Yürüme adabı…

Sokakta yürürken tevazu ile yürümek kibirli ve gösterişli yürümekten sakınmak gerekir. Allah Azze ve Celle şöyle buyuruyor: “Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma! Ne yeri yarabilir ne de dağlarla boy ölçüşebilirsin.” (İsra 37) Gerçekten değerli, akıllı, bilgili ve erdemli insanlar daima alçak gönüllü, ağır başlı olurlar. Bunun en güzel örneği de Peygamber Efendimiz’dir. Resûlullah sallellahü aleyhi ve sellem, kibrin ne kadar kötü bir huy olduğunu vurgulamak üzere, kalbinde zerre kadar kibir bulunanın cennete giremeyeceğini bildirmiştir. (Müslim, “Îmân”, 147-149)

Her konuda olduğu gibi yemek yeme, uyuma, yürüme vb. Hem şahsi hem de toplum içinde dikkat etmemiz gereken edep ve ahlak konularında, Rasûlullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimizin sünnetlerini ciddiye alıp amel etmeli. Çünkü Yüce Rabbimiz; “İçinizden Allah’ın lütfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki, Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.” (Ahzap 21) buyuruyor.

Gurura kapılma

Cenab-ı Allah şöyle buyurur: “Gurura kapılarak insanlara burun kıvırma, ortalıkta çalım satarak yürüme; unutma ki Allah gurura kapılıp kendini beğenen hiç kimseyi sevmez. Yürüyüşünde ölçülü ol, sesini yükseltme; çünkü seslerin en çirkini eşeğin anırmasıdır.” (Lokman 18, 19)

Ayetlerde kaçınılması gereken bu olumsuz davranışlardan örnekler verilmektedir. Örneklerin, özellikle kendini beğenmişlerin, başka insanları aşağılayıcı tutumlarından seçilmiş olması ve bunların Allah sevgisinden mahrum kalacakları uyarısında bulunulması, Kur’an’ın insan onuruna verdiği değeri yansıtması bakımından özellikle dikkat çekicidir. (Bkz. Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 338)

Yüce dinimiz İslâm, insana hayatın her alanında medenice yaşaması için gerekli olan; hak hukuk, görgü-nezaket, âdâb-ı muâşeret prensiplerini öğreten kaideleri beyan etmiştir. Karşılıklı muamelelerde ve insanî ilişkilerde uyulacak ölçüleri açıklamış, insanı toplum içerisinde hürmete lâyık kılan ahlâkî davranışları benimseyip yaşamasını talep etmiştir.

İslâm toplumunu inşa etmek için gayret gösteren Peygamber Efendimiz sallellâhu aleyhi ve sellem insanlara, medeni hayatı ve ahlâkî davranış biçimlerini öğreten bir öğretici ve her hâli ile örnek alınan rehberdir. O, kendisinden önceki peygamberlerin insanlığa öğrettiği güzel ahlâkın tamamlayıcısıdır. Dolayısı ile Müslüman bir kimse, Rasûlullah sallellâhu aleyhi ve sellem’in öğrettiği ve uyguladığı âdâp ve ahlâk prensiplerini, aynen kendi hayatında tatbik edip ahlâkî bir davranış haline getirmekle mükelleftir.

Medeni hayat

Hayatın her safhasında topluma medeni hayat ve ahlâk temellerini bizzat uygulayarak ve sözle anlatarak öğreten Peygamber Efendimiz sallellâhu aleyhi ve sellem, insanın yürümesini, oturmasını, kalkmasını ve yaslanmasını da âdâb-ı muâşeret ve ahlâkî kurallar üzerine olmasını talep etmiş ve tavsiyelerde bulunmuştur. Nitekim konumuz ile ilgili hadîs-i şerîflerde şöyle buyrulmuştur:

Peygamberimiz sallellahu aleyhi ve sellem: “Sakın yollarda / yol kenarında oturmayın” buyurdu. Sahabeler; “Ey Allah’ın Rasulü! Orada oturmaktan başka bir çaremiz yoktur. Oralar bizim bir araya gelip sohbet ettiğimiz mekânlardır.” dediler. Bunun üzerine Efendimiz şöyle buyurdu: “Eğer ille de oturacaksanız, hiç olmazsa yolun hakkını verin.” Bu sefer; “Yolun hakkı nedir?” diye sorduklarında ise “Gözleri haramdan sakındırmak, (yolu kapatarak, yola artıklar koyarak) eziyete etmekten / başkasına sıkıntı vermekten sakınmak, selam almak, iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak.” diye buyurdu. (Buharî, Mezalim, 22)

Evden çıkarken ş dua etmek gerekir; “Allah’ın adıyla! Allah’a tevekkül ettim. Allah’a dayanmaktan başka kudret ve kuvvet yoktur” duâsını okumalıdır. (Ebû Dâvud, Edeb, 102-103) Bu duâyı okuyan kimseye: “Bu sana kâfidir, himayeye alındın” denilir ve şeytan ondan uzaklaşır gider. (Ebû Dâvud, Edeb, 102-103)

“Ey Allah’ım! Sapmaktan veya saptırılmaktan, hatâ etmekten, hatâ ettirilmekten, zulmetmekten, zulme uğramaktan, cahillik etmekten, bana cahillik edilmesinden, hakkım olmayan bir şeyi istemekten, elimde olmayan bir şeyin benden istenilmesinden sana sığınırım” demelidir. (Ebû Dâvud, Edeb, 102-103; Ali Müttakî, VII, 144/18420)

Hadis kaynaklarımızdan öğrendiğimize göre Peygamberimiz yürürken hafif öne meyilli yürürdü. Yolda yürürken, sağa sola hiç bakmazdı. Bir kimse seslendiğinde sadece başıyla değil bütün vücuduyla o kişiye yönelirdi. Yürürken gayet vakarı ve biraz seri giderdi.

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

  • ÖĞRENDİKLERİMİZ
  • Kibirli ve gösterişli yürümek doğru değildir. Müslüman her haliyle tevazulu olmalıdır.
  • Yolun ortasında değil kenarından yürümek gerekir.
  • Evden çıkarken dua etmek bütün şerlerden Allah’a sığınmak gerekir. Haksızlık yapmamak kimseye zulmetmemek ve kul hakkının her türlüsünden uzak durmak gerekir.
  • Üç ya da daha fazla kişi yan yana yürüyecek ise yolu kapatmamaya, yürüyenlere sıkıntı vermemeye ve trafiği tehlikeye atmamaya dikkat etmelidirler.
  • Kalabalık olan caddelerde insanlara zarar vermemek için sigara içilmemelidir. (Sigarayı hepten bırakmak en güzelidir)
  • Yürürken insanlara rahatsız edecek şekilde arabaların ve evlerin içine bakmak doğru değildir.
  • Cadde ve sokaklarda başkalarını rahatsız edecek şekilde bağırarak konuşmak, küfürlü sözler sarf etmek ve çevreyi rahatsız etmek doğru değildir.
  • Gideceğimiz yere odaklanıp mümkün mertebe seri, oyalanmadan ve vakarlı yürümeliyiz.
  • Yol üzerinde bulduğumuz cam parçalarını ve eziyet verebilecek maddeleri kaldırmak gerekir.
  • Yardıma muhtaç ışıklarda geçemeyen kimselere yardımcı olmak ve tanıdık tanımadık Müslüman kardeşlerimize selam vermek gerekir.

Adab-ı Muaşeret

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazılar okumak için tıklayın.

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.