21. Yüzyılda Sudan’ın öksüz ve yetimleri

Yirmi beş metre karelik bir oda… Yerde incecik kir içinde kalmış bir halı… Yatakları incecik dökülmeye yüz tutmuş minderlerden oluşuyor. Duvarın yarısı tuğla örülü, diğer yarısı ise boyalı demeye bin şahid lazım.

Yeme, içme, yatma, ders çalışma hepsi burada. Banyo ve abdest ihtiyacı tek mekânda yapılıyor. Ve girişte otuz metre karelik boş bir alan. Hepsi bu kadar.

Haa, yemek mi üç öğün yemek yok burada. Canları istediklerinde kola içemiyor çerez veya dondurma yiyemiyor, meyve olarak sadece bir kaç türü tatmışlar. Ve yetmiş beş minik can yaşıyor bu mekânda…

Ve tabi yan tarafta aynı büyüklükte bir yer daha, orada ise annelerinin saçlarını taramasına hasret nazik, narin ve dokunsan kırılmak üzere doksan tane kız çocuğu. Kiminin kucağına sığınacağı “anacığım” deyip derdini anlatacağı anası yok… Kiminin de yanında kendini güvende hissedeceği, çocuklar kendisine karıştığında babama söylerim diyeceği babası yok… Daha acısını söyleyecek olursam, burada kalanların çoğunun hem anası hem babası yok.

Onlar annelerin gül yüzlü yanağı, babalarının cesaret veren kucağı yerine onların mezarlarının toprağını, taşını öpen bu dünyanın yetimleri. Hangisine bakarsanız bakın hüznün, kimsesizliğin, yalnızlığın yüzlerindeki acı tebessümünü okuyabilirsiniz.

Zaten yetim Arapça “yütm” veya “yetm” kökünden gelir yani “acı, keder, kimsesizlik, yalnızlık” demektir yetimlik. Onları öptüğünüzde, okşadığınızda, kucağınıza aldığınızda şaşkınlıklarını, size masumane bakışlarını ve içlerinde kopan fırtınanın yüzlerine vurduğu hüzün dolu çizgilerle ne anlatmak istediklerini anlayabiliyorsunuz.

O çocuklara baktığınızda aklınıza hemen Âlemlere Rahmet Efendimiz geliyor. Baba diyeceği bir kimseyi görmeden ve annenin sevgisinin ne demek olduğunu en çok hissedeceği vakitte en çok ihtiyacı olduğu zamanda onu kaybetmenin acısını iliklerinde yaşayan Efendimiz…

Ve O yetimin başını okşamanın mükâfatını Cennet olarak anlatırken, baş ve orta parmağını yan yana getirerek, yetimin yüzünü güldüren kimseyle Cennette birbirimize bu kadar yakın olacağız diyordu.

(Sudanlı yetim kardeşlerimize yardım etmek isteyenler İHH’nın adresinden bu yetimlere yardım edebilirler. )

Not: Buradan ziyaretimizle ilgili bir videoyu izleyebilirsiniz. 

Emrah Seçer/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.