Etiket Arşivi: En Güzel Hikayeler

Günahına ağlayan genç

Resullullah Efendimiz’in hizmetkarı Sa’labe bin Abdurrahman El Ensari, ensardan birisinin kapısının önünden geçerken, hanımının yıkandığını gördü. Bakışlarını ondan alamadı. Günah işlediğini fark edince yüzünü kapatarak Mekke ve Medine arasındaki bir dağa çekildi. Onu çağırmak için iki cihan güneşi Efendimiz, Ömer bin Hattab ve Salman-ı Farisî’yi görevlendirdi. Medine’li bir çobanla karşılaştıklarında …

Devamı

İbrahim bin Edhem’e bu yapılır mı?

İbrâhim bin Edhem bir grup arkadaşıyla birlikte idi, gündüzleri çalışıp onlara harcardı. Akşamleyin oruçlu olarak bir yerde toplanırlardı ve İbrâhîm bin Edhem her seferinde işten geç dönerdi. Arkadaşları bir akşam birbirlerine: “Gelin bu akşam da iftarı onsuz yapalım, geldiğinde kendisine yiyecek bir şey kalmadığını görür ve bundan sonra zamanında gelmeye …

Devamı

Harun Reşid’i ağlatan sözler…

Mehran oğlu Abdullah’ın rivayetine göre Harun Reşid hacca giderken Kufe’ye uğradı. Orada birkaç gün durdu. Sonra tekrar yola devam edeceğini ilan etti. Bu münasebetle halk, yolların kenarlarına, halifenin kafilesini seyretmek için döküldüler. Dökülenlerin arasında Behlül Dânâ da vardı. Behlül yolun tam kenarında oturdu. Çocuklar ona çeşitli eziyetler edip, kendisiyle eğleniyorlardı. …

Devamı

İhlas ateşi gülistan eder…

Bağdat’ta bakırcılar çarşısında büyük bir yangın çıkmıştı. İki çocuk, yanmakta olan dükkânların birinde mahsur kalmıştı. Çocuklar “İmdât!” diye feryâd etmelerine rağmen, alevler çok şiddetli olduğundan hiç kimse kurtarmaya cesâret edemiyordu. Çocukların ustası ise dışarıda çâresizlik içinde: – Kim çocukları kurtarırsa ona bin altın vereceğim! diye nidâ ediyordu. O sırada oradan …

Devamı

İki alimin tartışması dergahta bitti…

Rivayete göre bir gün Buhara’da iki âlim bir mesele hakkında ihtilafa düşerek bir türlü anlaşamazlar. Sonunda hem zahir, hem batın ilmine sahip zü’l-cenâhayn (çift kanatlı) bir âlim olarak çözebileceği düşüncesiyle Muhammed Pârisâ kuddise sirruhû Hazretlerine giderek durumu arz ederler. Pârisâ Hazretleri, problemi dinlemeden önce onlara dergahlarında bir hafta kalmalarını teklif …

Devamı

Sizin kaç ibriğiniz var?

Kalp kelimesi "sürekli değişen, çevrilen" anlamına gelmektedir. İnsanoğlunun kalbi bazen dünyevi dalgalarda sürüklenir, bazen de manevi limanlarda sükun bulur. Gönül kuşu şayet sahip çıkılmazsa, dünyevi değerlerin üzerine konar. Dünyada maddi beklentisi olmayan insan yoktur ancak maddenin esir alamadığı az da olsa derviş gönüllü güzel insanlar mutlaka vardır. Bu güzel menkıbe, bizlere gönlümüzü işgal eden maddenin esiri olmamamız gerektiğini, onu gönlümüze koymamamız gerektiğini öğretiyor. Öyle ki maddi değerler öyle zaman oluyor ki öz kardeşlerin bile arasını açıyor. Allah maddi değerlerin esiri olmaktan hepimizi korusun.

Devamı

İnsanı düzelt ki dünya düzelsin!

Bir baba çocuğuna parka götüreceğine dair söz veriyor. Çocuk babasına; “Baba hani söz vermiştin, hani bugün parka gidecektik” diyor. Babası pek oralı olmuyor ve tuttuğu takımın maçını izlemeye devam ediyor. Önünde de bir gazete var, ara sıra ona bakıyor. Çocuk ısrarcı olunca. baba onu biraz oyalamak için bir plan kuruyor. …

Devamı

Taviz veren horozun sonu

Başta Peygamber Efendimiz olmak olmak üzere örnek şahsiyetlerin hayatlarına baktığımız zaman, inançlarından taviz vermediklerini görüyoruz. Tarihimiz dininden ve inancından taviz vermeyen kahraman tabiatlı şahsiyetlerle doludur. En ufak bir sallantıda, sahip olduğu değerlerden, inancından, imanından taviz veren insanlar, Müslüman şahsiyetini teşekkül ettiremezler. Mücadelesini vermeden hemen teslim olmak acizlikten başka ne olabilir ki. Bu küçük hikaye bize tavizin taviz doğuracağı gerçeğini ve sonunda bir zilletle karşılaşılacağını çok güzel bir şekilde öğretmektedir.

Devamı

İmam-ı Azam ve bal yiyen çocuk

Çocuğun birisi bal yiyince vücudunda yaralar çıkıyormuş, ama bir türlü bal yemeyi de bırakamıyormuş. Ailesi, çocuklarının bal tutkusunu önleyebilmek için hekimlere gitmişler, tedbirler uygulamışlar, ama nafile! Sonunda, tavsiye üzerine, Ebu Hanife Hazretlerine gitmişler. İmam Ebu Hanife, sorunu dinledikten sonra çocuğun ana ve babasına; “Kırk gün sonra gelin” demiş. Anne ve …

Devamı