lütfi Doğan bir program için Urfa’ya gelecektir. O tarihlerde Urfa’da havaalanı olmadığı için uçakla Diyarbakır’a gelip oradan kara yoluyla Urfa’ya geçmek ister. Urfa Müftüsü Halil Günenç Diyanet İşleri Başkanını karşılamak üzere Diyarbakır’a gelir. Başkanı karşılayacaklar içerisinde Diyarbakır Müftüsü Salih Tanrıverdi Hoca da vardır. Salih Hoca …

Devamı

Yaşar Fersahoğlu hoca derste anlatmıştı

Fakültede okuduğum yıllarda bir dönem Din Eğitimi dersimize Yaşar Fersahoğlu Hocamız gelmişti. Şöyle anlattığını hatırlıyorum: Yıllar önce bir genç İmam-Hatip Lisesi’nden mezun olup bir köyde imam olarak göreve başlamış. Caminin bahçesindeki lojmanda yatıp kalkıyormuş. Birkaç sene sonra evlenmiş, bir çocukları dünyaya gelmiş. Çocuk 4-5 yaşına gelince evden çıkıyor, caminin bahçesinde …

Devamı

Bedri Gencer hocanın babası ne demiş?

Biz küçükken namazda takke takmamız gerektiği hususunda bizi uyaran hocalarımız olurdu. Bu konuda bir duyarlılık vardı. Günümüzde bu uyarıyı yapan neredeyse hiç kimse kalmadı. Ben çocukken bir gün başı açık olarak namaz kıldığımda, kendisi de hoca olan rahmetli babam Niyazi Gencer bana dedi ki: “Oğlum, erkeklerde başı açık olarak namaz …

Devamı

Emin Saraç Hoca’nın ağlatan hatırası

Emin Saraç Hocaefendi’yi Tokat’ın Erbaa ilçesindeki köyünde ziyarete gitmiştim. Kendisi ile orada bir müddet sohbet ettik. Hocaefendi’nin babası da dedesi de Osmanlı meşayihinden, ulemasından olan kimseler… Bana onların ders yaptıkları yerleri gösterdi. Ziyaretimiz bittikten sonra ayrılacağımız vakit, arabamızın köyden ayrılacağı yer olan Şose’ye kadar bizi uğurladı. Bize o esnada kendisinin bu …

Devamı

Ahmet Ziylan abimizden hayat dersi

Kırgızistan’da Araşan İlahiyat Fakültesi’nde ders verdiğim yıllarda (2006-2009) Türkiye’den ziyarete gelenler olurdu. Bir defasında FLO ayakkabılarının sahibi ve Kazakistan’daki dinî hizmetlerin sponsoru olan Ahmet Ziylan Bey de Bişkek’e gelmişti. Orada bir hâtırasını şöyle anlattı: “Bizim memlekette yani Gaziantep’te bir zamanlar bir lise müdürü ev sahibi olmak için apartman ya da …

Devamı

Cevat Akşit hocanın Adnan Menderes hatırası

Amcam Baha Akşit Bey, Menderes hükumetinde grup başkan vekili idi. Menderes’in sağ koluydu. O kadar yakındı ki, bakanları Menderes ile beraber o tayin ederdi. Kendisi bakan olmazdı ama bakanları düşürürdü, indirirdi. Öyle bir forsu vardı, devamlı grup başkan vekili idi. İmam Hatip okullarının yüksek kısmının açılması için Türkiye genelinde bir …

Devamı

Nimetullah hoca bahane değil çare üretirdi

Ankara‘da havadar, manzaralı, düzenli, geniş asfalt sokakları, güzel bahçeli evleri, villaları olan yeni bir mahallede oturuyorduk. Burada okul, çocuk bahçesi, dinlenme parkı, açık hava sineması, yeraltı sığınağı, çarşı dükkanlar, su deposu… Her şey vardı ama bir camii yoktu; koca mahalle için bir ibadethane düşünülmemiş planda yeri ayrılmamıştı. Güzel bir yaz …

Devamı

Esad Coşan Hoca gittiği yerleri neşelendirirdi

Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocamızla birlikte Ahmetçe’ye bir sağlık taraması için gitmiştik. Sağlık taramamız, bazı köylülerin şikayeti üzerine jandarma tarafından engellenince, Hocamız; “Toparlansın herkes, yalıya iniyoruz” dedi. Yalı dediğimiz yer; denize sıfır bir konumda bulunan Ahmetçe Yalısı denilen bir yerdi. Zaten yemek saati de yaklaşmıştı, oraya gidecektik. İndik yalıya …

Devamı