Etiket Arşivi: çocuk hikayeleri

Günahına ağlayan genç

Resullullah Efendimiz’in hizmetkarı Sa’labe bin Abdurrahman El Ensari, ensardan birisinin kapısının önünden geçerken, hanımının yıkandığını gördü. Bakışlarını ondan alamadı. Günah işlediğini fark edince yüzünü kapatarak Mekke ve Medine arasındaki bir dağa çekildi. Onu çağırmak için iki cihan güneşi Efendimiz, Ömer bin Hattab ve Salman-ı Farisî’yi görevlendirdi. Medine’li bir çobanla karşılaştıklarında …

Devamı

İbrahim bin Edhem’e bu yapılır mı?

İbrâhim bin Edhem bir grup arkadaşıyla birlikte idi, gündüzleri çalışıp onlara harcardı. Akşamleyin oruçlu olarak bir yerde toplanırlardı ve İbrâhîm bin Edhem her seferinde işten geç dönerdi. Arkadaşları bir akşam birbirlerine: “Gelin bu akşam da iftarı onsuz yapalım, geldiğinde kendisine yiyecek bir şey kalmadığını görür ve bundan sonra zamanında gelmeye …

Devamı

Çocukları zeka üzerinden tasnif etmeyin!

Yüksek not alma, sınav kazanma, sınıf geçme, kariyer yapma, meşhur bir üniversiteye girme, toplumun önemsediği bölümleri kazanma, okulların markalaşma ve tanıtım tutkunluğu gibi nedenlerle, daha anaokulu ve ilkokula kayda geldiği anda bile, çocuklarımıza “Bu öğrenci ne kadar zeki, okula gelmeden ne kadar yetiştirilmiş?” diye bakılır oldu. Öğretmenlerimizin bazıları ‘zeki’ kabul …

Devamı

Sizin kaç ibriğiniz var?

Kalp kelimesi "sürekli değişen, çevrilen" anlamına gelmektedir. İnsanoğlunun kalbi bazen dünyevi dalgalarda sürüklenir, bazen de manevi limanlarda sükun bulur. Gönül kuşu şayet sahip çıkılmazsa, dünyevi değerlerin üzerine konar. Dünyada maddi beklentisi olmayan insan yoktur ancak maddenin esir alamadığı az da olsa derviş gönüllü güzel insanlar mutlaka vardır. Bu güzel menkıbe, bizlere gönlümüzü işgal eden maddenin esiri olmamamız gerektiğini, onu gönlümüze koymamamız gerektiğini öğretiyor. Öyle ki maddi değerler öyle zaman oluyor ki öz kardeşlerin bile arasını açıyor. Allah maddi değerlerin esiri olmaktan hepimizi korusun.

Devamı

İnsanı düzelt ki dünya düzelsin!

Bir baba çocuğuna parka götüreceğine dair söz veriyor. Çocuk babasına; “Baba hani söz vermiştin, hani bugün parka gidecektik” diyor. Babası pek oralı olmuyor ve tuttuğu takımın maçını izlemeye devam ediyor. Önünde de bir gazete var, ara sıra ona bakıyor. Çocuk ısrarcı olunca. baba onu biraz oyalamak için bir plan kuruyor. …

Devamı

Taviz veren horozun sonu

Başta Peygamber Efendimiz olmak olmak üzere örnek şahsiyetlerin hayatlarına baktığımız zaman, inançlarından taviz vermediklerini görüyoruz. Tarihimiz dininden ve inancından taviz vermeyen kahraman tabiatlı şahsiyetlerle doludur. En ufak bir sallantıda, sahip olduğu değerlerden, inancından, imanından taviz veren insanlar, Müslüman şahsiyetini teşekkül ettiremezler. Mücadelesini vermeden hemen teslim olmak acizlikten başka ne olabilir ki. Bu küçük hikaye bize tavizin taviz doğuracağı gerçeğini ve sonunda bir zilletle karşılaşılacağını çok güzel bir şekilde öğretmektedir.

Devamı

İmam-ı Azam ve bal yiyen çocuk

Çocuğun birisi bal yiyince vücudunda yaralar çıkıyormuş, ama bir türlü bal yemeyi de bırakamıyormuş. Ailesi, çocuklarının bal tutkusunu önleyebilmek için hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama nafile! Sonunda, tavsiye üzerine, Ebu Hanife Hazretlerine gitmişler. İmam Ebu Hanife, sorunu dinledikten sonra çocuğun ana ve babasına; “Kırk gün sonra gelin” demiş. Anne ve …

Devamı

Mesnevi’den Üç Seyyah Hikayesi

"Öğüt dinlemek" insanların çoğu zaman hoşuna gitmeyen bir durumdur. Çoğu insan öğüt dinlerken sıkılır. Fakat bilge kişilerin yaptıkları öğütler, dinlenildiğinde insanı bir çok hayat meşakkatinden kurtardığı gibi, insanı kolay elde edilen bir tecrübeyle de buluşturmuş olur. Öğüt ve nasihat dinleyenler her zaman kazanırlar. Öğüt ve nasihat dinlemeyenlerin ibretlik sonu ise ortadadır. Bilhassa hayat tecrübesi bizden çok olan, görgülü ve bilgili kimselerin öğüdüne kulak vermek her zaman yararımıza olacaktır. Öğüt dinleme hususunda inatçı olan kimselerin, başlarına ne tür belaların geleceği ise bilinmez. Anlayanlar için öğütler, elmas kıymetindedir. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de insanlara öğüt vermek tavsiye edilmektedir. Zariyat Suresi 55. ayetinde şöyle buyurulmaktadır: "Sen öğüt ver. Gerçekten de öğüt müminlere fayda verir." Ne yazıktır ki bu ayetten habersiz nice gafil kimseler, öğüt verenleri, "Bu çağda öğüt veriyor" gibi cümlelerle küçümserler. Modern rehberlik ve psikolojik danışmanlık biliminde de "öğüt"e yer yoktur. Oysa "öğüt" çocuk terbiyesi ilminde olmazsa olmazlardandır. Mümkün olduğunca tatlı dille çocuğa öğüt vermek her zaman faydalıdır .

Devamı

Anne kurdun yavrusuna öğüdü

Bu güzel kıssa bize görünüşe aldanmamamız gerektiğini öğretiyor. Öyle insanlar vardır ki bizim gibi göründüğü, bizim gibi giyindiği, bizim gibi davrandığı halde bizden değillerdir. Bazıları onların bize benzediğini düşünerek dürüst ve güvenilir insanlar olduklarını zannedebilirler. Oysa ki onlar toplumun yüz karalarıdır. Ajan ve provokatör karakterli oldukları için, bizim düşmanlarımızla dost olur ve onlarla iş tutarlar. Bu kimseler bize benzeyen ancak asla bizden olmayan hainlerdir. Bizden görünerek aramıza sızdıkları için en tehlikeli olanlar da bunlardır. Bunlara karşı çocuklarımızı ve gençlerimizi uyarmalı, onların şerlerinden toplumu korumalıyız.

Devamı

Kuma ve kayaya yazılan sözler

Kusursuz insan olmayacağı ve kusursuz dost arayan kimsenin yalnız kalacağı malumdur. Yeryüzündeki bütün insanların ufak yada büyük kusurları illa ki vardır. Kusurların derecesine göre onları affedebilmek yerine göre bir erdem sayılır. İnsan dostlarının her türlü kusurunu kafasına takar ve o kusurları gözünde büyütürse, hayatı kendi kendisine dar etmiş olur. Kin ve nefret gibi duygular yürek için bir ağırlık ve bir yüktür. Mümkün olduğu kadar nefsimize söz geçirmeli ve affetmeyi öğrenmeliyiz.

Devamı