Arifler; “İnsan dilinin altında gizlidir” derler. İnsanın konuştuğu sözler iç aleminin bir aynasıdır. Kişinin malayani ile uğraşması gönül dünyasındaki dağınıklığın göstergesidir. Malayani kişinin hayrına olmayan boş şeylerden bahsetmesi, gereksiz yere kendini ilgilendirmeyen konulardan konuşup durmasıdır. Nefsani boş konuşmalar, malayaninin içine girdiği gibi, kişinin bilgisi olmadığı konu ve alanlarda konuşarak insanları veya gündemi meşgul etmesi de malayanidir.
İmam Gazali rahimehullah’ın İhya’sında bahsettiği dilin yirmi afetinden birisidir. Bu afet kişinin amel defterini sevap cihetinden doldurmayacağına göre ya mübah ya da günah bir söz ağzından çıkmış olacak ve amel defterine de öylece geçecektir. Bununla beraber konuşma süresinde geçen zamanı da heba olacaktır. Tabi ki doğal olarak onu dinleyen kimselerin de gereksiz şeyleri işitmesine sebep olacak hatta belki onları öfkelendirebilecek cümleler ile kargaşaya yol açmış olacaktır.
İhtiyaç için olmalı
Tenbihu’l Gafilin adlı eserde Ebu’l Leys es-Semerkandi Hazretleri şunu aktarır: “Rivayeten Ya’la şöyle demiştir, Muhammed bin Suka Zahid’in yanına gittik. Bize şöyle dedi: Size bir şey anlatayım, belki size de faydalı olur, bana faydalı oldu. Ata bin Ebi Rebah bize şöyle dedi: “Ey kardeşimin oğlu, sizden öncekiler, boş sözü kötü görürlerdi. O kadar ki; Allah’ın Kitabı’ndan (Kur’an) başka her sözü fuzuli sayarlardı. Bir kimse, ya Kur’ân okumalı, ya iyiliği emredip kötülükten sakındırma vazifesini yapmalıdır. Konuşma bunlar için olmalı. Yahut zaruri olan ihtiyacını anlatmak için konuşmalı.
Sonra şöyle dedi: Allah’ın şu ayetlerini inkar mı ediyorsunuz: “Şunu iyi bilin ki, üzerinizde muhafızlık eden şerefli kâtipler vardır.” (İnfitar, 10-11) “Bir söz etmeye dursun. Yanında hazır bir gözcü mutlaka vardır.” (Kaf, 18)Durum anlatıldığı gibi olunca, acaba içinizden biri şöyle olsa hiç utanmaz mı? Meleklerin yazdığı defterin içine bakıldığı zaman ne dünyaya ne de ahirete yarayan bir şey görülsün. İbrahim et-Teymi der ki: “Mümin, konuşmak istediği zaman düşünür. Eğer söz faydasına ise konuşur, zararına olacaksa susar. Günahkar kimse ise hiç durmadan ve düşünmeden konuşup durur.” (İhya, Kitabu Âfâti’l Lisân)
Kişi hayır işlerle uğraşmaz ve hayırlı, salih kimseler ile oturup kalkmazsa mutlaka kendisi ve yanındaki insanlarla şeytanın vesvesesine kulak verirler. Çünkü nefis ve şeytan daima rahatlığı, gönül eğlendirmeyi, gülüp eğlenmeyi ister. Ayet-i kerimede buyurur ki Rabbimiz: “O cehenneme girenler derler ki: Biz bâtıla dalanlarla birlikte dalıyorduk.” (Müddesir, 45) Bir hadis-i şerifte de “Adamın biri, yanında oturanları güldürmek için (haram) bir kelime konuşur; o kelimesi sebebiyle Süreyya yıldızından daha uzaktan (ateşe) düşer” buyurulmuştur. (Ahmed, Müsned, 2/402)
Bazı şarkı ve şiirler
Şarkı ve şiir de çokça gaflete düşülen ve insanların hevalarına uyarak yöneldiği bir dil afetidir. Şiir de bu kabildendir ancak şiir yoluyla hikmetli sözler daha beliğ ifade edilir. Allah ve Resulünün övüldüğü, dinin öğrenilmesine yardımcı olan şiirlerde sorun yoktur. Fakat geçmişten günümüze kadar İslam alimleri her ikisi konusunda da ihtiyatlı davranmışlardır. Şarkı dinlemek hususunda son dönem alimlerinden Seyda Muhammed Konyevi Hazretlerinin şöyle bir fetvası vardır:
“Şarkı, hakkında ulemaların görüşlerine göre, insanın şehvetini tahrik eden ve harama yönelten şarkılar haramdır. Hatta şarkıyı mübah gören alimler dahi harama sebebiyet veren şarkıları haram olarak görmüşlerdir. Fakat insanı harama teşvik etmeyen, şehveti tahrik etmeyen, kadınları vasfetmeyen ve zalimleri övmeyen şarkıların hükmünü de açıkladık. (Kerahatsiz olarak mübah ve kerahatli olarak mübah.) Dinine düşkün olan insanın, ihtilaflı olduğu için her türlü şarkılardan kaçınması daha iyidir” (Asrımız Meselelerine Fetvalar, 350)
Seyda Muhammed Konyevi Hazretleri usul olarak Ehli Sünnet ulemasının çizgisinden çıkmayan ve selef alimlerinin yolundan giden bir alim olması bakımından bu hususta da ulemanın görüşünü özetlemiştir. İmam Gazali Hazretlerinin müzik konusundaki görüşleri de buna benzemektedir. Bu konuda Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ise şöyle der: “Şeriatça bazı savtlar helâl, bazıları da haram kılınmıştır. Evet ulvî hüzünleri, Rabbanî aşkları îras eden sesler, helâldir. Yetimhane hüzünleri, nefsanî şehevatı tahrik eden sesler, haramdır. Şeriatın tayin etmediği kısım ise, senin ruhuna, vicdanına yaptığı tesire göre hüküm alır.” (İşarat’l İ’câz, İstanbul, 1999, s.72)
Ulemanın ve urefanın ilim ve hikmet dolu sözleri nefsini kadı edinenler için değil, hak yolda gitmek isteyenler içindir. Onlar insanı gaflete düşüren ve şeytanın oyuncağı yapan hususları açıklamışlar ve insanları bunlardan sakındırmışlardır. Allah Teâlâ hepsinden razı olsun. Rabbim bizleri nefsimizin, dilimizin şerrinden muhafaza eylesin. Konuştuğumuzda haktan ve hayırdan başka dilimize bir başka söz nasip olmaya… Âmin…
Emrah Topcu/ İrfanDunyamiz.com
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair çok güzel yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.