Kimler mü’minlerin başarısını istemez?

Münafıklar, mü’minlerin her türlü maddi ve manevî kazanımlarına karşı sürekli haset ve fesat içerisinde olmuşlardır. Bu konuda Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: “Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer başına bir musîbet gelirse, ‘Biz tedbirimizi önceden almıştık’ derler ve sevinerek dönüp giderler.”1

Bu ayette hitap, Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’e yapılmıştır. Ancak hitabın hususi oluşu, umumiliğine mani değildir kuralınca, hitap Peygamber Efendimiz’in zatında bütün mü’minleri kapsamaktadır.

Münafıkların dileği

Münafıklar, Rasûl-i Ekrem’e, Bedir Savaşı’nda olduğu gibi bir kısım savaşlarda zafer, ganimet gibi güzellikler ve nimet eriştiğinde aşırı hasetlerinden dolayı üzülürler. Uhud Savaşı’nda olduğu gibi Peygamber Efendimiz’in başına felâket/ zorluk, sıkıntı, mağlubiyet, ölüm gibi hususlar geldiğinde ise memnuniyetlerini izhar ederler.

Başta Abdullah Übey olmak üzere ve onun taraftarı münafıklar; “İşi ciddiye aldık, uyanık davrandık, savaşa katılmadık ve onlara iştirak etmemek suretiyle tedbirimizi aldık” diyerek savaştan geri kalma hakkındaki görüşlerini belli ederek müminlerden ayrılmaları sebebiyle sevinip ve övünmüşlerdir.2

Gerek münafıklar, gerek ehl-i kitap ve bunların dışındaki çeşitli din mensupları, müminlerin siyasi, idari, iktisadi ve benzer alanlarda başarılı ve müreffeh olmasını istemez hatta bundan dolayı üzülürler. Aksine müminlerin başlarına gelen sıkıntılara ve kötülüklere karşı ise hoşnutluk duyar ve sevinirler.

Yukarıdaki ayetin bağlamına baktığımızda ise müminlere karşı bu kötü tutum ve davranışları sergileyenlerin başında, münafıkların geldiğini kolayca görebiliriz.3 Onlar, çeşitli fitneler çıkarmak istemiş ve Peygamber Efendimiz’e karşı tuzaklar kurmaya yeltenmişlerdir. Yeni Müslüman olanları, İslam’dan soğutmaya ve onların morallerini bozmaya çalışmışlardır.4

Ayetin bağlamı

Bu ayeti, bir sonraki ayet olan; “De ki: “Bizim başımıza ancak, Allah’ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü’minler, yalnız Allah’a güvensinler5 ayeti ile okumakta yarar vardır. Zira bu ayette Allah Teâlâ, Peygamber Efendimiz’den ve mü’minlerden, münafıkların sevinçlerine; tutum ve davranışlarına aldırış etmemelerini ve onların propagandasının etkisinde kalmamalarını istemiş ve teslimiyet temelli bir duruş sergileyerek Allah’a güvenmelerini emretmiştir.

Allah Teâlâ bu ayette Peygamberimizden münafıklara karşı şöyle bir söylemle cevap vermesini istemiştir. “Ey Muhammed! Sana isabet eden musibetlere, sıkıntılara, kötülüklere ve zorluklara sevinen münafıklara deki! Allah’ın bizim için tespit ettiği ve kabul buyurduğu zafer/ yardım veya şehâdet veya Levh-i Maffuz’da bizim ecelimiz için takdir ettiği hususlar, sizin muhalefetiniz ya da muvafakatiniz sebebiyle asla değişmez. Ancak Allah’ın, bizim lehimize ve aleyhimize takdir ettiği ve Levh-i Mahfuz’da yazdığı bütün şeyler, başımıza gelir.

Zira kalem, kıyâmete kadar vuku bulacak hayır ve şerden ne varsa hepsini yazmıştır. Bu yüzden başına gelecek kötülüğü/ istenmeyen şeyi veya Allah istediği takdirde kendine gelecek menfaati geri çevirmeye hiçbir kimsenin gücü yetmez. Allah Teâlâ, bizim dostumuz, koruyucumuz ve işlerimizi evirip çevirendir. O, ölüm ve hayat konusunda bize kendi nefislerimizden daha yakındır.”6

Prof. Dr. Kerim Buladı/ İrfanDunyamiz.com

DİPNOTLAR

1 Tevbe, 10/50.
2 Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, XVI, 68; Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl, III, 136-137; Nesefî, Medârikü’t-Tenzîl, III, 136137; Hâzin, Lübâbu’t-Te’vîl, III, 136-137; Fîrûzâbâdî, Tenvîru’l-Mikbâs III, 136-137. 11 
3 Bkz. Tevbe, 10/42-67.
4 Bkz. Tevbe, 48-49.  
5 Tevbe, 10/51. 
6 Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl, III, 137; Nesefî, Medârikü’t-Tenzîl, III, 137; Hâzin, Lübâbu’t-Te’vîl, III, 137; Fîrûzâbâdî, Tenvîru’l-Mikbâs III, 137. 

İslam İlmihalimiz ↗

Dini sorularınıza güvenilir kaynaklardan cevaplar bulmak için tıklayın.

Kaynak Metinler ↗

İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.