Deprem bölgesinden izlenimler…

Yüreklerimizi yakan bu büyük felaketinin ardından halkımız deprem bölgesini yalnız bırakmadı. İnsanlarımız bütün imkanları ile deprem bölgesine koştu. Devletimiz ve sivil toplum örgütlerimiz hızla yaraları sarmaya başladılar. Başta Diyanet İşleri başkanı Ali Erbaş Hocamız olmak üzere Diyanet camiamız da ilk günden itibaren sahada kardeşlerimizin yanında oldu.

Konya İl Müftülüğü Diyanet Vakfı gönüllüsü hocalarımızla beraber bizler de Hatay’a gittik. Elimizden geldiğince sahada çalışmalar yaptık. Gördüklerimizi yazmakta zorlanıyorum. Çok büyük acılar var. Vefatlar, yaralı olanlar, ailesinden kimsesi kalmayanlar, ömür boyu biriktirdiği parayla anca bir ev alıp her şeyini kaybedenler.. Gözü yaşlı insanlar ve feryatlar…

Yardımlar sürmeli

Bütün bu acılar inşâllah paylaşıldıkça hafifleyecektir ve milletimiz bu büyük acıyı da hep beraber birlik ve beraberlik içinde atlatacaktır. Sahada çalışan kardeşlerimiz gerçekten canlarını dişlerine takarak büyük fedakarlık gösteriyorlar. Diğer illerdeki kardeşlerimiz de üzerine düşen görevleri yapıyor ve bölgeye yardım gönderiyorlar.

Fakat bu sefer ki felaket çok büyük, ilk günlerdeki fedakarlıkların azalmaması, artarak devam etmesi gerekiyor. Özellikle evlerini, her şeylerini kaybedip hiçbir şeyleri kalmayan kardeşlerimiz başka şehirlere gitmeye başladılar. Onlara yardımcı olmamız gerekiyor. Şehrimize gelenlere en iyi şekilde ikramda bulunmamız, ev bulma konusunda kolaylık tanınmamız, kısaca maddi ve manevi her türlü yardım konusunda istikrarlı davranmamız gerekiyor.

Biz bu felaket manzaralarını gördükten sonra şunu düşündük. Yaptığımız maddi yardımlarımızı en üst düzeyde yapmalıyız. Maaşımızdan, paramızdan ve malımızdan elimizden gelenden daha fazlasını vermeliyiz. İnfak ehli olmalı, birer ensar olarak bu imtihanı atlatmalıyız. Şimdi vermeyeceksek ne zaman vereceğiz? Böyle bir süreçte zekât, infak ve hayırlarımızı yapalım. Maaşımızın üçte birini, yarısını yapabilen hepsini versin

İhtiyaç odaklı

Yardım yapmak kadar doğru yardımları yapma konusu da önem arz ediyor. İlk günden itibaren yardım tırları Türkiye’nin her bölgesinden geldi. Uzun tır kuyrukları oluştu. Şu anda artık eşya yardımından çok para yardımlarına daha fazla ihtiyaç olacak gibi gözüküyor. Resmi sayfaları takip ederek ihtiyaç odaklı yardımcı olmaya çalışalım.

Bir de özellikle sosyal medyada her gördüğümüz şeyi paylaşarak bilgi kirliliğine sebep olmayalım. Bu bilgi kirliliği gerçek bilgilerin yayılmasının önüne geçiyor çünkü. Bölgeye gelmeyen ve yardımları provoke etmek isteyenler yalan haberleri yaymaya çalışıyorlar ki bunlara dikkat edelim. Yardım bölgesinde devletin kurumları ve STK’lar yaraları sarmaya uğraşırken fitne peşinde koşanlara fırsat vermeyelim.

Bu şartlar altında kısaca gözlemlerimi yazmaya çalıştım. Bir de tabi bu olayın büyük bir ibret boyutu var. Rabbim cümlemizi ibret alanlardan eylesin. Bu olaydan kendi nefsime şu dersler çıkardım;

– Malı ihtiyaç olarak gör, onu araç yap, ama amaç yapma. Malı mülkü putlaştırma.

– Dünyanın geçici olduğunu ve ölümün bir hakikat olduğunu unutma. Hazırlığını ölüm ve ötesi için yap. İmanına ve salih amellerine sahip çık.

– Daha iyi bir ev ve araba diye sakın faize, harama bulaşma. İmkanın ölçüsünce hareket et.

– Sahip olduğun nimetlerin farkında ol. Eşin ve çocuklarınla sıcak bir evde kahvaltı yapmanın büyük bir nimet olduğunu unutma.

– Geçim ehli bir insan ol. Kimsenin kalbini kırma. Her şeye öfkelenme ve iyi hatıralarla bu dünyadan ayrılmaya bak.

– İyilik insanı insan yapan en önemli değerdir. İyiliklerin hep fazla ve yüreğin hep iyi olsun. Dünya kimseye kalmaz ama kazananlar hep iyiler olacaktır.

– Sevdiklerinin kıymetini bil. Ne zaman ayrılacağımızın belli olunmadığı üç günlük dünyada yakınlarına daha ilgili ol.

– Ve her şeyi sonkez yapıyor gibi yap. Namazı son namazın gibi kıl. Orucunu son orucun gibi tut. Görüştüğün kişiyle son kes görüşüyormuş gibi candan davran.

Rabbimiz bir daha bu acıları bizlere yaşatmasın. Depremde vefat edenlere Rabbimiz rahmet eylesin. Geride kalanlara sabırlar versin. Yaralı olan kardeşlerimize iz bırakmayan bir şifa versin ve geçmiş olsun. Ve bizlere de onların emaneti olan yetim ve öksüzlere hakkıyla sahip çıkma şuuru nasip eylesin.

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İlk Japon Müslüman kimdi?

Japonya’nın en eski ve en büyük İslamî kuruluşu olan Japonya İslam Merkezi Başkanı Dr. Salih …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.