Hacı Veyis efendi gönül almayı bilirdi

Büyük edip merhum Üstad Ali Ulvi Kurucu hatıratında dedesinin kemalatına dair bir hatırayı şöyle anlatıyor:

1932 senesindeydi. On yaşımda idim. Konya alimlerinin bulunduğu bir davete gidilmişti. Yemekte eski alimlerden Konya‘nın vaktiyle en meşhur vaizi olan Aksekili Mehmed Efendi de vardı. Sert bir zat idi.

Dedem, her zamanki adeti üzere, sofrada dökülüp kalmış ekmek kırıntılarını topladı. Bunun üzerine Hocaefendi, sert ve yüksek bir sesle; “Hacı Veyis Efendi! Bırakın canım, herkes döktüğü ekmeği kendi toplasın. Sofranın huzurunu kaçırıyorsun” gibi birkaç söz söyledi.

Sofradakiler ve bilhassa amcamla babam buna üzüldüler. Ama bir şey diyemediler… Kahveler içildi. Herkes camiine gitti. çünkü hepsi imamdı.

O günlerde, komşularımızdan ineği olan bir hanım, bir tas yoğurt getirmiş, üzerine çörek otu koymuş… Dedem o yoğurdu gördü, nineme sordu: “Kimden geldi bu yoğurt?” “Komşumuzun ineği yavrulamış da bize yoğurt getirmişler.”

“Yahu bir çıkıya bağlasan da, Aksekili Hoca’yı gücendirdik, götürsem de barışsam hocayla… ” Ninem bana: “Oğlum, deden götüreceğine, sen götürüver” dedi, yoğurdu bağladı.

Aksekili Hoca’nın evi, bize yakın Cevizleraltı’ndaydı. Kapıyı çalarız, açan olmaz. Hoca yaşlanmış, gözleri zayıf görürdü. Evde kimse yokmuş. Avlusu var, onu geçip kapıya gelecek…

Neyse: “Geliyorum, geliyorum sabret” diye içerden sesi duyuldu.

Kapıyı açtı, elini gözüne tuttu. Önce tanıyamadı. “Böyle buyurun efendim” dedi. Dedem selam verdi. “Efendim, komşulardan yoğurt gelmiş. Boğazımızdan geçmedi. Size getirdim onu… ”

Dedem bunları der demez. Aksekili Hoca coştu; gözyaşlarıyla: “Hazcı Veyis Efendi, sen beni her şeyde geçtin; nedir bu kemalat yahu! Nedir bu ahlak-ı Peygamberî… Hacı Veyis Efendi, bu şeker hastalığı beni insanlıktan çıkardı. Üç gündür ben uykuyu kaybettim. Hacı Veyis Efendi, ben huysuz bir insan oldum…”

O, onun elini öpmek ister; o, onun elini öpmek ister … Sarıldılar bir ağlaştılar. Hala o tablo gözümün önündedir.

Kaynak: M. Ertuğrul Düzdağ, Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar, c.1, s.109)

Ali Ulvi Kurucu

İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Hacı Veyis Efendi merhum yakın dönemde yaşamış Konya’nın ulu hocalarındandır. Onun hayatına dair bilgileri genellikle torunu merhum Ali Ulvi Kurucu’nun hatıralarından öğreniyoruz. Onun hayatında gündelik hayatlarına sünnet-i seniye ile yön veren eski insanların güzelliklerini görüyoruz? Sahi ne idi o güzellikler? Mesela hatır sayma, mesela gönül alma, mesela affetme, mesela kusurları görmezden gelme. Hacı Veyis Efendi’nin hayatında dikkat çeken ayrıntılardan birisi de Müslümanların kayıp ahlakı “ikram etme” faziletine sahip olmasıdır. Efendim biz Müslümanız, gerek misafirimize, gerek komşumuza, gerek akraba ve arkadaşlarımıza ikram etme faziletini yaşatmamız gerekir. Bu güzel büyüklerimizin hayatlarını okumalı ve onlarda gördüğümüz bu güzel faziletleri yeniden keşfederek hayatımıza yeniden katmalıyız. Kalın sağlıcakla.

Hatıra Arşivi ↗

Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.

İyi Haberler ↗

İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.