İnsan ne kadar iyi niyetli de olsa hata yapabilen bir varlıktır. Kur’an-ı Kerim¸ insanların toplum kurallarına uymalarını isterken; diğer taraftan da insanın zayıf¸ güçsüz¸ nankör vs. olabileceğini ifade ederek bu davranışların sonucunda da onun hata yapabileceğine işaret eder.
Aynı şekilde¸ insanların günaha eğilimli olmaları nedeniyle¸ Allah’ın merhametli olduğunu ve tevbe ederse onları bağışlayacağı bildirilmiştir. “Her kim de işlediği zulmünün arkasından tevbe edip durumunu düzeltirse kuşkusuz¸ Allah onun tevbesini kabul eder. Şüphesiz Allah¸ çok bağışlayandır¸ çok merhamet edendir.” (Mâide¸ 39)
Kur’an¸ pek çok yerinde¸ Allah’ın insanları affedeceğini ifade ederken yine pek çok yerinde de insanların af ve hoşgörüden yana tavır koymalarını istemektedir. Buradan özür dileyen birinin hoş görülmesi gerektiği sonucuna varılabilir.
Özür dilemek erdemdir
Affetmek; kötülük ve haksızlık edeni¸ suç işleyeni bağışlama¸ cezalandırmaktan vazgeçme anlamlarına gelmektedir. Hataları bağışlamak hakkı olan¸ alması gerekli şeylerden kendi isteğiyle vazgeçmek demektir. Özür dilemek¸ yaptığımız hatalardan ve haksızlıklardan pişman olmaktır.
Özür dileyebilmek için karşımızdaki kişinin bazı haklara sahip olduğuna ve onun özür dilenmeye layık biri olduğuna inanmamız gerekir. Başkasına hak tanımayan¸ kendisinin haksızlık yaptığını kabul etmez ve özür dileme gereği hissetmez.
Yine karşısındakinin özür dilenmeye layık olmadığını düşünen bir insan¸ onu önemsemez¸ dikkate almaz ve özür dilemeye layık görmez.
Her insan hata yapabilir
Birbiri ile arkadaşlık yapan kişiler çok fazla bir arada bulunduklarından dolayı birbirlerinin yaptıkları hatalar da dâhil birçok davranışlarını görürler.
Allah’a karşı yapılan hata ve kusurları insanların affetme yetkisi yoktur. Ancak kişi arkadaşının kendisine karşı yapmış olduğu hata ve kusurları affedebilir. Aksi takdirde arkadaşlık ilişkileri bozulabilir.
“Kusursuz dost arayan dostsuz kalır” diyen Mevlâna kusursuz dostun olamayacağını vurgulayarak¸ dostun ufak tefek hatalarını büyütmeden affedilmesi gerektiğine işaret etmiştir. Yüce Allah¸ Kur’an’ın pek çok âyetinde yapmış oldukları hatalardan dolayı insanları affedeceğini¸ onlara merhamet edeceğini söylemiştir.
Yine pek çok yerde de insanların af ve hoşgörüden yana olmalarını istemiştir. “Allah¸ size (hükümlerini) açıklamak¸ size¸ sizden öncekilerin yollarını göstermek ve tevbelerinizi kabul etmek istiyor. Allah¸ hakkıyla bilendir¸ hüküm ve hikmet sahibidir. Allah¸ sizin tevbenizi kabul etmek istiyor. Şehvetlerine uyanlar ise sizin büyük bir sapıklığa düşmenizi istiyorlar. Allah¸ sizden (yükümlülükleri) hafifletmek istiyor. Çünkü insan zayıf yaratılmıştır.” (Nis⸠26–28)
Hatasız kul olmaz
İnsanların hatadan uzak olmaları çok zordur. Eğer kusur işleyenleri affetmezsek toplumda beraberce ve huzurlu yaşamak mümkün olamaz. Affedici olmak dost kazanmak açısından önemli bir etkiye sahiptir. Başta dostlarımız olmak üzere kim olursa olsun¸ hatasını fark eden¸ özür dileyen her insanın¸ yumuşak davranılmaya hakkı vardır.
Özellikle yapılan iradesiz davranışlar başta olmak üzere¸ pişmanlık belirtisi taşıyan durumların¸ hoşgörü kapsamında değerlendirilerek affedilmesi gerekir. “Onlar bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar¸ öfkelerini yenerler¸ insanların kusurlarını affederler. Allah da güzel davrananları sever.” (Âli İmrân¸ 134) âyeti ile Allah¸ Müslüman bir kişinin¸ öfkelendiği zaman öfkesini yenmesini¸ birisi hata yaptığı zaman hatayı büyütmeyip kin beslemeden affetmesini istemiştir. Böyle davranan bir kişi önce Allah’ın daha sonra da insanların sevdiği biri olur.
Dostunun bir hatasını gördüğün zaman onu affetmek¸ onun hatasını görmezlikten gelmek gerekir. Ancak bu hata¸ günah işlemek ve günahta ısrar etmek konusunda ise onu uyarmalı¸ hatası düzeltilmeye çalışılmalıdır. Bu durumda dosta yapılabilecek en iyi yardım onu ikaz etmek¸ iyiliğe davet etmek¸ kötülükten uzaklaştırmaya çalışmaktır.
Kaynak: Somuncu Baba Dergisi’ndeki “Dostlarımızın Hakları” adlı makaleden alınmıştır.
Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın/ İrfanDunyamiz.com