Amasya Beyazıt Camii avlusuna girince, cami duvarındaki “Vav” harfini yeniden fotoğraflamalıyım diye düşündüm.
“Vav”ın fotoğrafını çekerken az ilerde bir şey dikkatimi çekti. Kapının hemen solunda bir adam, elinde tebeşirle tahtaya bir şeyler yazıyordu.
Yavaşça ona doğru yaklaştım. Saçları az dökülmüş, yaşı bir hayli ilerlemiş, gözlüklü adam geniş siyah tahtaya ayet ve hadis yazıyordu. Elindeki beyaz tebeşiri hattat kamışı gibi kullanıyor, tebeşirin gezindiği yerlerde harfler nakış gibi siyah zemine dökülüyordu.
Bir süre izledim. Tebeşirin tesbihe dönüştüğünü hissettim. Her harf sanki binlerce defa “hu” diyerek dökülüyordu tebeşirin ucundan. Satırlar o kadar düzgün, harfler o kadar biçimliydi ki…
Adam yazmıyor sanki sanat icra ediyordu. Sanatıyla zikir çekiyordu.
İyice yanaşıp “selamünaleyküm, kolay gelsin” dedim. Kafasını hafifçe yana dönerek “sağol” dedi. Bakışı o kadar latif idi ki sanki derin bir sohbetin içinden çıkmıştı “sağol” kelimesi. “Fotoğrafınızı çekebilir miyim” diye sordum, başını evet anlamında salladı. O an hemen kaybolacak sandım. Zor rastlanılır bir an idi çünkü. Bir kaç kareyi hızlıca aldım.
“Siz, caminin imamı mısınız” soruma “hayır, ben cemaatim” dedi. İsmi Naim imiş. Soyadını da söyledi ama heyecandan aklımda tutamadım. Naim Amca demek kolayıma geldi hem.
Naim Amca yazısını harf harf, nakış gibi siyah tahtaya düşürürken “Naim amca, helal olsun sana” diyerek yanından ayrıldım. O yazmaya devam ediyordu.
Erol Erdoğan/ İrfanDunyamiz.com
Hatıra Arşivi ↗
Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.
İyi Haberler ↗
İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.