Deprem sonrası bazı hatırlatmalar

Kahramanmaraş merkezli ve on bir ilimizi birinci derecede, mücavir illerimizi ikinci derecede tesir altına almış olan zelzele hadisesinde vefat eden tüm mü’minlere rahmetiyle muamele eylesin. Allah Teala’nın bu kardeşlerimizi şehit muamelesine tabi tutacağını Muhbir-i Sadık Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in beyanlarından anlıyoruz.

Allah azze ve celle depremzedelerin yakınları başta olmak üzere cümlemize sabr-ı cemil ecr-i cezil ihsan eylesin. Zarar görenlere, zararlarını telafi edecekleri sebepler halk eylesin. Yaralılara ve maddi zayiata uğramış kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletir, Rabbimizden onlara madden ve manen güç vermesini niyaz ederim.

Değerli kardeşlerim, elbette depremin neticesinde ortaya çıkan manzaralardan çıkartılacak çok yönlü dersler bulunmaktadır. Bizler bu depremde ahirete üç parça kefen bile götürmeye garantimizin olmadığını görmüş olduk. Allah Teâlâ olup bitenlerden ibret almayı ve nefis muhasebesi yaparak ahiret hesabını kolay verecek şekilde davranmayı bizlere müyesser eylesin.

Bu deprem bizlere birçok şeyi yeniden düşünmemiz gerektiğini hatırlattı. Ez cümle, insanın ne kadar aciz olduğunu, Allah’ın takdirine asla karşı konulamayacağını, ama kul olarak tedbir noktasında kusur göstermemek gerektiğini, bir ömür vererek elde etmeye çalıştığımız ev, araba, makam, mevki, şan, şöhret karizma ve itibar gibi sanal değerlerin anlamsızlığını, Allah Teâlâ’ya kulluk vazifelerimize ehemmiyet atfetmemizin gerektiğini bizlere öğretti.

Bu büyük zelzele hadisesi ve bu büyük imtihan vesilesiyle bazı hususları hatırlatmak isterim:

– Hiç bir kayıt koymadan depremzede kardeşlerimize elimizden gelen yardımı yapmamız üzerimize bir vecibedir.

Bu semavi afeti muhalefetin veya iktidarın lehine veya aleyhine siyasi propaganda vesilesi yapma adiliğine düşülmemeli ve buna tevessül edenlere asla fırsat verilmemelidir.

Hususi ile sosyal medya platformlarında yalan ve yanlış bilgiler vererek veya yayarak yangına körükle gitmekten ve fitne ve fesatçılık yapmaktan kaçınılmalıdır.

Aslı olmayan yalan bir haberi yaymanın binlerce kişinin hakkına tecavüz demek olduğu unutulmamalı, sadece belgeli olan bilgiye itibar edilmeli, dedikodulara kulak asılmamalıdır.

– Kainatta vaki olan küçük büyük her hadise; mutlak ilim, irade ve kudret sahibi Allah Teala’nın takdir ve meşiyyetiyle gerçekleştiği bilinmelidir.

– Dünya görüşümüzün Tedbir, Tevekkül ve Teslimiyet şeklinde özetleyeceğimiz “3T formülü” çerçevesinde dönmesinin gerekliliğini unutmamamız lazımdır.

– Olup bitenleri sadece maddi sebeplere bağlayan ve Allah Teâlâ’nın mübarek isminin zikredilmesini siyasi slogan zanneden kişilerin Kur’an-ı Kerim’deki; “Bizi sadece zaman helak eder” diyen mülhitlerden farkının bulunmadığını bilmemiz ve böyle bir inanca sahip olmaktan Allah Teâlâya sığınmamız gerekir.

– Başımıza gelen büyük felaketten sonra, isminin başında yarım metre suni bir unvan bulunan bir takım hezele ve rezele taifesinin son derece sefihane yaklaşımlarından teberri etmemiz gerekir.

– İnandığı halde materyalist meslektaşlarının tepkisinden korktuğu için Allahü Teala’dan bahsetmekten çekinen korkak kişilere “Korkunun ecele faydasının olmadığını” hatırlatmalıyız.

– Kadere imanın, hırsızlık yapan müteahhitleri ve rüşvetle ruhsat veren resmi görevlileri, ihmalkar ve sahtekar şef, usta ve işçileri temize çıkarmak demek olmadığını; görevini aksatan herkesin dünyada da ahirette de hesaba çekileceğini bilmemiz gerekir.

– 6 Şubat’ta bir günde vaki olan iki büyük zelzeleyi “asrın felaketi” gibi isimlendirmelerden imtina edilmelidir. Beterin beterinin bulunduğu unutulmamalı ve her daim Allah’a sığınılmalıdır. Tabii ki Allah’a sığınmanın ilk ayağını sebep planında tedbirde kusur göstermemenin, ikinci ayağını ise günahlara pervasız bir şekilde dalmaktan vazgeçip tevbe ve istiğfar etmenin teşkil ettiği unutulmamalıdır.

– Kanaatimce sebeplere ilahlık payesi verecek derecedeki anlayışların Müslümanlar arasında kökleşmesi en az zelzele kadar hatta ondan daha büyük bir felakettir. Televizyonlarda zelzele mevzuu etrafında kanaat ve fikir ileri süren uzman sıfatlı kişilerin saatlerce tartıştıkları halde bir tanesinin bile, yanlışlıkla olsun, ağzından “Allah korkusu” “Allah korusun” “İlahi kudret” “günah” “tevbe ve istiğfar” “haram ve helal” gibi ifadelere yer vermemeye itina göstermeleri bu felaketin boyutları hakkında fikir vermektedir.

– Son olarak zelzelede yakınlarını kayb eden kardeşlerimizin, vefat eden yakınlarına karşı yapacakları en büyük iyiliğin, isyana düşmeden sabır ve metanetli olmaya çalışmak ve vefat eden yakınlarının borçlarını ödemek olduğunu hatırlatmayı bir vazife addediyorum.

Prof. Dr. Mehmet Erdem/ İrfanDunyamiz.com

Altın Öğütler ↗

Hayatınızı değiştirecek birbirinden faydalı altın öğütler okumak için tıklayın.

Dua Defteri ↗

Gönüllerin pasını silen birbirinden güzel dualar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Mutluluk bir sırdır…

Mutluluk mutsuzluğun içinde bir sırdır. Mutsuzluk da mutluluğun içinde bir sırdır. Daimi mutluluk yoktur. Yedi …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.