Hatıra Arşivi

Alimler, arifler, hocalar ve kalem erbabının erdemlere ve faziletlere dair anılarını derliyoruz.

Ahmet Ziylan abimizden hayat dersi

Kırgızistan’da Araşan İlahiyat Fakültesi’nde ders verdiğim yıllarda (2006-2009) Türkiye’den ziyarete gelenler olurdu. Bir defasında FLO ayakkabılarının sahibi ve Kazakistan’daki dinî hizmetlerin sponsoru olan Ahmet Ziylan Bey de Bişkek’e gelmişti. Orada bir hâtırasını şöyle anlattı: “Bizim memlekette yani Gaziantep’te bir zamanlar bir lise müdürü ev sahibi olmak için apartman ya da …

Devamı

Cevat Akşit hocanın Adnan Menderes hatırası

Amcam Baha Akşit Bey, Menderes hükumetinde grup başkan vekili idi. Menderes’in sağ koluydu. O kadar yakındı ki, bakanları Menderes ile beraber o tayin ederdi. Kendisi bakan olmazdı ama bakanları düşürürdü, indirirdi. Öyle bir forsu vardı, devamlı grup başkan vekili idi. İmam Hatip okullarının yüksek kısmının açılması için Türkiye genelinde bir …

Devamı

Nimetullah hoca bahane değil çare üretirdi

Ankara‘da havadar, manzaralı, düzenli, geniş asfalt sokakları, güzel bahçeli evleri, villaları olan yeni bir mahallede oturuyorduk. Burada okul, çocuk bahçesi, dinlenme parkı, açık hava sineması, yeraltı sığınağı, çarşı dükkanlar, su deposu… Her şey vardı ama bir camii yoktu; koca mahalle için bir ibadethane düşünülmemiş planda yeri ayrılmamıştı. Güzel bir yaz …

Devamı

Esad Coşan Hoca gittiği yerleri neşelendirirdi

Prof. Dr. Mahmud Esad Coşan Hocamızla birlikte Ahmetçe’ye bir sağlık taraması için gitmiştik. Sağlık taramamız, bazı köylülerin şikayeti üzerine jandarma tarafından engellenince, Hocamız; “Toparlansın herkes, yalıya iniyoruz” dedi. Yalı dediğimiz yer; denize sıfır bir konumda bulunan Ahmetçe Yalısı denilen bir yerdi. Zaten yemek saati de yaklaşmıştı, oraya gidecektik. İndik yalıya …

Devamı

Musa Topbaş hocamız eşine vakit ayırırdı

Merhum Musa Topbaş Hocamız adaletliydi; başta ailesine. Valide hanım, Fatma Feride hanımefendi, Allah yattığı yeri cennet bahçesi eylesin, Osmanlı hanımefendisiydi. Ona mesela her gün vakit ayırırdı, “hakkı vardır” derdi. “Biz 51 yıl evli kaldık, ama hep nişanlı hayatı yaşadık” sözünü hiç unutmam. Hiç birbirlerini kırmadıklarını söylerdi. Hâlbuki Fatma Feride Hanım, …

Devamı

Gürültü yapan talebelerin ellerini öptü

Bazen Şeyh Seyda yatsıdan sonra veya ikindiden sonra hatme yapardı. Yahut bir Perşembe akşamına denk gelirdi… Hatme yapılırken cemaat çok kalabalık olurdu. O sırada talebeler oyun oynar, gürültü yaparlardı. Sesleri tâ köyün dışına çıkardı. Seyda onlara hiç kızmazdı. “Şurada beş dakika bir durun, biz hatmemizi bitirelim, ondan sonra ne yaparsanız …

Devamı

Erbakan Hoca namazına önem verirdi…

Ben Ordu’nun Ünye İlçesi’ndenim. Abim partimizin ilçe başkanıydı. Babam da daha önceden ilçe başkanlığı yapmıştı. Ben de bir teşkilat mensubuydum. Biz bütün kardeşlerimiz olarak siyasi faaliyetlerde hep birlikteydik. Merhum Erbakan Hocamızın aile olarak bize bir sevgisi vardı. 1990 yılında Hocamız bir siyasi faaliyet yapmak için Ünye’ye gelmişti. O gün yapılan …

Devamı

Mehmet Emin Er Hoca talebeyi geri çevirmezdi

1989 yılıydı. Mehmet Emin Er Hocaefendi Ankara’da Özelif Sitesi’nde ikamet etmekte ve site içerisinde bulunan Fıkıh Enstitüsü’nde ders vermekteydi. O yılın yazında bizler de bazı arkadaşlarımızla birlikte Ankara’da kalmaya karar verdik. Kış döneminde istifade ettiğimiz hoca efendiden yaz günlerinde de istifade etmek istedik. Bu amaçla bizim de ikamet ettiğimiz sitenin …

Devamı

Ömer Ferid Kam ve Mahir İz’den bir hatıra

Mahir İz Hoca, Ömer Ferid Kam ile ilgili bir hatırasını anlatıyor: Bir gün yine bir na’t yazmıştı. Şöyle başlıyordu: “Vücûd-ı akdesin âlâdan âlâ Yâ ResûlullahCemâlindir tecelligâh-ı Mevlâ Yâ Resûlullah” Mutasavvıfâne olan bu na’tı istinsah ettim. Son beyti şöyleydi: “Ferîd-i bînevâyı defter-i uşşâkına kaydet,Budur senden niyâz-i kalb-i şeydâ Ya Resulullah” Evde …

Devamı

Konuşacak hâlim yok, susuyorum…

Bir zaman Gaziantep’e bir freze makinesi getirmiştim. Ayakkabı üretenler, ürettikleri ayakkabıları bize getirirler, biz bunların kenarlarını, topuklarını ve altlarını düzeltir, boyar tekrar veririz. Herkes getirdiği işin çok çabuk yapılmasını ister, biz de “şu saatte biter” diyerek sıraya koyardık. Sistem böyle çalışırdı. O zamanlar bir oğlum vardı, ismi Mahmut. 17 aylıktı. …

Devamı