Tüm detaylarıyla taharet nasıl yapılır?

Peygamber Efendimizin hadisleri, idrar sıçrantılarından sakınmamız konusunda bize çok ciddi ikazları içermektedir. Hadislerdeki ifade ve tehditler konunun önemini çok açık olarak ortaya koymaktadır.

Konuyla ilgili en önemli hadis şudur: “Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem iki kabrin yanından geçerlerken buyurdular ki: “Bu iki kabirde bulunan kişiler, aslında çok mühim olduğu halde önemsemedikleri hallerden dolayı azab içerisindedirler. Biri nemime yapardı, ( yani insanlar arasında lâf taşırdı) diğeri ise idrar sıçrantılarından sakınmazdı.

Kabir âhiret duraklarının ilkidir. Buradaki azâb sonra devam edecek olan azâbın belirtisi olabilir. Şu halde kabirde azâba sebep olabilecek şeylerden sakınmak gerekir.

İdrardan kaçınmak

Diğer bir hadis-i şerifte nakledilen şeyler de ürperticidir. Resûlullah sallellâhu aleyhi ve selem yine iki kabrin yanından geçerlerken mübarek yüzlerinin rengi değişmiş, vücudunun titremesinden gömleğinin kolunun yeninin titrediği görülmüştü. Ne olduğu sorulduğunda: “Benim duyduklarımı duymuyor musunuz?” buyurarak işin vehametine işaret etmişler, kabirlerinde azâb gören o iki kişinin aynı günahlar sebebiyle (idrar ve lâf taşıma) azâb içerisinde olduklarını ifade etmişlerdi.

Yine Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem; “Kabir azâbının çoğu, idrardandır” diye buyurmaktadırlar. Hal böyle olunca, tuvalette idrar sıçrantısından sakınmalı, ihtiyacımızı giderdikten sonra temizliğimizi çok güzel yapmalı, sonra da gereken tedbiri alarak çamaşırımızın idrar kanalında kalan sızıntı ile kirlenmesini engellemeliyiz. Bu temizlik hem sağlık açısından hem de İlâhî huzura duracak kişinin hali ile saygısını ifade etmesi bakımından önemlidir.

Nasıl taharetlenmeliyiz?

Necasetten taharet namazın farzlarından biri olunca, bu konuya gereken ihtimamı göstermek şarttır. İhtiyacını gidermek üzere tuvalete girecek olan mümin, kendisine lâzım olacak su, kurulanacağı taharet mendili, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu, pamuk v.b. şeyleri önceden temin ettikten sonra, tuvalete bir kaç adım kala “bismillah, e’ûzü billâhi mine’l-hubsi ve’l-habâis” diye istiâzede bulunarak, yani “Allah’ın adıyla, bütün çirkin ve kötü şeylerden Allah’a sığınırım” diyerek sol ayağı ile tuvalete girer. Veya “bismillah, Allâhümme innî e’ûzü bike mine’l-hubsi ve’l-habâis” diyerek de girebilir. Aynı anlamdadır.

Peygamber Efendimiz tuvalete girerken çekilen besmelenin, yani “bismillah” demenin cinlerle bizim aramızdaki perde olduğunu ifade etmişlerdir.

Sonra önü ve arkası kıbleye gelmeyecek şekilde oturarak ihtiyacını giderir. Bu arada, otururken vücut ağırlığını sol tarafa vermek, boşaltım organlarının daha rahat iş görmesini temin edecektir. İhtiyaç giderilirken sıçrantılardan mutlaka sakınmalıdır. Bunun için, sadece idrarı yaparken bile oturarak yapmalı, tuvalet taşının durumuna göre dikkatli olunmalıdır. Peygamber Efendimiz, sahabenin anlattıklarına göre, ihtiyaç giderecekleri zaman çok uzaklara giderler, mutlaka bir engel arkasına çekilirler, yere oturmadan görülmeyecek yerlerini açmazlar, ihtiyaç giderdikleri yer sert bir toprak ise, sıçrantıyı engellemek için bir çubuk veya benzeri şeyle toprağı kabartırlar, açıklıkta ihtiyaç giderdikleri için edeben başlarını örterlerdi.

Tuvalet, meleklerin olmadığı bir gaflet mahallidir. İhtiyaçtan fazla orada oturmak doğru değildir. Ancak acele edip tahareti noksan yapmak da asla doğru değildir. İhtiyacı giderdikten sonra önce katı necasetten temizlik yapılmalıdır.

Yerine göre taharet

Sahrada, bağda bahçede ihtiyaçlarını giderenler, ellerini daha az kirletmek için önce en az üç defa veya ihtiyaca göre, ancak tek sayıda taşla temizlenmelidirler. Buna isticmar denilir. Bu arada kemik, gübre ve gıda maddeleri asla kullanılmamalı, vücuda zarar verecek sivri veya keskin cisimlerden de sakınmalıdır.

Ev ve benzeri yerlerdeki tuvaletlerde taş ve benzeri şeyler kullanılamayacağı için, önce tuvalet kâğıdı ile necasetin fazlasını silmek, kimi kardeşlerimizin tercih ettikleri bir yoldur. Ancak kimi kardeşlerimiz de, tuvalet kâğıdı da olsa, kâğıda saygılı olmak ve israfı önlemek için bu yolu mahzurlu görmektedirler. Biz her iki görüşe de saygı duymakta, meseleyi kardeşlerimizin vicdanına havale etmekteyiz.

Ameller niyetlere göre olduğuna göre, elim fazla kirlenmesin, bu kâğıt nihayet temizlik için imal edilmiştir, şu halde taharette kullanabilirim diyenlerin görüşleri de makul kabul edilebilir. Hayır, tuvalet kâğıdı da olsa saygılı olmak gerekir diyenlerin görüşlerine de saygı duyulur. Ancak eski kitaplarımızda dahi, yazıda kullanılmayan kaba kâğıtların, temizlikte kullanılabileceği yazılmıştır. Şu halde israf etmeden tuvalet kâğıtlarını temizlikte ve kurulanmada kullanmak mümkündür denilebilir.

Sol elle

Katı necasetin kalanının temizliği için mutlaka sol el kullanılmalı ve su ile temizlik yapılmalıdır. Kitaplarımızda üç parmaktan fazla parmağı kirletmemeli diye tavsiyeler vardır. Ayrıca parmakların uç kısımlarının kullanılmasının basura neden olacağı da söylenmiştir.

Katı necasetten taharetlenirken, sol elin şehâdet orta ve yüzük parmakları birleştirilir ve orta parmak biraz üste alınır. Kirli mahal, önce, arkadan öne doğru elle silinir ve eller yıkanır. Sonra önden arkaya, sonra arkadan öne… veya alışılan bir şekille. Temizliğin tamamen hâsıl olduğuna kanaat getirinceye kadar su ile temizliğe devam etmelidir.

Bazı fıkıh kaynaklarımızda, hanımların iki parmaklarını öne çıkararak ve ilk defa, fercleri kirlenmesin diye önden arkaya doğru temizliğe başlayarak taharetlerini gerçekleştirmeleri tavsiye olunmaktadır. Tabi bütün bunlar tavsiye niteliğindedir. Herkes istediği gibi, kendine kolay gelen bir yolla temizlenebilir. Mühim olan taharetin tertemizce yapılmış olması, çıkış mahallinde necasetin kalmamış olmasıdır.

Taharetlenmek için su bulamayanlar, taş veya kâğıt mendille iyice temizlenmelidirler. Makatta kalan necaset 4 gramı bulur veya geçerse namaz olmaz diye yukarıda kaydetmiştik. Çok nadir de olsa böyle bir durumda dikkatli olunmalıdır.

Makatı temizlerken kendimizi serbest bırakmalı, vücudumuzu aşağıya doğru salmalı, kendimizi sıkmamalıyız ki, yıkanan yer iyice temizlenmiş olsun. Ancak Ramazanda veya sair zamanlarda oruçlu iken kendimizi biraz sıkı tutmalıyız ki, makattan içeriye su kaçmasın. Zira makattan içeriye kaçan su orucu bozabilir denmiştir.

Makatın yıkanmasında biraz mübalağa etmek yani fazlaca yıkamak gerekir. Zira makata su el ile götürülmektedir. Makatta kalan çok az bir necaset eseri bile elimizdeki suyu kirletecek ve şer’an kullanılmaz hale getirecektir. Mümkün olursa yukarıdan su dökerek veya şayet tuvalette hortum kullanılıyorsa, üzerimize sıçratmadan suyu o mahalle kadar götürerek ya da kolayımıza giden başka bir yolla o mahalli güzelce yıkayarak en güzel temizliği elde etmek gereklidir. Sadece elle temizlik yapılır ancak yeteri kadar o mahal güzelce yıkanmazsa, taharet tamamlanmış olmaz.

İstibra nedir?

Katı necaset mahalli iyice temizlendikten sonra erkekler, idrar yolunu temizlemek için, idrar yaptıkları organlarını fazla sıkmadan ve tahriş etmeden üç defa sıyırmalıdırlar. Bu sıyırma, kanalda kalan idrarın dışarıya atılması için Peygamber Efendimizin tavsiye-i âlileridir.

Erkeklerde idrar yapma işi bittikten sonra dahi idrar sızıntısı belirli bir süre daha devam eder. İşte bu sızıntıyı bitirebilmek için organı sıyırmak ve beklemek gerekir. Bu sıyırma işi şöyle yapılabilir:

İdrar bittikten, makat su ile güzelce temizlendikten sonra, erkeklik organı, alt taraftan işaret, orta ve yüzük parmaklar ile ta dipten, öne doğru, yumurtalıklara doğru acıtılmayacak bir sıkıştırma ile sıvazlanır veya sıyrılır. Böylece idrar kanalının dip tarafında kalan idrar, uzvun ön tarafına geçirilmiş olur.

İkinci defa tenasül uzvu kökünden parmak uçları ile tutularak idrar çıkış deliğine kadar kuvvetlice sıyrılır. Böylece kanalda hemen hemen idrar kalmamış olur. Üçüncü defada da uzvun uç tarafı tekrar güzelce parmaklarla sıyrılarak kanal tamamen idrardan temizlenmiş olunur. Buna istibra, yani idrar sızıntısından iyice temizlenme denir. Ancak bu arada dikkat edilecek bir husus vardır. Cinsel organın dip tarafında bulunan ve temas ve dokunmakla tahrik olan mezi salgılama bezini tahrik etmemek gerekir. Bu merkez, organın sıyrılması esnasında tahrik olursa kendi sıvısını salgılayacağı için temizlik yani istibra çok daha zorlaşabilir. Onun için herkes istibrada bünyesinin hassasiyetlerini de dikkate almalıdır.

Sızıntıdan sakınmak

Sonra su ile ihtiyaç kadar, güzelce yıkanılıp kurulanılır. Bundan sonra ihtiyaç duyanlar veya isteyenler tarafından diğer tavsiye olunan şeyler, yani pamuk koyma işlemi uygulanır. Burada şunu belirtelim. Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz üç defa sıyırmamızı tavsiye buyurmuşlar fakat şeklini tarif etmemişlerdir. Yine diyoruz ki alışkanlıklar değişik şekillerde olabilir.

Güzelce ve dikkatlice yapılan bir istibradan sonra gelen idrar sızıntısı için bazı kitaplarımızda, abdesti bozmaz, zararlı değildir denilmişse de, ihtiyatlı olmak ve her ne olursa olsun idrar sızıntısından sakınmak ihtiyata daha uygundur. İdrar sızıntısının kesildiğine kanaat getirmeden, organın yıkanılmasına geçilmemelidir.

Erkeklerdeki bu idrar sızıntısının sonunu alabilmek için herkes kendine göre bir metod bulmalıdır. Çünkü sızıntının devamı, erkekten erkeğe de farklılık göstermektedir. Bulunduğu yerde yeterli miktar oturup kalkmak veya birkaç defalar öksürerek vücudu sarsmak yahut ayakları sağa sola sallayarak, dizleri karına doğru çekerek vücudun sarsılmasını sağlamak gibi.

Uzmanların bildirdiklerine göre, idrar kanalında idrar bulunduğu müddetçe cinsel organ büzülmez ve biraz uzun kalır. Zira yaratıcı, idrarın dışarıya kolay atılmasını temin için o kanalı idrar yapma esnasında uzar bir halde yaratmıştır. Boğumlar halindeki idrar kanalı, içinde az da olsa idrar bulunduğu sürece uzun kalacak ve büzülmeyecektir. Kanalda hiç idrar kalmazsa organ tamamen büzülür ve küçülür. Bu durum idrar kanalında idrarın kalmadığının işaretidir.

İdrar sızıntısının sonu alındıktan sonra, artık idrar gelmeyecektir. Zira yaratıcı kudret o kanalı özel yaratmıştır. İdrar kanalında idrar, eldeki cıva gibidir. Bulunduğu yere bulaşmaz, ıslaklık devam etmez. Sızıntı bitti mi, arkası kesilmiş, kanalda idrar kalmamış demektir. İdrar sızıntısının tamamen bittiğine kanaat getirdik, artık idrar gelmez diye inandık mı, gönül rahatlığı ile abdestimizi alıp namazımızı kılabiliriz.

Ancak bu arada şeytan da boş durmayacak ve bize vesvese verecektir. Çamaşırımızda bir ıslaklık varmış hissi oluşacaktır. Bu vesveseye engel olmak için, abdestin sonunda elimize alacağımız temiz suyun kalıntılarını külotumuzun ön kısmına serpmek Peygamber Efendimizin bize tavsiyeleridir ki, bizi bu vesveseden kurtaracaktır.

Hanım kardeşlerimizin istibrada yani idrarın sonunu almada, işleri daha kolaydır. İdrar sızıntısı yok denecek kadar azdır. Az bir beklentiden sonra yıkanıp kurulanmaları kâfi gelecektir. Onlar da kendilerini kontrol ederek, bu bekleme zamanını takdir etmelidirler. Kimi daha dikkatli hanımların, ferclerinin ağzına pamuk veya benzeri şeyler koyarak tampon yaptıkları da bilinmektedir.

İhtiyaç giderildikten, güzelce yıkanıp kurulandıktan sonra tuvaletten sağ ayakla çıkılmalıdır. Birazcık uzaklaştıktan sonra “Ğufrâneke” “elhamdülillâhillezî ezhebe anni’l-ezâ ve ‘afânî” “Allah’ım bağışlamanı dilerim” “Benden bu ezayı gideren ve bana afiyet bahşeden Allah’a hamdolsun” diye hamd etmelidir.

Tuvaletten çıkarken tuvaleti tertemiz yıkayıp sonraya tertemiz bırakmak İslâm büyüklerinin alışkanlık ve tavsiyelerindendir. Sonra ellerimizi sabunla yıkamanın gerektiği de hepimizin malumudur.

Evlerinde abdest tazeleyen kardeşlerimizin daha çok ihtiyatlı olmak için namaz kılmadıkları elbiseleri ile, meselâ pijamaları ile abdest tazelemeleri uygun olacağı kanaatindeyiz. Her ne kadar namaz için özel bir elbisenin olması diye bir şey sünnette yok ise de, idrar sıçrantılarından, taharet esnasında olabilecek sıçramalardan, abdest suyunun sıçrantılarından korunabilmek için uygun bir yoldur denilebilir.

Klozet kullanımı

Klozet dediğimiz tuvaletlerde ihtiyaç gideren kardeşlerimizin çok daha dikkatli olmaları, gerek ihtiyaç giderirken, gerekse taharetlenirken gerekli titizliği göstermeleri tavsiye olunur. Klozette idrar yaparken, karşı duvardan idrar sıçrantılarının bacaklara sıçraması, temizlenirken yine arkadan gelen tazyikli suyun bacakları kirletebileceği ihtimali unutulmamalıdır. Unutulmamalıdır ki, zaruret olmadan klozet kullanmayı, taharet konusunda titiz davrananlar tasvip etmemektedirler.

Ayakta idrar yapmanın asla doğru olmayacağı da bilinmelidir. Bu günün tıbbının da mahzurlu gördüğü bu halin Sevgili Peygamberimiz tarafından da hiç hoş karşılanmadığı unutulmamalıdır. Ancak zaruretler istisnadır. Bel veya dizlerdeki rahatsızlıklar sebebiyle temiz bir klozeti kullanmakta da kolaylık vardır.

Ayakta idrarını yapmayı alışkanlık haline getirenlerin farkında olmadan kirlenen paçalarında veya çoraplarında biriken idrar sıçrantılarının çoğalma ve birikme neticesi namazlarının kabulüne engel olacağını unutmamaları gerekir.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi küçük sıçrantılar belki sadece sevabı azaltırlar. Ancak zamanla çoğalan ve toplandığında avuç ortası büyüklüğe ulaşan idrarın namazın kabulüne engel olacağı bilinmelidir. Kirlendiğinden şüphe duyulan elbiselerin ne pahasına olursa olsun yıkanması gereklidir. Eskimesinden veya pörsümesinden korkularak yıkanmayan elbiseler namaz konusunda bize sıkıntı çıkarabilirler. Taharetten gaye Allah’ın huzuruna temiz çıkmaktır. Zira o huzura ancak temiz olanlar yakışır.

Abdurrahman Büyükkörükçü/ İrfanDunyamiz.com

İslam İlmihalimiz ↗

Dini sorularınıza güvenilir kaynaklardan cevaplar bulmak için tıklayın.

Kaynak Metinler ↗

İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir yorum

  1. Allah razı olsun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.