Kur’an’da insanın eşeğe benzetildiği üç durum

Bakalım size de ilginç gelecek mi… Kur’an’da bazı insanların durum ve tavırları üç noktada “eşek” ile benzer görülmüştür. Yani Kur’an üç kişinin durumunu eşeğin durumuna benzetmiştir. Nedir bunlar?

1. Dinî uyarılardan yüz çevirip kulak tıkayanlar

“Onlara ne oluyor ki aslandan korkup ürken yaban eşekleri gibi kendilerine yapılan uyarılardan/ öğütlerden yüz çeviriyorlar?” (Müddessir, 49-51)

Hepiniz mutlaka belgesel izlemişsinizdir. Yaban eşeklerinin [zebra vb.] bir aslan saldırısı karşısında nasıl can havliyle koşup kaçtığını görmüşsünüzdür. Bu hayvanların aslandan kaçma sebebi onu tehlikeli, ölümcül bir hayvan olarak görmeleridir. Kaçmazlarsa ona yem olacaklarını, öleceklerini bildiklerinden kaçarlar.

Rabbimiz, eşsiz üslubuyla kendisinin ve elçisinin uyarılarından kaçınan, bunları duymamak, dinlememek için özel çaba gösterenleri bu yaban eşeklerine benzeterek onların dinden, İslam’dan ne ölçüde nefret ettiğini, onu ne kadar kötü gördüklerini ortaya koyuyor.

Sanki İslam onları yemeye, yutmaya çalışan bir canavar! Sanki bu din, onlara kötülük etmek istiyor da bunlar var güçleriyle dinin elinden yakalarını kurtarmaya çalışıyorlar! Dine karşı ne zavallı bir bakış açısı! Onlar bilmiyorlar ki bu din hayattır, bu din onları dünyada da âhirette de mutlu edecek. Onlar aslında ölüm gibi gördükleri dinden kaçarken kendi mutluluk ve saadetlerinden kaçtıklarının farkında değiller!

2. Kendisine Allah tarafından yüklenen görevleri yerine getirmeyen, ilimle uğraştığı halde ilmi ile amel etmeyenler:

“Tevrat’la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. Allah’ın âyetlerini yalanlamış olan kavmin durumu ne kötüdür! Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” (Cuma, 5)

Rabbimiz bu âyette başta âlimler olmak üzere kitabın bilgisine sahip olduğu halde bunun gereğini yapmayanları, sırtında yükler dolusu kitap taşıyan eşeklere benzetmektedir.

Eşek, taşıdığı kitabın sadece ağırlığını hisseder o kadar. İçinde olanlardan hiç istifade etmez. Bir çok kimse de dini böyle sırtında bir yük gibi görür. O dinin içinde yer alan güzelliklerin farkına bile varmaz. Eşek nasıl bir an önce sırtından yükü indirme peşindeyse bir çok kimse de bir an önce dindeki yükümlülüklerden sıyrılıp kurtulmak ister.

3. Avazı çıktığı kadar bağırıp çağıran, nara atanlar

“[Konuşurken] sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir.” (Lokman, 19)

Eşek anırmasından hoşlanır mısınız? Herhalde kulak tırmalayıcı bu sesten hoşmanmazsınız. İşte Rabbimiz, yukarıda yaptığı benzetmeyle bize müthiş bir ders veriyor. İslam, fıtrat dinidir. Her bakımdan insanları mutedil olmaya, aşırılıklardan uzak durmaya çağırır.

Toplum hayatında insanların olur olmaz bağırması, nara atması, yüksek sesle konuşması diğer insanları rahatsız eder. Bu durumda müslümana yakışan tavır ne başkasının duymayacağı kadar kısık sesle konuşmak ne de sanki bütün topluma sesini duyurmak ister gibi nara atıp bağıra çağıra konuşmaktır.

Sonuç:

Dikkat ettiniz mi eşek ile ilgili yapılan üç benzetmenin ilki iman, ikincisi amel, üçüncüsü ahlak konusunda… Allah iman, amel ve ahlak açısından sorunlu kimi davranışları, insanlar tarafından hiç unutulmaması, daima akılda tutulup kalıcı olması açısından günlük hayatlarında en yakından bildikleri bir hayvan üzerinden anlatıyor. Böylece bu örnekler insana her daim sorumluluklarını hatırlatıyor.

Rabbimiz cümlemize hakkıyla insan olmayı, iman, amel ve ahlak bakımından insana yakışan bir tavır içinde olmayı, kendisinin razı olacağı kullar zümresinde yer almayı cümlemize nasip eylesin.

Prof. Dr. Soner Duman/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.