Seçkin İçerikler

Hesap günü/ Seyit Mehmet Şen

Herkesin önündedir kendi yazdığı kitapHaydi, oku kitabını der ilahi hitap Benizler sararır dizler titrer can boğazdaO gün sadece veli kullar nazda niyazda Arasat’ta şah ile geda yan yana sıra beklerBeyinleri kavurur gibi yaklaşmıştır gökler Kişi sevdiğinden kaçar bucak bucakKorkular devşirilir o gün kucak kucak Buna söven şunu döven sevabını bitirirYetmeyince …

Devamı

Bir avcı vurdu beni…

Yıl 1974.  Ortaokul birinci sınıfın bittiği yaz tatili. Ağustos ayında ailemle birlikte tarlada bizim tabirle “deste taşıma” işi yapıyoruz. Deste taşımak: Daha önce biçilip, taşınmak için uygun büyüklüklerde yapılan “deste” denilen ekin yığınlarının traktör römorkuna yüklenip köydeki harman yerine taşınması işidir. Babam ve bir akrabam traktöre desteleri yüklüyorlar. Ben ve …

Devamı

Bin yıllık kardeşlik..

2020 yılında yayıncı yazar Recep Songül Ağabeyle bir sempozyum için gittiğimiz Batman’dan İstanbul’a dönerken, uçakta yanımda oturan Recep Ağabey bir poşetten dört tane gıcır gıcır kitap çıkarttı ve incelemeye başladı. Yerimde siz olsaydınız ne yapardınız bilmem ama benim gözlerim kitaplarda kaldı. Büyük bir merakla biran önce onlara göz atmak istedim. …

Devamı

Konağın önündeki irfan dersi…

Yıllar geçmesine rağmen hala unutamadığım ve ibretle, şükürle andığım olay 70’li yılların sonlarında Aksaray’da gerçekleşti. Günlerden pazartesiydi. İlkokul 5. sınıfa gidiyorum. Sabah erkenden okula gitmek için hazırlandım. Evimiz Çerkez Mahallesi’nde Sözeri Sokakta bulunuyordu. Aksaray Cumhuriyet İlkokulu‘na gitmek için o zamanlar Park Pastanesi’nin bulunduğu sokaktan geçeceğim, yolda yürürken bir davul sesi …

Devamı

Nazarın böylesini duymadım…

Kaynarca‘daki evimizde otururken, babacığım bana memleketten kestane balı göndermişti. Kestane balı çok şifalı, çok faydalı, çok güzel bir baldır. Fakat fazla yendiğinde insanı bayar, yani zararlı yönleri de vardır. Bir sabah baktım geç kalacağım, kahvaltı yapmadım, bir kaşık kestane balı yedim ve o şekilde okuluma gittim. Yazın güneşli bir havaydı. …

Devamı

Seccadem şahidim olsun…

Hayat ne kadar hızlı geçiyor. 1989 yılında Senegal’e gitmiştim. Elçilik görevlilerine namaz kılmak istediğimi söyleyip bana yardımcı olmalarını istedim. Arkadaşlar seccade bulamadılar, ama namaz kılabileceğim temiz bir kâğıt getirdiler. Öğle namazının sünnetini kılarken, uzun boylu esmer bir Senegalli geldi, yüksek sesle bir şeyler söylemeye başladı. Senegal, Fransa’nın sömürüsünde kalmış bir …

Devamı

Cemaatin arasında öyle birisi vardı ki…

Boyabat İmam Hatip Lisesi‘ndeyken bir hocamız; “Evladım, bulunduğunuz görevin yahut yaptığınız vazifenin hakkını verin” demişti bizlere… Bu söz öylesine benliğimde yer etti ki hayatımın her döneminde canla başla çalışıp İslam davası adına bir şeyler yapmalıyım diye düşündüm. Bu düşünceyle bilhassa gençlik çağımda kendimi daha fazla geliştirip insanlara Allah’ın dinini en …

Devamı

Ahmet M Ziylan’dan İki Çift Söz Yeter

Çocukken dedelerimiz ve ninelerimiz bize bazı hikâyeler anlatırlardı. Çok güzel ve tesirli mesajları olurdu bu hikâyelerin… Kimisinde hikâyenin kahramanı aslan, tilki, horoz falan olurdu, kimisinde de Behlül Dânâ, Bayezid-i Bistami gibi tasavvufî şahsiyetler… Bu anlattıkları hikâyelerin kaynağını ne biz bilirdik ne de büyüklerimiz… Belki de onlar da kendi büyüklerinden işitmişlerdi. …

Devamı