Avinyon’da bir Osmanlı mezarı…

Fransa’nın Avinyon şehri Marsilya’ya yakın, havası çok sıcak olan tarihi bir şehir… Orada yaşayan Türklerin birçoğu oturum alamamış. Orada çok sıkıntılı insanlar gördüm. Öyleleri var ki biri; “Ben buraya geldiğimde oğlum 9 aylıktı, şimdi ilköğretimi bitirmiş hala görüşemedik” derken, bir başkası; “Burası olmaz olaydı beni huzurumdan etti” diyordu.

Oturum almak için yabancı bir hanımla evlilik yapmış, ondan birkaç çocuğu olmuş, ayrılmak için mahkemeye vermiş, avukat tutmuş parası pulu hep boşuna gitmiş. Orada dünyaya gelen çocukları Müslüman olmamışken Türkiye’de olanları da yıllarca görememiş. Aman Ya Rabbim ne hayatlar var. Hulasa perperişan durumda olanları gördüm gurbet ellerde.

Çok etkilendim

Bunun gibi olumsuzluklar yanında iyi durumda olanlar da var tabi ki… Genç yaşta oralara gidip iş sahibi olmuş, evinden 25 km uzakta olan camiye başkanlık yapan bir arkadaş bizimle çok ilgilendi. Sağ olsun bizi Osmanlının torunu şehzade Mahmut Şevket ile kızının bulunduğu mezarlığa götürdü. O mezarları ziyaret ettiğimde etkilendiğim şekilde hiçbir mezardan öyle etkilenmedim doğrusu… Çok üzüldüm.

Bizimle beraber olan bazı arkadaşlar, Mahmut Şevket’in kızı ile tanışma fırsatı bulmuşlar. 1970’li yıllarda, bir grup işçi kardeşimiz onu ziyaret emiş ve ona bazı hediyeler götürmüşler. Fakat asil insan olan o değerli annemiz; “Evladım alın bu getirdiklerinizi de yıllardır sizlerin hasreti ile yaşayan evlatlarınıza gönderin, eşlerinize, çocuklarınıza sahip çıkın” demiş.

Mezarları başında Kur’an okudum. Orada duyduklarım beni daha da çok üzdü. Osmanlı yıkıldıktan sonra onları yurtdışı etmişler. Bir müddet Mısır’da yaşamışlar. Mahmut Şevket o zamanki dışişlerine haber göndermiş; “Bana 80 tane asker verirseniz tekrar Mısır’ı Türkiye’ye katarım” demiş. O zamanki görevliler bu olayı Mısır devletine bildirmişler ve o günden sonra da Mısır, baba ile kızını sınır dışı etmiş.

Çok çekmişler

Yıllarca ne çileler çekmişler. Nihayet Avinyon’da kilise onlara sahip çıkmış, eski tarihi bir eve onları yerleştirmiş. Geçinecekleri kadar da maaş bağlamış. Nereden nereye… Bu duyduklarıma üzülmemek mümkün değil…

Onların evlerine yakın bekçilik yapan Fransız birisi Mahmut Şevket’i anlatmakla bitiremiyormuş. “Böyle bir insan nasıl sınır dışı edilir?” diyormuş ve ekliyormuş: “Onu her gördüğümde elinde kitap olurdu. Çok okuyan, ifade kabiliyeti güçlü, değerli bir ilim adamıydı. İnsan yetiştirmek o kadar kolay mı? Ne diye böyle değerli insanları sınır dışı etmişler.” Elin Fransız’ı bile bizimkilerin yaptığına bir anlam verememiş.

Kızı hiç evlenmemiş. “Niçin evlilik yapmadınız?” diye sorulduğunda onun verdiği cevabın güzelliğine bakın: “Ben Osmanlı torunuyum, elin memleketinde kiminle evlilik yapabilirim? Ecdadıma leke gelmesin diye evlilik yapmadım.” Arkadaşlar “Sizi Türkiye’den gelip arayan, soran olmadı mı?” diye sorduklarında şu cevabı almışlar:

“Olmaz olur mu, birçok kimse geliyordu. Özellikle de hocalar gelir, babamla uzun uzun sohbet ederlerdi. Fakat bir gelen bir daha gelmezdi. Babam merak edip araştırdığında gelenlere çok ağır cezalar verdiklerini, onları işkenceye tabi tuttuklarını öğrenmiş. Kim işkence etmiş biliyor musunuz? Fransızlar değil; Türkler… Türkiye’de yapmışlar. Ondan sonra gelmek isteyenler olduğunda, bizim yüzümüzden insanlar çile çekmesin diye babam kabul etmiyordu fakat yine de gelenler oluyordu.”

Bir acı düştü

Çocukluğumuzda buna benzer şeyleri duyar, fakat çok etkilenmezdik. Fransa’daki mezar başında bu duyduklarıma hem çok üzüldüm, hem bu duyduklarımdan çok etkilendim. Sanki o mezarda yatanlar bugün ölmüşler gibi içime bir acı düştü. Çektikleri çileler, yoksulluklar, kiliseden yardım almaları, daha neler neler… Dünyanın neresinde bir mazlum olduğu duysalar oraya müdahale edenlerin evlatlarına, torunlarına yapılanlar ne insanlığa, ne de tarihe yakışmış.

Okuyanları üzdümse özür dilerim. Ancak o günkü olayları duyup da üzülmemek elde mi? Biz duyduklarımıza üzülüyoruz, acaba o rezaletleri yaşayanlar nasıl üzülmüşlerdir. Makamları cennet olsun, ruhları için bir Fatiha okumayı unutmayın. Merak ediyorum onlara o zulümleri reva görenlere de Fatiha okuyanlar var mıdır acaba?

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Seyda Muhammed Konyevi’den Güzel Eser

Seyda Muhammed Konyevi’nin Reyhani Yayınları’ndan çıkan Hazreti Muhammed’den Kutlu Mesajlar adlı kitabının, son dönemde çıkan …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.