Bazı insanlar baklava gibidir…

Gördüğünüzde albenisi olan, canınızı çektiren; dışı çok güzel olmakla beraber içi olmamış ya şerbet tam ulaşmamış olduğundan kuru kalmış ya da tam pişmemiş biraz hamurumsu kalmış baklava yediğiniz oldu mu? Benim oldu.

Görüntüsüyle iştahınızı kabartıyor… Görüntüye uygun bir lezzet hayal ediyorsunuz. Ta ki, ağzınıza alıp ısırıncaya kadar. Isırdığınızda ise dişleriniz farklı bir katmana değiyor. O an düşündüğünüz şeyin tam tersi bir durum yaşıyorsunuz. Adeta hayal kırıklığı yaşıyorsunuz.   

Bir gün eve kayısı almıştık, benzer bir durum yaşadık. Görüntüsü, rengi gayet güzel. Fakat yediğinizde surat ifadeniz buruşuyor. Çünkü olmadığı halde oldurulmuş, yapay yollarla olgunlaşmış görüntüsü verilmiş. Görüntü ne kadar mükemmel olsa da yediğinizde olayın iç yüzü anlaşılıyor.

Özellikle yeni tanıdığımız veya tanıdığımızı zannettiğimiz bazı kimselerde buna benzer durumlarla karşılaşabiliyoruz. Dış görünüşü, dışa dönük davranışları mükemmel. Sonra teşrik-i mesainiz artıyor ve bazı olaylara karşı tepkilerini gördüğünüzde hayal kırıklığına uğruyorsunuz.

Bazı insanlar ham kaysıya veya görünüşte güzel ama tadı güzel olmayan baklavaya benziyorlar. Dış görüntü, itibariyle iyi bir görüntü veriyorlar lakin sonradan ham olduğunu hemen anlayabiliyorsunuz. Bu tür insanlar biraz konuşmaya başlayınca kendilerini belli ederler. Basit ve çocukça tepkilerinden ham oldukları anlaşılır

Arapçada “el-lisanü mizanü’l-akl ” yani “dil (konuşma) aklın ölçüsüdür/ göstergesidir” diye bir söz vardır. Kanaatimce bu çok doğru bir tespittir. Fakat, dil (konuşma, yazma vb.) sadece aklın ölçüsü değildir. Aynı zamanda; dindarlığın da bir göstergesidir.

Ahlakın bir göstergesidir. Edep ve terbiyenin bir göstergesidir. Bilgi düzeyinin bir göstergesidir. Kültür seviyesinin bir göstergesidir. Efendiliğinin bir göstergesidir. Aslında iç aleminin bir yansımasıdır. Bu konuda bizim de güzel bir atasözümüz vardır: “İnsanlar yeni tanıdıkları kişileri dış görünüşüne göre ağırlar; konuşmalarına göre uğurlarlar”

O halde de bizler de kendimizi zaman zaman kontrol etmeliyiz. Tavırlarımız, tepkilerimiz; inançlarımıza, ahlakımıza, ilkelerimize, değerlerimize ne kadar uyuyor? Dışarıya verdiğimiz görüntü ile iç dünyamızdaki yaşantımız birbirine ne kadar benziyor? Bunları kontrol etmezsek hafazanallah yanlışlarımızı erdem olarak görmeye başlayabiliriz.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Kadınlar Allah’ın emanetidir…

Veda Hutbesi'nde kadınların Allah’ın bir emaneti olduğunu kocalarına hatırlatmıştır. Tüm ümmetine düşen görev, bu vasiyeti göz önünde bulundurup hanımlara karşı Efendimiz'in nezaketini, kibarlığını, şefkatini, merhametini ve sevgisini bir davranış hâline getirmektir. Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.