Genel

İhramcızade sevdalısı Murat amca…

“Âşıkın çok derdi amma, sırrın izhar eylemez. Söylemesi terk-i edeb, çünki destur olmadan.” Şems-i Sivasî İnsanın öğretmenini sevmesi, hocasına değer vermesi, mürşidinin kadr-i kıymetini bilmesi ne güzel bir ahde vefa örneğidir. Hocası anıldığında rengi değişerek titremeye başlayanlar, büyük bir özlem ve hüzün ile gözleri dolanlar, onun hatırasını bir ömür boyu …

Devamı

Bir lokma deyip geçme!

Allah adamlarının kalpleri ve dimağları açık olduğu için nerede sorun varsa onu çok güzel tespit ederler. İbadetlerimizden haz alamıyorsak, içimizde sebebi belirsiz bir huzursuzluk varsa, bunların birçok nedeni olabilir. Netice de bir kalp taşıyoruz ve kalbimiz her geçen gün menfi tesirlere maruz kalıyor. Kimimiz internet ve televizyonun nefsani ekranlarından etkileniyoruz, kimimiz yediğimiz lokmalardan, kimimiz de faiz gibi ağır günahların verdiği ağır hasarlardan etkileniyoruz. Bu güzel menkıbe bize "Bir lokmadan ne olur ki" demememiz gerektiğini, her lokmada helal ve haram hassasiyetini gözetmemiz gerektiğini öğretiyor.

Devamı

İhlas ateşi gülistan eder…

Bağdat’ta bakırcılar çarşısında büyük bir yangın çıkmıştı. İki çocuk, yanmakta olan dükkânların birinde mahsur kalmıştı. Çocuklar “İmdât!” diye feryâd etmelerine rağmen, alevler çok şiddetli olduğundan hiç kimse kurtarmaya cesâret edemiyordu. Çocukların ustası ise dışarıda çâresizlik içinde: – Kim çocukları kurtarırsa ona bin altın vereceğim! diye nidâ ediyordu. O sırada oradan …

Devamı

Hasan Kamil Yılmaz Hocamızdan bir hatıra

2000’li yıllarda, Bursa’da sanırım tasavvufla ilgili bir sempozyum (muhtemelen Üftâde sempozyumu) sonrasında akademisyen hocalar ve arkadaşlarla beraber çarşı gibi bir yerde dolaşıyorduk. Yaşlıca bir kadın Hasan Kamil Yılmaz Bey Hocama yaklaşıp: “Oğlum! Sen ne iş yaparsın?” diye sordu. Kamil Bey: “Öğretmenim” dedi. Kadın: “İyi, maşallah” deyip gitti. Aslında Kamil Bey …

Devamı

Burkino Fasolu Sad amca

Burkina Faso’nun uzak bir köyünde Sa’d Amcamız vardı. Siz onu hiç tanımadınız değil mi? Keşke tanısaydınız… Belki de bana soracaksınız:  “Sen tanıdın da ne ibret aldın?” onu da tam olarak bilemiyorum. Ancak ben onu sevdim. Bilirim ki hayattayken o da beni severdi. Öyle söylemişti… Bu sevgi bir işime yarayabilir. Sa’d …

Devamı

İki alimin tartışması dergahta bitti…

Rivayete göre bir gün Buhara’da iki âlim bir mesele hakkında ihtilafa düşerek bir türlü anlaşamazlar. Sonunda hem zahir, hem batın ilmine sahip zü’l-cenâhayn (çift kanatlı) bir âlim olarak çözebileceği düşüncesiyle Muhammed Pârisâ kuddise sirruhû Hazretlerine giderek durumu arz ederler. Pârisâ Hazretleri, problemi dinlemeden önce onlara dergahlarında bir hafta kalmalarını teklif …

Devamı

Sizin kaç ibriğiniz var?

Kalp kelimesi "sürekli değişen, çevrilen" anlamına gelmektedir. İnsanoğlunun kalbi bazen dünyevi dalgalarda sürüklenir, bazen de manevi limanlarda sükun bulur. Gönül kuşu şayet sahip çıkılmazsa, dünyevi değerlerin üzerine konar. Dünyada maddi beklentisi olmayan insan yoktur ancak maddenin esir alamadığı az da olsa derviş gönüllü güzel insanlar mutlaka vardır. Bu güzel menkıbe, bizlere gönlümüzü işgal eden maddenin esiri olmamamız gerektiğini, onu gönlümüze koymamamız gerektiğini öğretiyor. Öyle ki maddi değerler öyle zaman oluyor ki öz kardeşlerin bile arasını açıyor. Allah maddi değerlerin esiri olmaktan hepimizi korusun.

Devamı

Hepimiz aynı gömleği giymiştik…

Fakir oluşunuzdan dolayı utandığınız oldu mu hiç? Benim oldu… Aslında fakirliğimden değil de, fakirliğimin ilan edilmesinden utanmıştım.  Köyden okumak için ilçeye gelmiş bir öğrenciydim. Gittiğim okulun orta okul ve lisesi aynı binadaydı. Ortaokul 3. sınıfta (sekizinci sınıf) öğrenim gördüğüm yıl, (muhtemelen giysilerimin yıpranmışlığından dolayı) bir gün beni sınıftan idareye çağırdılar. Gittiğimde, yaklaşık otuz …

Devamı

Kendi dilinden M. Yaşar Kandemir hocamız

Yozgat’a on beş km. uzakta, Sivas yolu üzerinde, merkeze bağlı İnceçayır köyünde 10 Aralık 1939’da doğmuşum. Ailemiz, soyumuz bu köydendir. Babam köyümüzün imamıydı. Merhum annem ise Yozgat’ın içindendi. Bir berberin kızıydı. Annem evimizin işini tek başına çekip çevirirdi. Yani 40-50 koyunu, 3-4 ineği tek başına sağar, sütlerinden yağ peynir yapardı. …

Devamı