Cuma gününün edepleri…

Dinimizde Cuma gününün diğer günlerden farklı bir yönü vardır. Müslümanların bir araya geldiği, mübah olan ticaretin bile cuma namazı ve hutbesi vaktinde yasaklandığı bir gündür. Cuma günü Müslümanlar tevhidin nişanesi minarelerden yankılanan ezan-ı Muhammedi ile camilere koşarlar. (Bkz. 04.08.2023 Tarihli Resmi Cuma Hutbesi)

Cuma günü Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in buyurduğu üzere, güneşin doğduğu en hayırlı gündür. Bugün biz mü’minlerin haftalık bayramıdır. Bugün Rabbimize olan kulluk sözünü tazelediğimiz mübarek gündür. Bugün, kardeşliğimizi pekiştirdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştırdığımız bereketli gündür.

Alışveriş yok

Allah azze ve celle şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.” (Cuma, 9) Ayet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere kendilerine Cuma namazı farz olan kimselerin, ezan okunduktan sonra yaptıkları alışveriş ve elde ettikleri kazanç helal değildir. Evet, bugün en önemli vazifemiz, bütün işlerimizi bir tarafa bırakarak Cuma namazı için camilerde buluşmaktır.

Cuma için ezan okunduktan sonra artık alışverişi bırakıp camiye cemaate gitmeliyiz. Hutbeyi sessiz ve dikkatlice dinlemeli, hutbe okunurken başka bir işle de uğraşmamalıyız. Mümkün mertebe cuma namazına da erken gitmeye çalışmalıyız. Maddi ve manevi kirlerden arınmak için, neşe ve sevinç içerisinde Rabbimizin emrine uymanın huzuru içerisinde yanımızdaki kardeşlerimize de rahatsızlık vermeden, tertemiz bir şekilde omuz omuza saf tutmalıyız.

Şeytanın cuma namazına gitmemize engel olmak için her şeyi yapacağını unutmamalıyız. Bu konuda Allah Resulu sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur: “Cuma günü olunca şeytan erkenden çarşı ve pazara bayraklarıyla gider, insanlara bin bir engel çıkararak mânî olmaya, (en azından) onları Cuma’ya geciktirmeye çalışır. Melekler de erkenden gidip mescidin kapılarına dururlar. Gelenleri; birinci saatte gelenler, ikinci saatte gelenler diye yazarlar. Bu hâl, imam (hutbeye) çıkıncaya kadar devam eder.

Kişi mescidde, imamı görüp dinleyebileceği bir yere oturur, can kulağıyla dinler ve konuşmazsa, kendisine iki kat sevap vardır. Kişi uzakta kalır ve imamı dinleyemeyeceği bir yere oturur, sessiz durur ve konuşmazsa bir sevap alır. Eğer, imamı görüp dinleyebileceği bir yere oturur, fakat boş konuşma yapar, sessiz kalmazsa, ona iki vebâl yazılır…” (Ebû Dâvûd, Salât, 209/1051)

Çiçek Derman’ın Güzel Bir Eseri

Öyle bir vakit

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Cuma günü içinde öyle bir vakit vardır ki, Müslüman bir kul namaz kıldığı halde o vakte rastlar da Allah’tan bir şey dilerse, muhakkak Allah onun dileğini yerine getirir” buyurur. Bu sözleri söylerken de eliyle bu vaktin çok kısa olduğuna işaret ederdi.” (Buhârî, Cuma 37, Talâk 24, Daavât 61; Müslim, Müsâfirîn 166, 167)

Bir başka hadisinde ise Sevgili Peygamberimiz sallellahu aleyhi ve sellem şöyle buyuruyor: “Bir kimse cuma günü gusül abdesti alır, elinden geldiği kadar temizlenir, ya kendi özel kokusundan veya evinde bulunan güzel kokudan sürünür ve evinden çıkar, iki kişinin arasına girmez, sonra üzerine farz olan namazı kılar, imam hutbe okurken susup onu dinlerse, o cuma ile öteki cuma arasındaki günahları bağışlanır.” (Buhârî, Cum’a 6, 19)

Cuma namazına gelmeyenleri ise Efendimiz şöyle uyarmaktadır: “Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.” (İbn Mâce, İkâmet, 93) Bu hadislerdeki müjde, ne güzel bir müjde; uyarı ise, ne büyük bir uyarıdır. Bu müjdeyi ve uyarıyı işiten bir mü’min, Cuma namazını kasten terk edebilir mi hiç?

Hutbe önemli

Hutbe olmadan Cuma namazı olmaz. Hutbe, tıpkı namaz gibi Allah’ı zikretmektir. Hutbenin bir adabı vardır. Bu da minberdeki hatibi can kulağıyla dinlemektir. Hutbe esnasında asla konuşmamaktır. Telefonla ya da başka şeylerle meşgul olmamaktır. Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem hutbe adabı hususunda bizi şöyle buyurmaktadır: “Cuma günü imam hutbe okurken konuşan arkadaşına ‘sus!’ bile desen, hatalı bir iş yapmış olursun.” (Müslim, Cuma, 11)

Cuma gününün bereketinden, sevincinden, maddi ve manevi kazanımlarından kendimizi mahrum bırakmayalım. Günde beş defa eda ettiğimiz namazlarımızı Cuma namazıyla taçlandıralım. “Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir” ilahi hitabına kulak vererek Cuma namazını birbirimize hatırlatalım. Gençlerimizi, çocuklarımızı sevgiyle, muhabbetle, güzel bir üslupla camiye teşvik edelim. (Bkz. 04.08.2023 Tarihli Resmi Cuma Hutbesi)

Cuma namazı sonrası yedi defa İhlâs, Felak ve Nas sûrelerini okumak gerekir. Resulullah Efendimiz şöyle buyuruyor: “Kim cuma namazından sonra yedi defa İhlâs sûresi ile Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) sûrelerini okursa, Allah onu diğer cumaya kadar kötülüklerden korur.” (Nevevi, Ezkar)

Salavat getirmeli

Peygamberimize çokça salâvat getirmek gerekir. Nitekim hadiste şöyle buyurulur: “Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salâtü selâm getiriniz; zira sizin salâtü selâmlarınız bana sunulur.” (Ebû Dâvûd, Salât 201, Vitir 26)

Aynı zamanda bu günde duayı çok yapmak, gusül abdesti almak, şahsi temizliği yapmak ve temiz elbiseler giyinip güzel koku sürünmek de Cuma gününün sünnetlerindendir. Duaların kabul olduğu bir zamana gelmesi niyetiyle duamızı tüm gün yapmaya gayret gösterelim.

Cuma günü Kehf Suresi’ni okumamızı Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz tavsiye ediyor. Bunu bir düşünelim, acaba Peygamberimiz neden her hafta cuma günü Kehf Suresi’ni gündemimize almamızı tavsiye buyurdular? Tefsiriyle okumaya gayret edelim.

Mümkünse Cuma günü sadaka verelim. Allah Resulu şöyle buyurur: “Her birinizin her bir eklemi için günde bir sadaka vermesi gerekir. İşte bu sebeple her tesbih bir sadaka, her hamd bir sadaka, her tehlîl (lâ ilâhe illallah demek) bir sadaka, her tekbîr bir sadaka, iyiliği tavsiye etmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kuşluk vakti kılınan iki rekât namaz bunların yerini tutar.” (Müslim, Müsâfirîn 84, Zekât 56)

Ziyaret ve dua

Gelin bu mübarek günde çoktandır görüşmediğimiz bir akraba ya da tanıdığımızı arayalım veya ziyaret edelim. Mezar ziyareti yapalım ya da ölümü tefekkür edelim. Nebi-i Zişan Efendimiz şöyle buyuruyor: “Kabirleri ziyaret etmek isteyen ziyaret etsin. Çünkü kabir ziyareti bize âhireti hatırlatır” (Tirmizî, Cenâiz 60)

Cuma günü akıllı telefonlarımız vesilesiyle gruplara ve sosyal medya hesaplarımızdan kelebekli, kuşlu ve rengârenk cuma mesajları gönderiyoruz. Lakin “Bunun gerçekten bir faydası var mı?” diye düşünmemiz gerekiyor. Telefonumuzda kayıtlı 300 kişiye bu şekilde toplu mesajlar göndermek aslında ne mesaj gönderdiğimiz kişiyi hatırlamaktır ne de bugüne olan saygımızın bir göstergesidir. Eğer toplu mesaj çekeceksek bile anlamlı ve faydalı bilgiler göndermek gerekir.

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • Öğrendiklerimiz
  • Cuma günü biz Müslümanlar için özel bir gündür.
  • Cuma günü şahsi temizlik yapıp imkân varsa camiye erken gitmek vaaz ve hutbeden istifade etmek gerekir.
  • Cuma gününde salâvat getirmek, dua etmek, Kehf Suresini okumak, gusül abdesti almak ve güzel koku sürünmek sünnet olan salih amellerdendir.
  • Toplu mesajlardan ziyade birebir akraba ve tanıdıklarımızı ziyarete gitmek veya arayıp konuşmak daha uygun bir davranış olur.

Adab-ı Muaşeret

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazılar okumak için tıklayın.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Kur’an’da insanın eşeğe benzetildiği üç durum

Bakalım size de ilginç gelecek mi… Kur’an’da bazı insanların durum ve tavırları üç noktada “eşek” …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.