Önemli bulduğum bazı eserler…

Son yıllarda hızla yükselen deizm trendi ve bizim gençlerimizin de zihinlerinde oluşturduğu sancılar ilgi alanıma girmişti önce. Bununla ilgili okumalar yapmak istediğimde karşıma ilk olarak pek kıymetli Soner Duman Hocamızın “Allah’ım Sorularım Var” eseri çıktı. Hocamızın alanı İslam hukuku olmasına rağmen akide sahasında ihtiyacı karşılayacak bir eser vermiş olması hatta ilklerden olmakla bir çığır açması ciddi bir başarı.

Ardından deizm ile ilgili ya da aynı minvalde zihin kurcalayan soruları bir araya toplayan pek çok eser geçti elime. Altay Cem Meriç‘ten Ömer Faruk Korkmaz Hocaya kadar farklı farklı bakış açılarından meseleye dair bir görüş edinmeye çalıştım. Bu süreçte bu tarz eserleri okuyup anlamaya çalışırken işin asıl kaynağına yönelme hissiyatı oluştu bende. Daha önce kelam dersi görmüş, itikadi eserler okumuştum aslında.

İslam’da inanç esasları çerçevesindeki kitaplar daha çok bir amentü şerhi mesabesinde, imanın 6 esasına genel bir bakış sunarken; kelamî eserler ise hem ilim dalının gelişim sürecini hem de inanç esaslarının bir nevi rasyonel temellendirmesini sunuyor bize. Benim aradığım ise ikisi de değildi. Şöyle diyordum; daha öz bir şeyler, daha öz…

Sonra elhamdülillah önce Tahavi Akidesi ardından da Usul-ü Münife tercümesi ile tanıştık. Hususan Tahavi Akidesi su gibi dupduru, herkesin anlayabileceği şekilde temel akide konularını ele alan; benim okurken hakikaten feyzini de hissettiğim bir eser oldu. Sahanın temel metinlerinden biri olan İmam Tahavi’nin bu veciz eseri mezhebimizin üç büyük imamının görüşlerini cem ederek Ehl-i Sünnet Akaid ilkelerini ortaya koyuyor.

Metin Prof. Dr. Ebubekir Sifil Hoca’nın vazıh ve nezih üslubuyla şerh edilerek idraklerimize sunulmuş. Çok temel ve herkesin istifade etmesi gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Usul-ü Münife ise biraz daha dikkat ve yoğunlaşmak isteyen, çaba isteyen bir eser. Beyazizade Ahmet Efendi tarafından, İmam Ebu Hanife’nin Akaid alanındaki beş risalesinde zikrettiği görüşlerden ve Hanefi imamların naklettiği kelamî meselelerden derlenmiş.

Yine eser pek çok kelam aliminin ilgili meselelerde ki görüşleri ile zenginleştirilmiş. Tercüme yapılırken metnin daha önce üzerinde çalışılmış başka tercümeleri ile de karşılaştırmalı bir yöntem izlenmiş. Özellikle, itikada taalluk etmesi sebebiyle her bir kelimenin kılı kırk yararcasına bir titizlikle seçilmesi benim çok dikkatimi çekmişti. Bu iki eseri benzerlerinden ayıran en önemli fark ise bana göre şudur; muhtevanın önemli kısmı doğru bir Allah tasavvuru inşa etmek üzerine.

İtikad hususunda bu kısım tamam olduğu vakit diğer bütün meseleleri üzerine bina etmek kolay oluyor. Diğer bir husus ise görüşlerin direk membaından, suyun en berrak yerinden alınarak nakledilmesi. Gereksiz ihtilaflarla zihin yoracak kaypak bir zemin değil, üzerine hakikaten akide bina edilecek sağlam bir temel sunuyor.

Kendi çapımda gerçekten önemli gördüğüm için vesile olabilmek adına bu iki eserden böylece bahsetmek istedim. Çünkü ben de burada takip ettiğim hocalarımızın eser tavsiyelerinden çokça istifade ederek her daim duacı oldum. Henüz yolun çok başında olmaktan sebep eserlerin hakkını teslim edemediğim noktalar olabilir, bunu da belirtmek isterim. Şimdi alandaki temel metinlere biraz da olsa hakim olabilmek niyeti ve duası ile yola devam bakalım. Ağır aksak, karınca misali olsa da…

Özlem Par Sefir/ İrfanDunyamiz.com

Tavsiye Kitaplar ↗

Tavsiye kitap listemize ulaşmak için tıklayın.

Seçme Şiirler ↗

Seçkin şairlerin en güzel şiirlerini okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.